Cumhuriyet’e doğru söyler mahkemede şaşar!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Balyoz davası kapsamında Çetin Doğan paşa, savunmasını yaptı.

Savunmasında öyle masumane açıklamalar yaptı ki, insanın “Acaba Çetin paşaya haksızlık mı yapılıyor” diyesi geliyor..

Ama çapraz sorguda, hakim Murat Üründü'nün, ''Seminerde konuşulan konular hayali senaryo değildir herhalde'' sorusuna verilen cevap, Çetin paşanın ne kadar kolay yalan söylediğini ortaya koydu.

Hayır, tek taraflı atış yapmayacağım.

Önce Çetin paşanın, çapraz sorguda yöneltilen sorulara verdiği cevabı, kendi ağzından bire bir aktarayım:

“O zaman irtica ayaklanması mı vardı bir kere? Türkiye tarihi darbeler tarihi değil, isyanlar tarihidir aynı zamanda. Böyle bir şey olursa nasıl tertibini alırız, süratle söndürülmesine yönelik, bertaraf edilmesine yöneliktir. Yoksa isyan yoktur.”

Çetin paşa, Balyoz darbe planının hazırlandığı 2003 yılında, “irtica ayaklanması olmadığı”nı bu cevabı ile açıklamış oluyor..

Balyoz darbe planı ilk defa kamuoyunun gündemine girdiğinde, devlet televizyonu olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Haberturk televizyonundan FatihAltaylı, Çetin paşayı ekrana çıkartmış ve aynı savunmayı, daha etraflıca yapmasına imkan tanımıştı..

Çetin paşa aynı konuyu, ekranlarda şöyle izah ediyordu: “O zaman henüz Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı yoktu ortada, 'Biz değiştik' diyen bir iktidar vardı, bu değiştiğini söyleyen iktidara 'Hayır sen değişemezsin' deyip üstüne mi gidecektik? Bu ne kadar ayıptır.”

Daha açık anlatalım, Çetin paşanın söylediği şu: “Hükümet o tarihte daha yeni göreve gelmişti. Henüz icraatı yoktu. 2008’de parti aleyhine açılan kapatma davası henüz gündemde değildi. Bu sebeble, ortada bir irtica yoktu. Bizim de gerçek bir irtica varmış gibi bir darbe planı yapmamıza gerek yoktu.”

Acaba öyle mi?

Hemen bir yanlışı hatırlatayım..

O zaman da AKParti aleyhine kapatma davası gündemde idi. Parti daha kurulur kurulmaz kapatma davası gündeme gelmişti. Kurucuların bir kısmının başörtülü olması sebebi ile, dönemin Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ihtar çekmiş, kapatma davasının her an açılacağı tartışmaya başlanmıştı..

Hadi neyse, işin o kısmını unutalım..

Çetin paşa o ayrıntıları mutlaka biliyordur ama.. Şimdi unutmuşa benziyor.. Biz de bu unutkanlığı,Çetin paşanın yüzüne fazla vurmayalım..

Bir anlığına, Çetin paşanın, “2003 yılında irticai faaliyetler yoktu. Hükümetin henüz ne icraat yapacağı belli değildi. Bizim tavır almamız ayıp olurdu” sözlerini doğru kabul edelim. (Hükümetin icraatları ortaya çıktıktan sonra, generallerin buna tavır alması hakkı var mı-yok mu tartışmasını bir kenara bırakıyorum. Bence, hükümet hangi icraatı yaparsa yapsın, Çetin paşanın böyle bir tavır koyma yetkisi zaten yoktu. Yanlış bir icraat olursa, tavır koyacak olan generaller değil, halktır..)

Çapraz sorguda masumane cevaplar veren Çetin paşa, 2003’te acaba ne diyordu?

Muhafazakar basından aktarsam, hemen “Yanlış yazmışlar” diyecek.

Onun cenahından, çok sevdiği Cumhuriyet gazetesinden alıntı yapalım.

4 Ağustos 2003 tarihli Cumhuriyet gazetesinden okuyalım..

Çetin Doğan’ın bugün yaptığı savunmanın doğru olup olmadığını, o haberle karşılaştırıp görelim..

4 Ağustos 2003 tarihli Cumhuriyet gazetesinin başlığı şöyle: “Başbakan uyarıldı!”

Şimdi soralım ÇetinDoğan’a, “Çok sevdiğiniz Cumhuriyet gazetesini, o günlerde okumuyor muydunuz? Sizin ağzınızdan, Başbakan’ın uyarıldığını başlıktan veriyor Cumhuriyet.. Yoksa görmediniz mi o başlığı?”

Görmediniz mi ki, “Yok kardeşim, ben Başbakan’ı uyarmadım. Nerden çıktı bu uyarma hikayesi. Hem hükümet daha göreve geleli 6 ay olmuş, ayıp değil mi, hükümeti hemen uyarmaya kalkışmak” demediniz?

Bırakın “ayıptır” demeyi, o tarihli Cumhuriyet’i okurken, “Hah işte. Böyle başlık atılacak. İçim soğudu yaaa!” demiştir Çetin paşa..

Değil mi paşam?

Sadece uyarma da değil.. Haberin devamında, “Hesap sorulacaktır” diye ara başlık var..

Haberin spotunu da okuyalım ve bugünkü Çetin Doğan’ın savunmaları ile karşılaştıralım: “Başbakan Erdoğan’a, ilk eleştiri 1. Ordu Komutanı Orgeneral Doğan’dan geldi. Erdoğan’ı, TSK’nın etkinliğini ortadan kaldırmayı, TSK’yı rencide etmeyi ve yönetim biçiminde köklü değişiklikler yapmayı planlamakla suçlayan Doğan: Günü geldiğinde bu yaptıklarınızın ayırdına varacak ve bunun hesabını soracak güç mutlaka çıkacaktır. Gerekirse, ordu-millet işbirliği ile sonuç alınacaktır.”

Buyur söyle Çetin paşa, Cumhuriyet yalan mı yazmıştı o gün?

YENİ AKİT