Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adalet Bakanlığı tarafından "Özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye" vizyonuyla hazırlandığı belirtilen İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıkladı.
Beştepe’de yapılan toplantıya, siyasi partilerin genel başkanları da davet edildi. Ayrıca programda, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının başkanları da yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, "İnsan Hakları Eylem Planı, değişim ve reform irademizin devam ettiğinin ve devam edeceğinin bir örneğidir” ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"İnsan Hakları Eylem Planı Tanıtım Toplantısının ülkemize, milletimize, adalet teşkilatımıza, tüm kurum ve kuruluşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Oldukça uzun süren ve çok emek verilen bir çalışma sürecinin sonunda bu belgeye nihai şeklini veren Adalet Bakanımıza ve ekibine teşekkür ediyorum. Hazırlık sürecinde değerlendirmeleriyle, tenkit ve teklifleriyle Eylem Planına katkı sağlayan tüm kurumlarımıza, tüm taraflara şükranlarımı sunuyorum. Yaklaşık iki yıl önce, yine bu mekânda, Yargı Reformu Strateji Belgesini milletimizle paylaşırken, bu belgenin aynı zamanda bir sonraki reform hazırlıklarının da başlangıcı olduğunu söylemiştik. Bugün, sözümüzü yerine getirmiş olmanın huzuruyla, Eylem Planımızı milletimize takdim ediyoruz.
Ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlendiğimiz günden beri bu doğrultuda attığımız tarihi önemdeki adımların şahidi, bizatihi milletimizin kendisidir. Bugün açıklayacağımız Eylem Planı da değişim ve reform irademizin devam ettiğinin ve devam edeceğinin bir örneğidir. İnsan Hakları Eylem Planı, geçmişin muhasebesi ile geleceğin murakabesinin ürünü bir belgedir. Her maddenin hayata geçmesi için gereken adımları kararlılıkla atacağız. İnşallah önümüzdeki hafta da ekonomik reform programımızı milletimizle paylaşacağız.
Tarih bize ne zaman adalete sarılmışsak o zaman yükseldiğimizi, huzurlu ve müreffeh bir toplum haline geldiğimizi gösteriyor. Yakın tarihimiz bize, yaşadığımız acı tecrübelerle mülkün temelinin adalet olduğunu, adaletin temelinde de haklarıyla onuruyla insanın olduğunu öğretmiştir. Bunun için, bizim adalet davamızın pusulası insandır."
EŞİTLİK VE TARAFSIZLIK VURGUSU
"1- İnsan, doğuştan sahip olduğu vazgeçilmez haklarıyla yaşar. Devletin temel amaç ve görevi, bu hakları korumak ve geliştirmektir.
2- İnsan onuru, bütün hakların özü olarak hukukun etkin koruması altındadır.
3- Dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebepler temelinde hiçbir ayrımcılık söz konusu olmaksızın herkes hukuk önünde eşittir.
4- Kamu hizmetinin herkese eşit, tarafsız ve dürüst biçimde sunulması, bütün yönetsel faaliyetlerin temel özelliğidir.
5- Mevzuat, tereddüt doğurmayacak şekilde açık, net, anlaşılır ve öngörülebilir kurallar içerir, kamu otoriteleri bu kuralları hukuk güvenliği ilkesinden ödün vermeden hayata geçirir.
6- Sözleşme özgürlüğüne, hukuki güvenlik ilkesi ve kazanılmış hakların korunması prensibine aykırı olarak hiçbir şekilde müdahale edilemez.
7- Devlet, girişim ve çalışma hürriyetini rekabete dayalı serbest piyasa kuralları ile sosyal devlet ilkesi çerçevesinde korur ve geliştirir.
8- Adli ve idari işleyiş; masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı ve ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkelerini koruyan, gözeten ve güçlendiren bir yaklaşımı merkezine alır.
9- Hiç kimse, başkalarının kişilik haklarına saygı göstermek suretiyle yaptığı eleştirisi veya düşünce açıklaması nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
10- Bağımsız ve tarafsız yargı ile korunan hukuk devleti, hak ve özgürlükler ile adaletin teminatı olarak her alanda tahkim edilir.
11- Haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes, etkili kanun yollarına zahmetsiz şekilde erişebilmelidir. Adalete erişim, hak ve özgürlüklere saygının merkezindedir."
AYM'YE BİREYSEL BAŞVURU
"Eylem planımız, işte bu ilkeler çerçevesinde belirlediğimiz şu 9 amaçtan oluşuyor. İnsan hakları eylem planındaki 9 amaçtan ilki daha güçlü bir insan hakları koruma sistemidir. Buradaki hedefimiz insan haklarına dayalı bir hukuk devleti anlayışının daha da güçlendirilmesidir. Mevzuat ve uygulamayı bu doğrultuda düzenli olarak gözden geçirecek ve gerekli tedbirleri alacağız. Böylece AB ile bilhassa vize serbestisi diyalogunda karşılanması beklenen hususlara yönelik çalışmalara da hız veriyoruz.
AYM'ye bireysel başvurusu sisteminin etkinliğini artırmayı hedefliyoruz. Demokratik katılımı güçlendirmek için Siyasi Partiler ve Seçim Mevzuatı'nda değişiklik yapmak üzere kapsamlı bir çalışmayı başlatıyoruz.
İnsan hakları kurumlarının etkinliğini artırıyoruz. Kamu denetçiliği kurumu ile Türkiye insan hakları ve eşitilik kurumunun kararlarını, kişisel verilerin korunması suretiyle kamuoyunun erişimine açıyoruz.
'Geç gelen adalet, adalet değildir' anlayışıyla vatandaşımızın talep ve sıkıntılarını daha hızlı ve şeffaf bir şekilde çözecek adımları atıyoruz. İnsan hakları tazminat komisyonu, AYM'ye başvuruya gerek kalmaksızın uzun yargılama zararlarını karşılayacak. Ceza infaz kurumlarını insan hakları odaklı olarak denetim ve takip için barolar, STK'lar ve üniversitelerden temsilcilerin de katılımıyla bağımsız bir ceza insan kurumları insan hakları izleme komisyonu kuruyoruz.
Eylem planı, sosyal devlet anlayışımızın gereği olarak mağdur haklarını da seslendiriyor. Kırılgan gruptakiler başta olmak üzere, suç mağduru olan vatandaşlarımıza adliyenin kapısından girdiği andan itibaren destek olarak bu insanlarımızın yeni mağduriyetler yaşamasının önüne geçmek istiyoruz. Bunun için, çocuklar, kadınlar, engelliler ve yaşlılar başta olmak üzere suç mağdurlarına yönelik sağlanan psiko-sosyal destek ve bilgilendirme hizmetlerinin etkinliğini artırıyoruz. Adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlükleri ve adli görüşme odalarını da yaygınlaştırıyoruz."
İSTİNAF MAHKEMELERİNE "BOZMA" YETKİSİ
"İnsan hakları eylem planımızın ikinci amaç başlığı, yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkının güçlendirilmesidir. Bu alanda bugüne kadar tarihi nitelikte pek çok adım attık. Devlet güvenlik mahkemelerini biz kaldırdık. HSK'nın yapısını demokratik temsil ilkesine göre yeniden şekillendirdik. Yargı teftişini de bu kurula bıraktık. Yargının bağımsızlığına tarafsızlık ilkesini ekledik. Hukuk devletinin ancak bağımsız, tarafsız ve insan haklarına saygılı mahkemelerin varlığı ile vücut bulacağı inancıyla bu kapsamda yeni adımlar atıyoruz.
Kararların sadece adil olması yetmiyor, aynı zamanda makul bir zamanda verilmesi gerekiyor. Bunun için hakim ve savcılara coğrafi teminat sağlayarak hem yargı teminatını güçlendiriyor hem de kararların hızlanmasını temin ediyoruz. Terfi ve teftiş mekanizmasını, kararların yeterli gerekçeyle yazılıp yazılmadığı, isabet oranı ve insan haklarına duyarlılık gibi objektif performans kriterleri çerçevesinde yeniden yapılandırıyoruz.
