2008 biterken, ufukta yerel seçimler bile belirmişken 'rejimin geleceği' üzerinde yoğunlaşan tartışmaların geride kaldığı, dolayısıyla siyasî gerginliklerin azalacağı yönünde iyimser bir hava oluştu. Bu iyimserliğin gerisinde ise CHP'nin 'çarşaf açılımı' vardı. | |
Bu partinin laiklik üzerinden yürüttüğü muhalefet stratejisine son verdiğine ilişkin tespit, siyasî tansiyonun da düşeceği beklentisi yarattı. Gerginliğin adresini doğru tespit etmekle birlikte iyimser, hatta naif bir beklenti bu. Bir defa, CHP'nin tutumu son derece konjonktürel. CHP, yerel seçimlere giderken muhafazakâr kesimlere şirin görünmeye, altı yıllık iktidarının ardından AK Parti'yi yolsuzluk iddialarıyla sıkıştırmaya çalışıyor. Büyük medyadan da esaslı bir destek alıyor. Yerinde bir taktik olabilir bu, ama stratejik politika değişikliği anlamına asla gelmiyor. Devamı, bu yaklaşımın 29 Mart seçimlerinde CHP'ye ne kadar oy kazandıracağına bağlı. Sadece CHP'nin açılımı değil, siyasî gerginliğin dozu da mart seçimlerine bağlı. Ama seçimlerden çıkacak her sonuç siyasette bir durulma değil, tersine daha şiddetli bir gerilim yaratacak. Mart seçimlerinde AK Parti, oy ve bazı sembolik belediyeleri kaybetti diyelim: Muhalif siyasî partiler ve odaklar AK Parti üzerine adeta abanacaklar, siyasî ve de siyasî olmayan, legal ve illegal her türden baskılarla AK Parti'yi çekilmeye, erken seçime zorlamaya çalışacaklar. Yani AK Parti'nin yerel seçimlerden zayıflayarak çıkması muhalefeti daha da hırçınlaştıracak, AK Parti karşıtı güçleri sabırsızlandıracak... Belki de şimdiye kadar hiç tanık olmadığımız sertlikte bir muhalefetle karşılaşacağız Meclis'te, sokakta, medyada, piyasalarda... Sonuç; siyasi gerginlik. Peki ya AK Parti yerel seçimlerden başarıyla çıkar, oyunu artırır veya muhafaza ederse? Durum hiç de farklı olmayacak. CHP'nin Ankara büyükşehir belediye başkan adayı Murat Karayalçın açıkladı bu durumda neler olabileceğini. 'AKP'nin oyu 29 Mart'ta düşmezse siz Ergenekon'un delisini görün o zaman' demiş Karayalçın. İnsan sormadan duramıyor: CHP ile demokrasi dışı arayışlar arasında genetik bir bağ mı var? Karayalçın, bu ifadesini güya düzeltmiş sonra. Meğer demek istediği şuymuş: 'Mart seçimlerinden, yaşanan bütün bu olumsuzluklara rağmen AKP güçlü çıkarsa ya da oyunu artırırsa, insanlarımızda demokrasinin işlerliğiyle ilgili bazı kaygılar ortaya çıkacağından endişe ediyorum.' Bu daha vahim bir açıklama değil mi? Ancak CHP kazanınca mı demokrasi işlemiş olacak? Hür ve adil seçimleri herhangi bir partinin kazanması demokrasinin işlerliğine nasıl gölge düşürebilir? Bu düşünülemez. Mart seçimlerinden AK Parti'nin oylarını muhafaza ederek çıkması, demokrasinin işlerliğine ilişkin kaygılar yaratmaz; AK Parti'ye yönelik muhalefetin ne kadar zayıf, halkı ikna kabiliyetinden ne kadar yoksun olduğunu gösterir. Muhtemel bir seçim yenilgisinin ardından kendi makamlarını kurtarmak için demokrasiyi kurban vermeye bu kadar hazır bir CHP yönetiminin bulunduğu bu ülkede gerginlik bitmez. CHP, demokrasiyi tıkamaya ve hatta yok etmeye kâdir bir güçtür bu ülkede. Demokrasi halkın, devlet de CHP'nin sığınağı. Halk demokrasiyle devlete el koymaya çalıştıkça, akıllısı ve delisiyle CHP ve uzantılarının boş durmasını kimse beklemesin. Aslında Karayalçın, 2009 yılında siyasal gerginliğin nasıl seyredeceğine ilişkin ipuçları veriyor. Gerginliğin düşürülmesinin şartı AK Parti'nin zayıflaması değil, iktidardan uzaklaştırılması. Nereden mi biliyorum? Gerginliğin mimarları söylüyor. Karayalçın'ın ifadesi bir tehdit, şantaj. Demek istediği de açık; gerginliğin bitmesi için CHP'nin kazanması gerekiyor, yoksa millete rahat yok. Ufukta bir CHP zaferi de görülmediğine göre 2009'da da gerginliğe hazır olun. |
ZAMAN