Cumhurbaşkanlığı “saygıyla anacak” başka kimse bulamadı mı?

Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi, Nihal Atsız’ın ölüm yıldönümü münasebetiyle paylaşım yaptı!

HAKSÖZ HABER

Nihal Atsız, Türkçü ideolojinin en önemli isimlerinden birisi. Türkçülükte gittiği yol sebebiyle başka Türkçülerle bile çatışmalar yaşayan Atsız’ın hangi dine inandığı ise epey tartışmalı bir konu. Ancak oğlu Yağmur Tatsız babasının Müslüman olmadığını açık bir şekilde ifade ediyor:  “Atsız Müslüman olarak tanımlanamazdı. Onun bu mevzudaki konumunu bence en iyi ‘lá-dînî' olarak tavsîf etmek yerinde olur. Evet, ‘Semâvî Dinler'le pek başı hoş değildi ama ‘tanrıtanımaz/ateist' de değildi. Káinátı yaratan bir güce inansa da bu gücün káinátı yaratdıkdan sonra ‘olaylar'a müdáhale ettiğine inanmazdı. Atsız'ın hayatının sonuna doğru, herhalde ‘hidâyete ererek' Müslümanlığa dönüşü palavradır. Bir kere bu, Atsız'ın karakterine aykırıdır. Onu zerre kadar tanıyanlar bilir ki farz-ı muhâl aklından geçmiş bulunsaydı bile sırf “yaklaşan ölümü hissetti de korkup döneklik etti” dedirtmemek için böyle bir şey yapmazdı.”

Netice olarak Müslüman olarak canını teslim etmemiş bir insandan bahsediyoruz. Ancak mesele sadece bununla sınırlı değil. Nihal Atsız aynı zamanda Müslümanların siyasi bir perspektifle attıkları adımların da büyük bir düşmanıydı. Kendi ideolojisine düşman olarak gördüğü Müslümanları tahkir eden yazılar yazdı. Daha detaylı bilgi için aşağıdaki bağlantı incelenebilir ancak Nihal Atsız gerçek bir İslam düşmanıydı.

Cari hükümetin MHP ile kurduğu ittifakın bir sonucu olarak artarak devam eden milliyetçi hezeyanlar Atsız gibi İslam düşmanlarına da “büyük düşünür, şair, dava adamı” gibi müspet sıfatlar yakıştırılmasına sebep oluyor. Özellikle sosyal medyada Nihal Atsız’ın öldüğü tarih festival gibi kutlanıyor. İşin acı tarafı ise bu sene bu anlamsız işe Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi de dahil olmuş!

“Yazar, düşünür ve öğretmen Hüseyin Nihal Atsız’ı vefat yıl dönümünde saygı ile anıyoruz.” başlığıyla yapılan paylaşım sığınmacı mantığın içler acısı halini gözler önüne seriyor.  “Bütün dünyayı ve beşeriyeti yaratan bir tanrı değil, Türk tanrısıdır. İşte Türklerin bu millî dinine Şamanizm diyoruz.” sözleriyle kendi ırkçı, faşist ideolojisine kutsal paye biçmeye çalışan Nihal Atsız’ı saygıyla anmak Allah katında ağır bir vebal olacaktır.

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi sosyal medya hesabındaki paylaşıma yapılan yorumlar ise bu paylaşımla ne elde edilmek isteniyorsa onun sağlanamadığının da açık göstergesi! “Atsızcılar” yapılan paylaşımın hangi niyetle yapıldığını sorgularken Atsız’a “rahmet okuyanları” uyaranlar bile söz konusu! Böyle akıl, iman, ahlak dışı tiplerin “Atsız ATA’sını” bırakın kendileri ansın, siz bu günaha ortak olmayın!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!