Dünya dili Türkçe temasıyla bu yıl Yunus Emre'yi dünya çapında bir kez daha anarken, yargı kararlarında da dilimizin en yüksek temsilini bekliyoruz. Bunun için yargı kararlarının yeterli, ikna edici ve anlaşılabilir olmasına ilişkin meslek öncesi ve meslek içi eğitim faaliyetlerini artırıyoruz. Gerekçelerin sağlam, tutarlı ve tartışmaları bitiren mahiyette olması için HSK'nın denetim alanını genişletiyor, istinaf dairelerine de bozma yetkisi veriyoruz. Adalete güvenin temel unsurlarından olan masumiyet karinesini, koruyucu tedbirleri, lekelenmeme hakkının kapsamı başta olmak üzere her alanda genişletiyoruz. Adil kararın makul sürede verilmesi için yargıda hedef süre uygulamasını yaygınlaştırıyoruz. Yaklaşık 3 yıldır süren bu uygulamada geçtiğimiz yıl ortalama yüzde 81 oranında hedefin tutturulduğunu gördük. Bu oranı inşallah yüzde yüze çıkaracağız. Aynı uygulamayı istinaf yargılaması ve adli tıp raporları için de getiriyoruz. Bu kapsamda idari yargıda gerekçeli kararın 30 gün içinde yazılmasını zorunlu kılıyoruz."
SAVUNMA HAKKI GÜÇLENDİRİLECEK
"E-tebligat uygulamasına yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı da dahil ediyoruz. Seri muhakeme ve basit yargılama usulleri, daha önce 2 yıl süren yargılama süreçlerini iki aya indirdi. Yargıya ve vatandaşlarımıza büyük kolaylık sağlayan bu usullerin kapsamını genişletiyoruz. İş davalarının daha hızlı sonuçlanmasını temin için; hakimlerin SGK'nın kayıtlarına bilişim sistemi üzerinden erişebilmesini sağlıyoruz. Adil yargılanma hakkının güçlendirilmesi bakımından tüm tarafların eşit imkanlara sahip olmasını önemli görüyoruz.
Eylem planıyla, iddianamelerin mağdur ve müştekilere tebliğ uygulamasını başlatıyoruz. İdari davalarda dosyaya sonradan giren belge ve belgelerin taraflara tebliğini de zorunlu hale getiriyoruz. Avukatların, takip ettikleri işlerle ilgili 'aslı gibidir' diye tastik ettikleri belgelerin belirli şartlarla adli ve idari merciiler tarafından işlemlere esas alınabilmesine imkan sağlıyoruz.
Savunmanın ve savunma hakkının güçlendirilmesi kapsamında müdafiinin dosya inceleme yetkisine yönelik olarak verilen kısıtlama kararlarına üst süre sınırı koyuyoruz. Avukatların AYM'ye bireysel başvuraları elektronik ortamda yapabilmelerine imkan sağlıyoruz. Sosyal devlet ilkesinin gereği olarak maddi durumu yetersiz olan kişilere verilen adli yardım hizmetleri için avukatlardan alınan vergi oranını düşürüyoruz.
Zorunlu müdafii ücretlerini iyileştirecek bir düzenleme de hazırlıyoruz. Kamu avukatlarının çalışma esaslarını yeniden düzenliyor, özlük haklarını iyileştiriyoruz. Avukatlık stajı ile kişininin mesleğinin birlikte yapılmasına imkan sağlıyoruz.
Adalete erişimi güçlendirecek tedbirler ve eylem planının üzerinde hassasiyetle durduğu konulardan biri olmuştur. Dava, icra, noter harç ve masraflarını sadeleştiriyoruz.
E-duruşma uygulamasını tüm hukuk mahkemelerine yaygınlaştırıyoruz. Adli yardıma, e-devlet üzerinden başvurulabilmesini sağlıyoruz.
Engelli, yaşlı ve yatağa bağımlı hasta vatandaşlarımıza bulundukları yerden görüntülü iletişim teknolojileri vasıtasıyla ifade ve benzeri işlemleri yapabilme kolaylığı getiriyoruz. Adliyelerde halkla ilişkiler büroları kuruyor, ön bürolar ve danışma masalarını yaygınlaştırıyoruz."
