Danimarka, son 5 yılda 100'den fazla İslamofobik ve ırkçı yasa çıkardı

Danimarka'da "dine/inanca hakaret" yasasını kaldıran hükümet, ülkede Kur'an-ı Kerim'in yakılarak İslam'a ve Müslümanlara hakaret edilmesinin yolunu açtı.

Danimarka'da 2015'te iktidara gelen Liberal Parti (Venstre), 4 yıllık görev süresi boyunca göçmenlerin ya da göçmen kökenli azınlıkların haklarını kısıtlayan 114 yasaya imza atarken, 2019'da hükümeti devralan Sosyal Demokrat Parti de iktidarının ilk yılında aynı konuda 29 yasayı ya çıkardı ya da çıkaracağını açıkladı.

Göç ve Uyum Bakanlığının internet sitesinde yer alan bilgilere göre, 2015-2019 yılları arasında ülkeyi yöneten Liberal Parti liderliğindeki hükümetler döneminde başlayan ve Sosyal Demokrat Parti iktidarında da süren 5 yıl boyunca, ülkedeki göçmenlerin veya göçmen kökenli azınlıkların haklarını kısıtlayan 100'den fazla yasa hayata geçirildi.

Liberal Partinin azınlık hükümeti olarak ülkeyi yönettiği ilk yılda göçmenlerin haklarını kısıtlayan 47 yasa çıkarılırken, 28 Kasım 2016’da azınlık hükümetine Liberal İttifak ve Muhafazakar Parti de dahil oldu.

Liberal Partinin iki defa hükümet kurduğu 18 Haziran 2015 - 5 Haziran 2019 tarihleri arasındaki 4 yıl boyunca, göçmenlerin veya göçmen kökenli azınlıkların haklarını kısıtlayan toplamda 114 yasa parlamentoda kabul edilirken, 2019 yılında hükümeti devralan Sosyal Demokrat Parti ise iktidarının ilk yılında bu kişilerin haklarını kısıtlayan 29 yasaya ya imza attığını ya da atacağını açıkladı.

Göçmenlere yönelik kısıtlamaların sayısını bakanlığın internet sitesine sayaç koyarak gösteren ve parlamentodan geçirdiği 50’nci kısıtlama yasasını pasta keserek kutlayan dönemin Göç Bakanı İnger Stöjberg liderliğinde hazırlanan yasalar, sağ partilerin hükümeti kurmasında ve parlamentoda çoğunluğu sağlamasında etkili olan aşırı sağcı Danimarka Halk Partisi sayesinde hayata geçirildi.

Göçmenler için ıssız ada

Mülteci akının başlamasının ardından, mültecilerin takı ve paralarına el konulmasına yönelik yasayı hayata geçiren dönemin Liberal Parti liderliğindeki hükümeti, uluslararası kamuoyundan gelen tepkilere aldırmayarak göçmenleri toplama kararı aldığı ıssız Lindholm Adası’nda, göçmenler ve sığınmacılar için "Geri Gönderme Merkezi" kurulması yönündeki yasayı parlamentodan geçirdi.

Birleşmiş Milletlerin (BM) sığınmacı kotasından yılda 500 sığınmacı kabulünü de durduran Göç Bakanı İnger Stöjberg, Arap ülkelerindeki gazetelere Arapça ilan vererek sığınmacıları Danimarka’ya gelmemeleri yönünde de uyardı.

Ülkede sığınma talebi kabul edilen mültecilerin ekonomik desteğini kısıtlayan hükümet, göçmen ve mültecilerin aile birleşimi haklarını da zorlaştırdı.

Göçmen kökenli azınlıkların, Danimarka’da doğsa bile Danimarka vatandaşlığı hakkı kazanımını da zorlaştıran hükümet, vatandaşlık testlerinin seviyesinin zorluk derecesini yükseltmekle kalmayıp, vatandaşlık hakkı kazananlara yönelik "tokalaşma kuralı" da getirdi.

Kısıtlamalar Müslümanları da etkiledi

Yasaklı din adamı listesi hazırlayan Göç Bakanlığı, listedeki din adamlarının Danimarka’ya girişlerini yasakladı.

"Dine/inanca hakaret" yasasını kaldıran hükümet, Danimarka’da Kur’an-ı Kerim'in yakılarak İslam’a ve Müslümanlara hakaret edilmesinin yolunu açtı.

Danimarka’da araştırmalara göre, yaklaşık 150-200 kişinin burka ya da peçe taktığı bilgisi kamuoyunda paylaşılmasına rağmen, özgürlükleri kısıtlama yoluna giden hükümet, kamusal alanda burka ve peçeyi yasakladı.

Sosyal Demokrat Parti, sağ partileri aratmadı

Sosyal Demokrat Parti, 5 Haziran 2019’da yapılan seçimlerin ardından tek parti olarak azınlık hükümetini diğer sol partilerin desteğiyle kurmasına karşın, yabancılara yönelik sert yasaları hayata geçirerek, eski Göç Bakanı İnger Stöjberg ve aşırı sağcı Danimarka Halk Partisinin politikalarını devam ettirdi.

Göç Bakanı Mattias Tesfaye, özellikle Müslümanları hedef alan ve yurt dışından camilere yönelik ekonomik desteği kısıtlayan yasaya imza atarak, inanç toplumlarının vaaz ve hutbelerinin Dancaya çevrilmesi yönünde yasa çıkarmaya hazırlanıyor.

Öncelikli hedef olarak Suriyeli mültecileri ülkelerine geri göndermek için çalışan Göç Bakanı Tesfaye, Suriye’de bazı bölgelerin güvenli olması durumunda, Suriyeli mültecilerin oturum haklarının ellerinden alınarak ülkelerine geri gönderilmeleri yönünde sertleştirmeye gitti.

Ülkelerine geri gönderilecek göçmenlerin cep telefonlarının alınarak incelenmesine ve veri toplanmasına yönelik yasa da Sosyal Demokrat Partili Göç Bakanı Tesfaye döneminde yürürlüğe girdi.

Başvuruları kabul edilmeyen mültecilerin, yeniden başvuru haklarından vazgeçmeleri halinde 20 bin Danimarka kronu (yaklaşık 25 bin lira) para verilmesi yönünde kural getiren Göç Bakanı Tesfaye, yurt dışından Danimarka’ya tarım alanında çalışmak için gelen stajyerlere yönelik dil testi, yaş sınırı ve Danimarka’da bulunma sürelerini de içeren bir dizi kısıtlama getirdi.

Göç Bakanı Tesfaye liderliğinde hazırlanan ve parlamentoda kabul edilen yasalar arasında Birkeröd kasabasında yeni bir "Geri Gönderme" merkezi kurulmasına karar verildi. Böylece, ülkelerine geri gönderilecek kişileri Danimarka’nın utanç adası olarak adlandırılan ıssız ada Lindholm’da toplamaktan vazgeçildi.

Dünya Haberleri

Sırbistan'daki hükümet karşıtı öğrenci gösterisine on binlerce kişi destek verdi
Telaviv’de ateşkes ve esir takası talebiyle gösteriler düzenlendi
Papa, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını "büyük zalimlik" olarak nitelendirdi
ABD Kızıldeniz'de yanlışlıkla kendi savaş uçağını düşürdü
Almanya'da Noel pazarına araçla yapılan saldırıda ölü sayısı 5'e yükseldi