HAKSÖZ HABER
Danıştay 2. Dairesi, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeline başörtüsü serbestisi getiren düzenlemelerin iptali istemiyle açılan davayı reddetti. Dava reddedildi ama Dairenin Başkan vekili alınan bu karara muhalefet ederek şerh düştü.
Devlet içinde hala başörtüsü düşmanlığına sahip yetkililerin varlığını ortaya koyan bu durum çok ‘özgün’ dayanaklarla gerekçelendirilmiş. “Kamu hizmetinde laiklik ilkesinin tarafsızlık ilkesinin bir unsuru olduğunu ve dinsel alanda tarafsızlığın, laiklik olarak da tanımlanabileceğine” değinen başkan vekili, “tarafsızlığın, kamu hizmetine hâkim olan temel ilkelerden biri olduğunu” ifade ederek, tezini şöyle temellendirmeye çalışıyor: “Tarafsızlık ve eşitlik ilkesine bağlı kalmakla yükümlü bulunan kamu personelinin, hizmetin yürütümünde taraflı davrandığı yönünde şüpheye neden olmaması, siyasi görüşlerini, dinsel aidiyetlerini hiçbir şekilde belli etmemesi gerekir. Kamu görevlilerinin, din ve vicdan hürriyetinden bahisle dinsel mensubiyetlerini öne çıkarmalarına olanak sağlayacak şekilde kural getirilmesi, anayasanın 2. maddesinde yer alan ‘laiklik ilkesi’ varlığını korudukça hukuken kabul edilemez. Din ve vicdan özgürlüğü bağlamında kamu personelinin dinsel aidiyetini göstermesine imkân tanınmasının, kamu görevini yerine getirirken ne kadar tarafsız davranırsa davransın, hizmetten yararlanan kişilerde şüpheye yol açabileceği ve bundan da kamu hizmetinin zarar göreceği açık.”
Özetle kamuda başörtülü çalışmanın, çalışan kişinin tarafsızlığına şüphe düşürmesi ihtimali sebebiyle başörtüsüne kamuda serbestlik tanınmaması gerekiyormuş! Başkan vekili lafı uzaklardan getirerek başörtüsü düşmanlığını gizleme çalışmasının onu daha komik ve rezil bir duruma düşürdüğünün farkında değil herhalde.
Önyargılarının zekâsını körelttiği insanların en temel özellikleri, kendilerini başkalarının yerine koyamamalarıdır. Modernler buna ‘empati eksikliği’ diyor. Sayın Başkan vekili acaba kendi zorlama bakış açısına göre pekala başörtülü olmayan çalışanların da ‘tarafsızlıklarına’ gölge düşmesi ihtimalini görebiliyor mu? Kendisini –eğer yapabilirse- dindarların veya başörtülü insanların yerine koysun. 2021 senesinde başörtüsüne Danıştay’da şerhli özgürlük tanınan bir ülkede, başı açık olan bir memurun kesin bir şekilde tarafsızlığından kim bahsedebilir? Sadece başörtüsü düşmanlarının kafasının rahat olduğu bir ülke gerçeği çıkar ortaya!
Danıştay’ın içerisinde başörtüsü düşmanlığını çeşitli kılıflarla sürdürmeye çalışan insanların varlığı bu ülkenin asıl sorunudur. Hala toplumun büyük bir kesimini ötekileştiren, düşmanca bakış açısı sürdükçe Türkiye için rahat nefes alma zamanı gelmiştir denilemez!