HAKSÖZ HABER
Türkiye’de Kemalizm’in hükmü her vakit geçerliliğini korudu. İdarecilerin laik otoriterliğin geriletilmesi için mücadele ederken vesayet rejimi olarak ifade edilen şeyle de mücadele etmek zorunda kaldılar!
Netice olarak Kemalizm ile mehter takımı misali iki ileri bir geri kayıplarla kazanımlarla dolu bir mücadele metodu ortaya konuldu. Son yıllarda ise vesayetin tekrardan yükselişine şahit olmaktayız. AK Parti kendisini topluma kabul ettirirken oldukça değerli olan mücadele pratiğinden bugün uzaklaştı ne yazık ki. Bu durum da zaten toplumdaki karşılığının azalmış olmasıyla cezalandırılıyor.
Her şeye rağmen sol-Kemalistler, Cumhurbaşkanı tarafından kullanılan tanımları ayıklamaya devam ediyorlar. CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da AK Parti’nin 21. Kuruluş Yıl Dönümü Programı'nda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Halk Partisi’ni ismini anmadan eleştirirken “Ülkeyi yönetme müktesebatları 1940'ların tek parti faşizminden, iktidara gelme pratikleri, 27 Mayıs Darbesi'nden ibaret olanların çırpınışları boşunadır” ifadelerini kullandı.
Buradaki “tek parti faşizmi” ifadesi Oda TV gibi sol-Kemalist yayın organlarını delirtmeye yetmiş. İşin özünde mesele 1940’lardan öncesine kadar gidiyor. Oraları eleştirmeden yapılacak nitelemeler eksik kalacaktır ancak yine de yapılan vurgu önemli.
Türkiye’nin geldiği yeri bilmek AK Parti’nin kendisine çeki düzen vermesi açısından da önemli. Toplumun AK Parti’den beklentileri “tek parti faşizmi” eleştirisinden yola çıkarak vesayet odaklarının tümüyle topyekun mücadele edilmesinden oluşuyor!