PKK’nın 13 askeri öldürdüğü, sekizini de kaçırdığı Dağlıca Taburu’na yönelik baskında ihmallerin sorumlusu olarak gösterilen Yarbay Onur Dirik, önemli açıklamalar yaptı. Dirik, baskından üstlerini sorumlu tutarak, “Saldırıdan 4 saat önce operasyon yapacaktık. Emir geldi, iptal ettik. Ardından baskın yedik” dedi. Dirik’in suçladığı komutanlarının başında Dağlıca bölgesinden sorumlu olan dönemin 2. Ordu Komutanı ve İnternet Andıcı sanığı emekli Orgeneral Hasan Iğsız geliyor. Taraf ’a konuşan Dirik, “Konuyla ilgili bildiklerimi, görüşmelerimi beni çağıran savcıya anlatacağım” dedi.
Dağlıca 3. Motorlu Piyade Taburu’na yönelik 21 Ekim 2007’de gerçekleştirilen PKK saldırısıyla ilgili yargılama sürerken, Tabur Komutanı olan Onur Dirik’ten çarpıcı açıklamalar geldi. Dirik’in Zaman gazetesine verdiği demeç özetle şöyle: “Dağlıca saldırısı öncesinde ve sonrasında bazı olağanüstü gariplikler yaşandı. Bu yaşananlar askerlik tabiatına aykırı. Tabur, Çukurca’dan Dağlıca’ya taşındığı günden beri inşaat işiyle meşgul edildim. Bir müteahhidin yapması gereken işler, sırf kaynak yokluğu bahane edilerek bize yaptırıldı. Alan hâkimiyeti kurmakla görevli taburun yaşadığı gelişmelere ilişkin cevaplandırılması gereken ciddi ve vahim noktaların olduğunu düşünmekteyim. Taburun muharebe etkinliği zaman içerisinde törpülendi. Ve sanki saldırıya karşı güçsüz hale getirilmek istendi.
Üstlerimiz bizi engelledi
Saldırıdan 28 gün önce teröristlerin olağanüstü hareketlilik içerisinde olduklarını tesbit ettik. Tabur içerisinde oluşturduğumuz özel bir bölükle saldırıdan dört saat öncesinde operasyon planı yaptık. Operasyonun hedef ve istikametinde teröristlerin toplandıkları Oramar Tepe ve 2522 rakımlı tepe bölgeleri vardı. Ancak bu operasyon, başlamadan hemen önce üst komutanlıklar tarafından iptal edildi. Ve amaçlanan operasyonun tam tersi yönde, taburu bütünüyle boşaltacak mahiyette bir yol emniyet operasyonu emri verildi.
Helikopter geldi, heron gitti
Dağlıca’ya yönelik yapılan saldırı, PKK’nın o güne kadar yürüttüğü taktiğin çok ötesindeydi. Orada bir cephe savaşı yaşandı. 33 saat süren çatışmada PKK’nın hedefi taburu tamamen ortadan kaldırmak ve beni dahi esir almaktı. Saldırının amacı da hükümeti, kamuoyu ve farklı güç eksenleri nezdinde zor duruma düşürmekti. Olay sonrasında en doğru açıklamaları rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile Şamil Tayyar yaptı. Tayyar’ın köşesinde bahsettiği ‘kimliği belirsiz hava aracını’ dört saat boyunca çatışma anında tüm tabur gördü. Halbuki o dönemde TSK’nın envanterinde İHA (insansız hava aracı) yoktu. Helikopterlerin gelmesiyle o araç kayboldu. Olay sonrasında bu konu üzerinde bir tahkikat yapılmadı.”
Taraf’ın arayacağını düşünmüştüm
Taraf ’a konuşan Onur Dirik, olayla ilgili savcıya bildiklerini anlatacağını söyledi. “Bundan sonraki görüşlerimi beni çağıran savcıya anlatacağım. Dolayısıyla şu anda herhangi bir görüş beyan edemem” diyen Dirik, muhabirimiz Mehmet Baransu’nun “Ben olduğum için mi konuşmak istemiyorsunuz” sorusuna, “Bir parça onun da etkisi varsa da psikolojik olarak, ben her türlü ihtimali düşündüm Zaman gazetesine açıklama yaparken. Sizin de arayacağınızı düşündüm. Yani konuşmamın uygun olmayacağını düşünüyorum şu an. Olay hukuki mecrada, hukukî mecraya girmiştir. Savcılığa bilgi vereceğim” yanıtını verdi. Dirik, soruşturmayı yürüten Van Savcılığı’ndan kendisine tebligat gelip gelmediği yönündeki sorumuzu da “Onu da şu an beyan etmek istemiyorum” diyerek cevapladı.
Rütbeleri sökülmüştü
PKK’nın döşediği mayını eliyle imha etmesi için emir vererek Üsteğmen Çağlar Canbaz’ın ölümüne sebep olmaktan Van Askerî Mahkemesi’nde 2 yıl 11 aya mahkûm olan Dirik’in rütbeleri geçtiğimiz günlerde sökülmüştü.
MEHMET BARANSU / TARAF