Cumhuriyet: 100 yıllık başarısızlığın kısa öyküsü

100 yıl… Bir ideoloji ve onun inşa ettiği bir devletin hükmü altında geçen asır…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulalı tam 100 sene oldu. Bu günden bir asır evvel oldukça tartışmalı ve sorunlu süreçlerin ardından Meclis’in büyük bir kısmı Ankara’da bile değilken Mustafa Kemal’in “yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz” buyruğu üzerine kadim ismiyle Bilad-i Rum’da yepyeni bir rejim kuruldu.

İster Anadolu ister Türkiye diyelim bu toprakların hikâyesi 1923 ile başlamıyor. Ancak 1923 ile başlayan şey oldukça yeni ve yıkıcı bir takım tesirler taşıyor. Aslında her şey Osmanlı’nın milliyetçilik akımları karşısında çaresiz kalıp dağılmasıyla başladı. Asırlarca farklı dillerden, dinlerden ve renklerden insanın kardeşçe yaşadığı düzen artık sona ermiş ve herkes kavmiyeti etrafında inşa olunan bir devlet idealiyle hareket eder hale gelmişti.

Batı modernleşmesinin dünya üzerinde tahakkümünü kurmasından kaynaklanan bu gelişmeler “onlar yaptı, biz de yapabiliriz” mantığıyla tarihte görülmemiş bir aşağılık psikolojisi ile düşünen Batılılaşma akımlarına hız kazandırdı. Türkiye’de ise İttihat ve Terakki ile başlayan bu süreç 1923’te İttihatçı kadrolar içerisinde yetişmiş isimlerin başını çektiği Ankara merkezli Cumhuriyet idaresiyle yeni bir ivme kazandı. Değişim içinse ilk olarak “bu toprakların” nasıl tanımlanması gerektiği belirlenmeliydi.

YAZININ DEVAMI

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!