"Cübbesiz Ahmet"in laiklik ve ilk dört madde takıntısı

​​​​​​​Medyanın Cübbesiz Ahmet’i 12 Eylül cuntasının başımıza musallat etiği "değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez" ilk dört maddeyi karşımıza dikiyor.

HAKSÖZ HABER

Madem dindarsınız o zaman laikliğe en çok siz sahip çıkacaksınız. Laikliğe sahip çıkmıyorsan demek ki samimi bir dindar da değilsin" tadında devam ediyor uçuk kaçık nasihatleri. Ne bir derinlik var ne bir tutarlılık ne de sadra şifa olabilecek makul bir ip ucu. Cübbeli Ahmet'in basın sözcüsü gibi çalışan Cübbesiz Ahmet Anayasa tartışmalarında kırmızı çizgilerinin altını kalın kalın ve tekraren çizmiş. Laiklik birinci ve biricik vazgeçilmez olarak işaretlenmiş. Hemen arkasından 12 Eylül cuntasının başımıza musallat etiği "değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez" ilk dört maddeyi karşımıza dikiyor. Ali Babacan'ın ilk dört maddeye ilişkin görüşünü soran gazetecilere derhal ve net olarak "asla ve kat'a değiştirilmesini kabul edemeyiz" dememesine çok içerleyip CHP ve İYİ Parti'ye yönelik bir şikayet ve ihbar mektubu yazmış bile.

Ahmet Hakan’ın söz konusu yazısı:

Laikliğe en çok dindarlar sahip çıkmalıdır

Laiklik denilince bazı kesimlerde oluşan alerjinin tek bir nedeni var:

Yakın zamanlara kadar bu memlekette...

Laikliğin, neredeyse din düşmanlığı gibi algılanıp uygulanması...

Laiklik, böyle algılanıp uygulandı diye doğru dürüst uygulanmasından vazgeçilemez.

Çünkü doğru dürüst uygulanırsa laiklik...

- Tek bir din anlayışının topluma dayatılmasının önüne geçer.

- Dini değişik biçimlerde anlama ve yorumlama özgürlüğüne fırsat verir.

- Din üzerinden geliştirilebilecek tek tipçi anlayışlara karşı kalkan olur.

Yani sanılanın aksine laiklik...

Seküler anlayıştakilerden daha fazla dindarları korur.

İşte tam da bu nedenle laikliğe en çok dindarlar sahip çıkmalı.

ALİ BABACAN BALTAYI TAŞA VURDU

ALİ Babacan’a soruluyor:

 “Anayasa’nın ilk dört maddesi değiştirilmeli mi?”

Ali Babacan cevap veriyor.

Ama cevabında... 

- “Ne münasebet efendim” demiyor.

- “Nesini tartışacaksın” demiyor.

- “Her şey bitti, sıra buna mı geldi” demiyor.

- “Tartışılmaz, tartışılamaz, nokta” demiyor.

Peki ya ne diyor?

- “Hık mık” diyor.

- “Kem küm” diyor.

- “Olabilir” diyor.

- “İleride” diyor.

Falan filan.

Ali Babacan’ı “dostlar” kategorisine alan CHP, minicik de olsa bir düş kırıklığı yaşadığını vurgulasa nasıl olur?

“Böyle dost, düşman başına” demesini beklemiyorum CHP’nin...

“Aman Ali Bey” falan dese yeter.

Medya Haberleri

Facebook, Filistinli haber kaynaklarını yüzde 77 kısıtladı
İsmail Saymaz sen tam bir yalan makinesisin!
Yeni Akit bu saçmalıklara yer vermek zorunda mı?
Milyonların katili Esed'in Halk Tv’de CHP’ye teşekkürünü unuttunuz mu?
Nagehan Alçı’nın başörtülü yayın performansı: Suriye Devrimi’ni DAEŞ’le aynı kefeye koyma çabası