SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL'in yazısı:
İnsanın ruhî hal ve davranışlarını inceleyen psikolojide bir takım tarifler vardır.. Bunlardan birisi, sadizm (zulmetmekten zevk alma) eğilimidir ve bu anlaşılabilir bir durumdur. Çünkü, güçlü olduğunu hisseden ve kendisini kontrol etmesini bilmeyen her insan, başkasına tahakküm etme, onu kendi etkisi altına alma eğilimine sahibdir ve bu eğiliminin gereğini yerine getirirken, karşısındakine de her türlü baskı ve zulmü reva görebilir.
Ama, bunun yanında tarif edilmiş bir diğer psikolojik hal daha vardır ki, o da mazoşizm’dir. Bu durum, kendisine zulüm yapılmasından zevk alma eğilimidir ve tabiatiyle şaşırtıcıdır. Çünkü, zulmedildikçe, ezildikçe daha fazlasını ister. (Bir genç vardı, yıllarca önce.. Bir takım rahatsızlıklarından sözetmişti.. ‘Nedir?’ deyince.. ‘Bilmiyorum, ama, ben kafayı yiyeceğim galiba.. Boks antremanlarına gidiyorum.. Antrenman sırasında, kafama yumruk indikçe o kadar zevk alıyorum ki, anlatamam.. Daha fazla vurulmasını, âdetâ, kafamın ezilmesini istiyorum..’ demişti..)
Şimdi, IŞİD -DAİŞ savaşçılarının durumu da buna benziyor gibi sanki.. Çünkü, başlarında Amerika’nın bulunduğu ve ‘koalisyon güçleri’ denilen ülkelerin savaş uçaklarınca ve füzelerince mevzileri devamlı bombardıman ediliyorlar ve bundan âdetâ zevk alıyormuşçasına kendi üzerlerine gelecek yeni baskı ve zulümlerin kapısını daha bir aralamaya çalışıyorlar. Son olarak, Kilis civarında, Suriye-Türkiye sınırının öte tarafından Türkiye’nin askerlerine saldırmak gibi bir çılgınlığa da başvurdular.. Bunu bilerek mi, yoksa, birilerinin güneş başına fena mı vurdu da, yaptılar? Anlamak zor.. Ve Türkiye de onların üzerine bombalar yağdırdı..
Ama, insana ilk planda onlarda bir mazoşist eğilim var gibi bir çağrışım yaptırıyor. (...)