Dalan’a niye ağırlaştırılmış müebbet istiyorsunuz ki?

Ali İhsan Karahasanoğlu

Almanya’nın, Ergenekon davasında aleyhinde yakalama kararı verilen Bedrettin Dalan için aldığı kararı biliyorsunuz.

 “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması istendiği için, iade edilmesi mümkün değil” demişler!..

Ve gerçekten de iade etmemişler!

Şimdi Dalan beyefendi, televizyon programlarına bağlanıp, “Benim aleyhime arama kararı falan yok” diye caka satıyor..

“Ben Almanya’dayım. Alın size adresimi de vereyim” diyerek, adeta Türk yargısı ile, Türk polisi ile dalga geçiyor..

Cübbeli’nin evindeki perdelerin uzun uzun görüntülerini çekip, medyaya servis eden polis amirlerimiz acaba bu konuda ne düşünüyorlar?

Savcılarımız ne planlıyorlar?

Gazetelerin haberlerine göre, “Dalan’ın, bir başka ülkeye gitmesi beklenecek” imiş!

O zaman siz bu işi unutun derim..

Dalan, adresini verecek kadar rahat olduğu Alamanya’yı bırakıp, ne diye bir başka ülkeye gitsin ki?

Almanya’da kıtlık mı var, yoksa can tehlikesi mi?

Ne güzel, şapkayı geçirmiş kafaya, kafelerde dolaşıyor işte..

Enayi mi, bir başka ülkeye gidip de, o ülkenin verebileceği “iade kararı” ile kendisini tehlikeye atsın?..

Görüyor musunuz saçmalığı..

Görüyoruz da.. Doğruları da söylememiz lazım..

Burda tek suçlu, Almanya mı?

Tabii ki birinci suçlu Almanya.

Ama biraz da kendimizde kusur aramalıyız...

Nasıl?

Almanya, “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası”na mı kafayı takmış?

“Bu çok ağır bir ceza. Bu ceza ile yargılanması istenen bir kişiyi, ben kendi elimle size vermem” mi diyor?

Benzer durumda olan Metin Kaplan’ı iade ederken, bunu hiç düşünmemiş.. Tam aksine, güle oynaya iade edip, arkasından da “Oh olsun” mu demiş....

Hemen önüne koyarsınız, “Bakın Metin Kaplan’ı iade etmiştiniz ama” diye..

Bununla da yetinmezsiniz..

Esnek bir kararla, Almanya’yı köşeye sıkıştırırsınız..

Ne gibi mesela?

Mesela, alır savcı dosyayı eline.

“Bedrettin Dalan için ek iddianame düzenliyorum” der..

Sonra?

“İddianamede atladığımız bir indirim hususu var.. Dalan’ın cezasına indirim maddesi uygulanmalı” dersiniz.

Ağırlaştırılmış müebbet cezasının, müebbet hapis cezasına çevrilmesini istersiniz..

Olur biter..

Ne olur yani, ağırlaştırılmış müebbet yerine, müebbet hapis cezası istense, kıyamet mi kopar?

Ne yapacaksınız, Bedrettin Dalan Türkiye’ye gelse, sanki ömrünün sonuna kadar, onu hücrede mi tutacaksınız?

2 sene, 3 sene yatacak, sonunda bir punduna getirip çıkacak zaten.. Ya çıkacak, ya da ömrü vefa etmeyecek.

Adamın yaşı olmuş 70.

“Yaş 70.. İş bitmiş” demeyeceğim ama..

20 yaşındaki bir delikanlı gibi; 40 yıl, 50 yıl hapiste yatacak değil herhalde..

Şu andan sonra, Dalan’ı cezaevine koysanız da, orda kalacağı müddet, bir elin parmak sayısını, mümkün değil geçmez..

O zaman öncelik ne olmalı?

Dalan’ı getirtip, yargılayıp, suçunu delilleri ile ispatlamak ve mahkumiyetini sağlamak olmalı.

Mahkumiyetin sonunda da, mali sonuçlarını uygulamak olmalı.

“Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verme”nin önünde, Dalan’ı Türkiye’ye getirememek ve dolayısı ile yargılayamamak ve tabii ki hiç ceza verememek varsa..

Biraz esnek olun..

Yazsın savcı, ek bir talep..

Bakanlık da tekrar düzenlesin, iade isteğini..

“Al bakalım, Alman kardeş... ‘Ağırlaştırılmış ömür boyu hapis olmaz’ diyordun. Al sana ‘hafifletilmiş müebbet’ hapis. Al da, ver Dalan’ı bize..” deyiver..

Bakalım o zaman ne diyecek, uyanık Alman!

Biliyorum, yine bin dereden, bin kova su getirecekler..

Ama, sen de Adalet Bakanlığı olarak, Türkiye Cumhuriyeti olarak, çıkıp ifşa et, ikiyüzlüleri..

Kaçak adamın, televizyon programlarına bağlanıp efelenmesini bekleme..

“Almanlar ‘ağırlaştırılmış müebbet olmaz’ dediler.. Biz de talebimizi ‘müebbet’le sınırladık. Ama bakın yine vermiyorlar” diyerek, vicdanlarda mahkum ettirin, şu Hitler’in torunlarını..

Bunu da yapamıyorsanız, “Ergenekon’un üzerine, hassasiyetle gidiliyor” demeyin..

YENİ AKİT