İDARENİN CEVAP VERME SÜRESİ 30 GÜNE İNDİRİLDİ
"Eylem planımızın üçüncü amacı, hukuki öngörülebilirlik ve şeffaflıktır. Hiç şüphesiz bu amacın üzünde hukuk güvenliği ilkesi vardır. Hukuk, kişilerin makul ve haklı beklentilerini öngörülebilir kurallarla karşıladığı ölçüde güven verir. Dolayısıyla mevzuatımız hem kişiler, hem idare yönünden herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açık, net ve anlaşılır ve uygulanabilir olmalıdır. Ayrıca hukuk kamusal işlemlerde keyfi uygulama iddialarına karşı da vatandaşımızı koruyucu bir takım güvenceleri hayata geçirmelidir.
Yönetimde şeffaflık, hükümetlerimizde ilk günden beri titizlikle uyguladığımız ilkeler arasında yer almıştır.
Eylem planıyla idarenin iş ve işlemlerinde öngörülebilirliği ve şeffaflığı daha da güçlendiriyoruz. Bunun için idareye yapılan başvurularda, idarenin cevap verme süresini 60 günden 30 güne indiriyoruz.
AB'nin doğrudan yabancı yatırımların izlenmesi hakkında çerçeve kararıyla uyumlu, hukuki düzenlemele yapıyoruz. Kişilere, idari mekanizmalar nezdinde iş yapma kolaylığı sağlayacak tüm adımları atıyoruz. Sözleşme ve teşebbüs hürriyetine ilişkin mevzuat ve uygulamaları öngörülebilirlik, kazanılmış hakların korunması ve şeffaflık ilkeleri temelinde yeniden değerlendiriyoruz. Bu ilkelere aykırı gördüğümüz hükümleri yürürlükten kaldırıyor, adli süreçlerin de basit, sade ve anlaşılabilir olmasını temin ediyoruz.
Adli ve idari yargıda itiraz, istinaf ve temyiz gibi kanun yollarına başvuru sürelerini yeknesak hale getiriyoruz. Buna göre, istinaf ve temyize başvurma süreleri, gerekçeli kararın tebliği ile başlayacak. Tüm ilk derece ve istinaf mahkemesi kararının, kişisel verileri koruma ilkesine uygun şekilde kamuoyunun erişimine açıyoruz."
YARGITAY VE DANIŞTAY İÇİN 45 YAŞ ŞARTI
"Yargının, hizmet ve meslek yönüyle kalitesinin artırılması da değişmeyen hedeflerimizden biridir. Eylem planıyla yargıtay ve danıştay üyeliğine seçilebilmek için en az 45 yaş ile birinci sınıf olmanın yanında belli bir kıdem şartı da getiriyoruz. Yargıdaki ünvanlı görevler için de kıdem şartı aranacak.
Hakim ve savcı yardımcılığını sisteme kazandırıyoruz. Tüm icra dairelerinde kağıtsız ofis ortamına geçiyoruz.
Her geçen gün değişen, gelişen, karmaşıklaşan sosyal ve ekonomik hayat karşısında yargıda ihtisaslaşma giderek önemli hale geliyor. Finans, sendika, imar ve kamulaştırma gibi alanlar ile vergi ve bilişim suçlarında ihtisas mahkemeleri kuruyoruz. Adliyelerde hakimlere destek olacak mahkeme uzmanı kadrosu ihtas ediyoruz. Kadastro gibi ihtisas mahkemelerinde yeni görev yerlerinin belirlenmesinde davaların tamamlanma ve başarı düzeyinin dikkate alınmasını sağlıyoruz. Gerçek ve tüzel kişler ile devlet arasındaki uyuşmazlıkları en hızlı ve en az maliyetle çözmek için idari sulh usulünü getiriyoruz.
Hukuk fakültelerinde öğrenim süresini 5 yıla çıkarıyoruz. Kontenjanlarını da daha nitelikli eğitim verilecek şekilde gözden geçiriyoruz."
