Danimarka’da bir araya gelen 24 Sivil Toplum Kuruluşu (STK), Kur’an-ı Kerim ve kutsal kitaplara saygı yürüyüşü düzenledi.
Aralarında Türk STK’ları, Danimarka Türk Diyanet Vakfı (DTDV), Danimarka İslam Toplumu (DİT) ve Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Danimarka şubesinin de bulunduğu STK’ların üyeleri, Blaagards Plads meydanında toplanarak, ellerindeki Kur’an-ı Kerimlerle Kopenhag Belediye Meydanı’na yürüdü.
Yürüyüş esnasında sloganlar atan ve tekbir getiren grup, meydana ulaşılmasının ardından okunan ezan ve yapılan konuşmaların ardından olaysız şekilde dağıldı.
Gösteriye destek veren STK’lar, Danimarka’da Kur’an-ı Kerim dahil, kutsal kitapların yakılmasının yasaklanması ve Danimarka’da iki yıl önce kaldırılan "inanca hakaret" yasasının yeniden yürürlüğe konulması için imza topladı.
Toplanan imzaların siyasilere ulaştırılacağı bildirildi.
Rasmus Paludan’ın 23 Nisan gününe kadar başkent Kopenhag’da gösteri düzenlemesini yasaklayan Kopenhag Polisi’nin gösteri boyunca geniş güvenlik önlemleri aldığı görüldü.
Batı Kopenhag Polisi de Paludan’ın kendi bölgelerinde gösteri düzenlemesini yasaklamıştı.
"Gençlerimiz tuzağa düştü"
Protesto gösterisinde bir konuşma yapan UID Danimarka Şubesi Başkanı Fatih Alev, şöyle konuştu:
"İslam düşmanlığı bu toplumda farklı kademelerde, siyasette, medyada olan bir durum. Artık mahallemize kadar giren ırkçı bir kişi 'Kur’an-ı Kerim'inizi yakacağım' diyerek, Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizle ilgili insanları provoke edip tahrik etmeye çalıştı. Bazı gençlerimiz de maalesef tuzağa düştü. Mesele de olması gerekenin dışına taşmış oldu. Konu, şiddet olayları ile şu anda karışmış oldu. Müslümanların, dinimizin öngördüğü barışçıl prensiplerin dışına kesinlikle taşmadan, vakurla, 'dinimize saygıda bulunulsun' talebimizi topluma bildirmesi gerekiyor. Vatandaşlarımız da burada bunu yapmaya çalışıyor."
Fatih Alev, Rasmus Paludan’ın eyleminin, "ifade ve protesto özgürlüğü” adı altında savunulması konusunda ise şunları söyledi:
“Danimarka, ifade özgürlüğünün çok aşırı şekilde uygulandığı bir ülke. 'Ne pahasına olursa olsun prensiplerin herkese işlemesi lazım' diyorlar ama mesela Kraliçe’nin sarayının önünde yapılmak istenen, Kraliyet Ailesi’nin özel durumunu protesto eden bir gösteri 9 yıl önce engellendi. Danimarka’nın tarihinde bunlar da var ama bunları görmezlikten geliyorlar. Tahrikçi Rasmus Paludan’ın hakkı olduğunu söylüyorlar. 'Ne kadar kendisini tasvip etmesek de yaptıklarını kınasak da sonuna kadar arkasındayız, yani bunu yapabilir, yapması lazım' diyorlar. Polis bu adamı, bu tahrikçi ırkçıyı korumak için milyonlarca kron harcamış bulunuyor ve hala da harcamaya devam edecekmiş gibi görünüyor.”
AA