Danışman Emre Dorman olunca yüzeysellik de kaçınılmaz hale geliyor

Türkiye televizyonlarında dindarların temsil biçimleri hala oldukça sorunlu…

Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

Yeşilçam’ın kekeme, pinti, korkak din adamı tiplemesi yıllardır çeşitli eleştirilere maruz kalıyor. Geçmişte dindarların ya gösterilmediği ya da gösterilse bile düşmanca gösterildiği bir vasat hakimdi.

Üçkâğıtçı, hesapçı, hain, ahlak yoksunu dindar insan tiplemeleri Muhsin Ertuğrul sonrasındaki yönetmenler açısından da büyük oradan benimsenmiş ve bu tarz Türkiye’de sinemaya etkin olmuştur denilebilir.  Bu durumun kırılmaya başladığı dönem ancak 1960’lı yıllarda yapılan çok kötü, içerikten yoksun menkıbe filmlerine denk geliyor. Bu filmlerin tamamen ticari kaygılarla oluşturulmuş ve “es selamu aleyküm, ben Hz. Ömer” düzeyinde bilgi hatalarıyla dolu, parodi tarzı yapımlar olduğunu belirtmek gerekiyor.

Bugün geçmişin eleştirisini yapabiliyoruz ancak esas sorun hala geçerliliğini koruyor. Emre Dorman’ın danışmanlığını yaptığı Star TV’de yayımlanan “Ömer” isimli dizinin son bölümündeki bir sahne epey tartışmaya sebep oldu.

Shtisel adlı İsrail yapımı dizinin uyarlaması olan Ömer başarısız bir yapım. Shtisel, modern hayat içerisinde Ortodoks Yahudilerin karşı koyuş biçimlerini, kazanımlarını, kayıplarını ve tutarsızlıklarını ortaya sermeye çalışan bir dizi. Ömer ise reyting uğruna her şeyi yapmaya hazır derinlikten yoksun bir yapım.

Bu bahis zaten dizinin muhtevasını anlamak için yeterli ama bir de Emre Dorman isminin diziye danışmanlık yapıyor olması meseleyi iyice alevlendiriyor. “Kur’an’daki bilimsel mucizeler” düzeyindeki içerikleriyle tanınırlığa ulaşan Emre Dorman “gelenek” şeklinde isimlendirdiği İslam algısıyla hesaplaşma adına modern yaklaşımı esas alan bir perspektife sahip.

Zaten Dorman'ın Kur’an-ı Kerim’den bilimsel metin çıkarma çabasının kendisi de bakış açısını özetliyor. Modernite karşısında içselleştirilmiş bir eziklikle Batı düşüncesinin kalıpları hiçbir şekilde eleştiriye tabi tutulmadan Müslümanların “gelenekleri” amiyane tabirle harcanıyor. Geleneğin ne olup olmadığından başlanarak sünnet ve hadis meselelerini kapsayan geniş tartışmalar karikatürize edilerek geçiştiriliyor. Ortaya ise verimli olmayan ilmi ahlak ve derinlikten uzak kısır münakaşalar çıkıyor. İşte Dorman da bu münakaşalar sayesinde kendisine konum sağlayan bir araştırmacıdan ibaret!

Doğuş Yayın Grubu kendi çizgisine yakın gördüğü için olsa gerek Emre Dorman’a Ömer dizisinde danışmanlık teklif etmiş olmalı. Dorman da kendisine verilen bu görevi layıkıyla yerine getiriyor anlaşılan. Kızının başını zorla kapatan baba sahnesi sebebiyle Ömer dizisi tekrar tüm Türkiye’nin gündeminde.

En çok izlenen diziler listesinde uzun süredir ilk sırada yer alan Ömer, milyonlarca insan tarafından takip ediliyor. Böyle bir dizide ise dindar baba tiplemesi “okumayacaksın, başını kapatıp evde oturacaksın” yüzeyselliğinde aktarılıyor.

Din ve dindarlık yorumlarının bu kadar sığ bir perspektifle oluşturulması sinema, televizyon camiasının bu konulara olan mesafesinin özeti niteliğinde. Danışman da Emre Dorman olunca malum mesafe aşılmış olmuyor hatta daha da artıyor. Ömer Baba’dan müezzin Ömer’e kadar hatta Yeşilçam’dan bu yana değişen fazla bir şey yok!

Dindar streotipi hala baskıcı, yobaz ve tekdüze. Böyle olmayanları ise hayatın gerçeklerinden kopuk, süfli ve absürt derecede ılımlı... Toplumda “kızını okula yollamayıp başını zorla kapatan”  örneklerin olmadığını söylemek nasıl mümkün değilse muhafazakar-dindarların ekranda gösterilme biçiminin politik bir zeminden güç almadığını söylemek de o kadar mümkün değil!

Dindarlar televizyonda hala Emre Dorman’ın “bilimsellik kriterleri” ne kadarına izin veriyorsa o kadar insaflı bir şekilde ele alınıyor işte! Bu insafsızlık karşısında kendisini izaha muhtaç gören bazı muhafazakarlar ise “aslında biz öyle değiliz” diyerek sevimli görünme çabası içine girecekler. Herkes sakin olsun! Emre Dorman’ın danışmanı olduğu bir diziden bahsediyoruz. Google’da “ömer dizi” şeklinde bir arama yapılınca karşınıza müstehcen içerikli aldatma temalı görseller ve haberler çıkıyor. Reyting için her şeyi yapmaya hazır olduklarını ifade etmiştik zaten.

“Aşırı” dindar Tahir Bey’e kızını odaya kapatıp ona zorla ferace giydirip ve başörtüsü taktıran Dorman’ın da içinde yer aldığı ekip bir soruna parmak bastıklarını zannediyorlar. Hâlbuki yıllardır yok sayılan veya dışlanan dindarları daha fazla ötekileştirmekten başka bir şey yapmıyorlar…

Şartlar eşit olsa bu eleştiriye cevap dahi verilebilir ancak şu vasatta verilecek cevap kaba saba Tahir’in savunusu şeklinde anlaşılacak. İslam’ı veya dindarlığı Ömer dizisi üzerinden anlamlandırması ihtimali bulunan binlerce insan ise bu gerçeklikten uzak, akıl dışı sahnelerle zihinsel iğdişe maruz kalacak. Süreç bu şekilde işleyince ise sorun halka halka daha fazla büyüyor ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

İşte bu dindarlar böyle, görüyorsunuz değil mi?” diyerek birilerine kendisini kanıtlamak isteyen ezikler ise Ömer dizisini daha fazla insanın izlemesi için WhatsAp durumlarında paylaşacaklar. Emre Dorman ise eserine bakıp övünecek ve kendisini verilen görevi yerine getirmenin mutluluğu içinde başını yastığa huzurla koyacak…


Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!