YENİ ANAYASA AÇIKLAMASI
"Eylem planımızın nihai amacı, yeni ve sivil bir anayasadır. Böylece 9 amaç başlığı altında, toplam 50 hedef ve 393 faaliyeti kapsayan İnsan Hakları Eylem Planı belgemizi özetlemiş olduk. Elbette, İnsan Hakları Eylem Planı bir dilek ve temenni belgesi değildir. Bu belgede yer alan hususların amaçlandığı şekilde hayata geçebilmesi için devletin tüm kurumlarına ve siyasete büyük iş düşüyor. Eylem Planında yer alan hususlardan yasal düzenleme gerektiren konuların muhatabı Türkiye Büyük Millet Meclisidir. İdari tasarruf gerektiren konuların muhatabı ise Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlıklar ile ilgili kurum ve kuruluşlardır. Şüphesiz bu planda öngördüğümüz faaliyetlerin tam anlamıyla hayata geçmesi, öncelikle ve esas itibarıyla anayasa konusudur. Bunun için Eylem Planımızın nihai amacı, yeni ve sivil bir anayasadır.
Çünkü anayasa, hak ve özgürlükleri koruyup geliştirecek toplumsal iradenin en güçlü ve korunaklı zeminidir. Anayasalar, en genel tanımları itibariyle, vatandaşla devlet arasındaki ilişkileri belirleyen, temel hak kategorilerini düzenleyen, ‘toplumsal sözleşme’ niteliğindeki belgelerdir. Bununla birlikte ülkemizdeki yeni anayasalar genellikle darbe dönemlerinde yapılmıştır. Mevcut 1982 Anayasamız da darbe dönemi şartlarında hazırlanan anayasalardan biridir. Bu anayasa milletin doğrudan veya dolaylı iradesiyle birçok kez değiştirilmiş olsa da hazırlık sürecindeki dinamiklerin ürünü olan ruhun tortuları, attığımız her adımda kendini hissettirmektedir. Anayasada yaptığımız her değişiklik, elbette daha güçlü demokrasi yolunda atılmış değerli birer adımdır. Buna rağmen, özgürlükler konusunda geneline hâkim olan mütereddit ve istisnası bol üslubu anayasamızı, bu ruhtan hala arındırabilmiş değiliz. Biz, geleceğe emin adımlarla yürümemizi temin edecek ve milli iradeyi tam anlamıyla yansıtacak yeni ve sivil bir anayasaya olan ihtiyacımızı her fırsatta dile getirdik. Bilhassa son 10 yıldır bunun mücadelesini her zeminde verdik. Başlattığımız girişimler, çeşitli sebep ve saiklerle akamete uğratıldı. Milletimize taahhüt ettiğimiz şekilde, hak ve özgürlükler temelinde hazırlanmış, yeni ve sivil bir anayasayı henüz ülkemize kazandırabilmiş değiliz. Türkiye'nin demokratik ve ekonomik kalkınma mücadelesinde kat ettiği mesafe ve yükselen toplumsal talep, yeni anayasa ihtiyacını artık ertelenemez hale getirmiştir. Bunun için, geçtiğimiz haftalarda yeni ve sivil anayasa teklifimizi yeniden milletimizin takdirine sunduk. Milli iradenin üstünlüğü esasına göre hazırlanacak yeni bir toplumsal sözleşme metnini, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını karşılamaya hazırlandığımız şu dönemde ülkemize kazandırmanın, tarihi sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz.
İşte bu sebeple, devleti yaşatmanın ancak insanı yaşatmakla mümkün olacağı anlayışı üzerine bina edeceğimiz yeni anayasa hedefimizi, İnsan Hakları Eylem Planımızın nihai amacı olarak belirledik. Yeni anayasa, herkesin anayasası olacaktır. Bunun için tüm siyasi partilerimizi, kurumlarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı, akademimizi, ülkemizin geleceği konusunda sözü olan herkesi, yeni anayasa yapım sürecine katılmaya davet ediyoruz. Cumhur İttifakı olarak biz kendi çalışmamızı elbette yapıyoruz, yapacağız. Diğer partilerin ve kesimlerin teklifleriyle nihai şeklini vereceğimizi ümit ettiğimiz yeni anayasayı, milletimizin takdirine sunarak, Türkiye’nin önünde aydınlık bir dönemin kapılarını açmak istiyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi’nin kıymetli genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli başta olmak üzere, yeni anayasa çalışmasına destek veren ve verecek olan herkese şimdiden teşekkür ediyorum. Bu düşüncelerle bir kez daha İnsan Hakları Eylem Planımızın hayırlı olmasını diliyor, hazırlanmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum."