Kanaltürk'e 3 milyon YTL aktardığı iddiaları üzerine başlatılan denetim sonucunda CHP'ye kapatma davası açılabileceği yorumları yapılmıştı…
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç “Kapatma davasının hangi hallerde açılacağı belli. Mali konularda kapatma ancak yurt dışından yardım alındığı zaman söz konusu olabilir” diyerek CHP için kapatma davası açılmayacağını hatırlattı!
***
Baykal'ın Mevlana gibi konuşan veya “Din de bizim” diyen kurultay sloganları hakkında…
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın “laikliğe aykırı fiiller” bağlamında işlem yapmak üzere gazete kupürü, afiş falan toplayıp iddianame hazırlayabileceğini düşünmek doğrusu çok komik olurdu…
Ne yani, “AKP mi bu?”
CHP için de kapatma davası açılmasını bekleyenlere söylüyorum; boşuna heveslenmeyiniz, yargı bürokrasisinden sizlere ekmek yok, evlerinize dönünüz!
Farzımuhal, CHP için kapatma davası açılıp üstüne bir de kapatılırsa ne olur diye, düşündünüz mü hiç?
Böyle bir durumda, ikide bir Anayasa Mahkemesi'ne kim gidecek, söyler misiniz?
Baykal'ın karşısına aday olarak çıkma ihtimalini zorlayan Haluk Koç, son beş yıl içinde CHP'nin yaklaşık 70 kez Anayasa Mahkemesi'nin kapısını aşındırdığını söylüyor:
O nedenle, hiç kimse CHP'nin kapatılmasını aklının ucundan bile geçirmesin…
***
CHP'nin hedefi “tek başına iktidar”dır!
Diyelim ki, AK Parti'den sonra MHP için de “türbanla ilgili anayasa değişikliğine destek verdiği için” kapatma davası açılırsa…
DTP, zaten malum…
Baykal'ın liderliğindeki CHP'nin Yargıtay'da düzenlenecek muhtemel bir erken genel seçimde rahatlıkla iktidara geleceği açıktır…
Deniz Bey için “23 Nisan Başbakanlığı” haricinde (yaş haddinden dolayı ne yazık ki yapmıyorlar) tek formül olarak geriye bu “Yargıtay Başbakanlığı” rüyası kalıyor…
Üzgünüm…
***
Baykal, bugüne kadar 9 kez kurultay kazandı…
Ancak bir genel seçim bile kazanamadı…
Olsun; her seçim yenilgisinde Deniz Bey'in parti içindeki konumu biraz daha güçlendi…
Tüzük oyunlarıyla karşısına aday olarak çıkabilmek dahi büyük müşkülat haline geldi…
Baykal, gitmiyor: “CHP'yi yüzde 20'de demirliyor!”
Buna mukabil, CHP'nin kurtuluşunu sadece Baykal'ın gitmesine endeksleyenler de yanılıyor…
Varsayalım, yakın geçmişte Mustafa Sarıgül, günümüzde Haluk Koç gibi isimler CHP'ye genel başkanı olsalardı…
CHP'nin “Statükocu” çizgisinde kayda değer hiç bir değişiklik olmayacaktı…
Ana Muhalefet Partisi'nin büyük çelişkisi işte burada yatıyor…
Tabanı tarihi bir dönüşüm yaşamadan; örgütü de böyle bir dönüşüm sonucunda yenilenmeden CHP'nin iktidar alternatifi olma ihtimali sıfırdır…
Şayet olur da bir gün böyle bir değişim süreci yaşanırsa; o vakit zaten bu bağlamda bir lider adayı kendiliğinden ortaya çıkar…
Baykal'la da, malum rakipleriyle de olmamasının ana nedeninden söz ediyorum…
***
Deniz Bey, 2002 genel seçiminden önceki dönemde “Anadolu Solu” çıkışıyla partisinin gidişatını değiştirmek istemiş; ancak iki yıl bile geçemeden geri adım atıvermişti…
Baykal, parti tabanının ve örgütünün “Bütün kesimleri kucaklayacak bir CHP” gemisini yüzdürmeyeceğini görmüş ve partinin başında kalabilmek için dümeni tekrar “Tam Yol İsmet İnönü”ye kırmıştı:
Beş yıl boyunca sürekli laikçilik yaparak, rejim krizine oynayarak geldiği nokta ortada!
Yeni Şafak gazetesi