HAKSÖZ HABER
Ekonomik sıkıntıların olmadığını iddia edebilen bir siyasi aktör Türkiye’de henüz yok.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da ‘ekonomide sıkıntılar olduğunu gördüklerini’ belirtmekten çekinmiyor. Yalnız kimi farklarla durumu aktarmayı tercih ediyor. Sıklıkla da ekonomik sorunların dünyanın yaşadığı krizlerden dolayı olduğunu veya Türkiye’yi engellemeye çalışan güçler tarafından ekonomik zorluklarla karşı karşıya bırakıldığımızı ifade edebiliyor.
Bu söylemlerin haklılık payları olsa da sorun, Türkiye ekonomisinin istikrarlı bir yönetim ve iç dinamiklere karşı kırılgan olması ile beraber ekonomik işleyişte uygulanan farklı yöntemlerin ısrarlı sürdürümü. Uygulanan ekonomik kararlar bir yandan Türkiye lirasına değer kaybettirirken alım gücünü de hızla düşürüyor. Enflasyona karşı ise realist herhangi bir adım atıldığı görülmüyor.
Yani Türkiye’de milyonlarca insanı ilgilendiren, genel anlamda alım gücünü düşüren, milyonlarca -3 milyon 965 binden fazla- işsize neden olan bir ekonomik darboğaz bulunuyor. İktidarın kimi söylemleri ve iktidara yakın medya ise ekonomik büyüme rakamları üzerinden ekonomiyi yorumlamayı tercih ediyor. Muhalefette ekonomik sorunları çözmekten uzak söylemler ile gerilimi artırmaktan başka hiçbir şey yapamıyor.
Dün Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "20 yıldır dünyada birlikte çalışmadığımız lider, içinde bulunmadığımız platform, arka planına vakıf olmadığımız hadise kalmadı. Avrupa'nın ve dünyanın en kıdemli lideri olarak tüm bu tecrübeler ışığında ve kurduğumuz güçlü altyapı üzerinde başlattığımız demokrasi ve kalkınma hamlesini sonuçlandırarak büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmeye çalışıyoruz. Milletimiz emin olsun ki bu hedefe çok yaklaştık dışarıda ve içeride artan gürültülerin sebebi bu gerçeğin herkes tarafından bilinmesidir. İşte hep birlikte yaşayarak görüyoruz." ifadelerini kullandı.
İlim ve irfan dağıtılmaz ona talip olunur!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitelerin sayıca çok olmasını sorun olarak görenlere karşı, Türkiye'deki üniversite sayısının 207'e yükseldiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan niye rahatsız oluyorsun Bay Kemal, niye bundan rahatsız oluyorsun. Üniversiteyle ilim ve irfan dağıtıyoruz ve dağıtmaya da devam edeceğiz. Sizin yapamadıklarınızı işte biz yaptık, yapıyoruz. Bu örnekleri her konuya her alana her başlığa yaymak mümkündür." ifadelerini kullandı.
Ekonomik sorunlar kapıcının araba alıp alamamasına mı bağlı?
Dünyayı ve Türkiye'yi okurken insanların yaşadığı sıkıntıları asla görmezden gelmediklerini ve çözümü için çalışmaktan geri durmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Ülkemizin güvenliği ve hedefleri için yedi düvelle mücadele ederken insanımızın sofrasındaki ekmeğinin, aşının, evindeki elektriğinin, doğal gazının, suyunun, kapısındaki aracın yakıtının, kazancının kendisi ve ailesi için kurduğu hayallerin de derdiyle dertleniyoruz. Ya utanmadan sıkılmadan 'Aşı yok' diyor, 'Evine götürecek ekmeği yok' diyor, ya böyle bir yalan olur mu? Kim bunu diyen CHP'lisi, İP'lisi, ya bunlar korkulması gereken yüceler yücesinden de korkmuyorlar ki. Bunlarda edep, haya yok. Öyle diyor şair, 'Ne ar kaldı, ne namus kaldı, ne haya kaldı. Gelen geçti, gelen geçti, gelen geçti.' Bunlar böyle maalesef ya şu anda bakıyorsunuz her evde araba var, kapıcısında araba var, şu anda ikinci el araba yetişmiyor zaten. Böyle bir durum var ya bunları nasıl görmemezlikten geliyorsunuz. Ama bunu televizyon ekranlarından vatandaşa anlatır, vatandaşı kandırabilirsiniz ama bizi kandıramazsınız. Biz çünkü hepsinin istatistiklerini tutuyoruz. Nerede ne oluyor, ne satılıyor, bunların hepsini gayet iyi biliyoruz.
Tabii bu arada yaşanan fiyat artışları ve diğer sıkıntıların insanlarımızı bunaltmaması için gereken tedbirleri alıyoruz. Tarım ürünlerinde belirlediğimiz oldukça yüksek alım fiyatları bu tedbirlerden biridir. Yine kamu işçi ve memurlarının ücretlerinde yaptığımız artışlarda da bu durumu dikkate alarak çıtayı bir hayli yüksek tuttuk. Elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki maliyet satış oranlarında devlet olarak epeyce ciddi seviyede sübvansiyon yapıyoruz. Sosyal yardım sistemimizi etkin şekilde işleterek geliri olmayan ve çok düşük gelirli vatandaşlarımızı sahipsiz bırakmıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu doğrultuda atacağımız ilave adımlarımız olacak.”dedi.
‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a danışmanları Türkiye’yi değil de sanki başka bir ülkeyi anlatıyorlar’ dense yeridir! Hem Türkiye ile ilgili konuşulup hem de uzak kalmak böyle olsa gerek.