Yazmamak da yorum...
Ve içinde "İslam adına" üstüne alma, suçlanma, utanma duyguları saklayan bir yorum.
Bunları üstlenmemek için yazmak lazım diye düşünüyorum.
Yazılı, görüntülü, elektronik tüm medyanın flaş haberi Cübbeli Ahmet Hoca...
"Hoca", "cinsellik" bir de "mafya" konuları bir araya geldiğinde gazetecinin heyecan duymaması mümkün değil.
Hele bir de "Hoca" medyatik olmuşsa...
Cübbeli Ahmet "Hoca" ismi bunların hepsi ile birlikte anılıyor.
Tutuklandı.
"Cinsellik" bağlantıları Türkiye'de bir insanın tutuklanma sebebi değil. Belli ki cinsellik sebebiyle değil, ona eşlik eden bağlantılar ileri sürülerek tutuklamaya gidildi.
Orada da, şantaja karşı mafya ile ilişkiler söz konusu ediliyor.
Cübbeli Ahmet Hoca deyince bu suçlamalar ne kadar gerçeklik taşıyor?
Bilmiyorum. Doğrusu ihtimal vermiyorum ve üzerine kondurmak da istemiyorum. Daha da doğrusu bu tür kirli iddiaların hiçbir kimsenin üzerine düşmesini istemem. Hele İslami hüviyeti öne çıkmış bir kişinin.
Bu iddialardan "Hoca"yı, özellikle kendi camiası ve "İslami" aidiyetle bağlı bulunduğu camia nezdinde yıpratacak olan şeyin "cinsellik" suçlamaları olduğu muhakkak. Bir vaiz en çok "ahlak"a vurgu yapar, evlilik dışı cinsel alakalar ise ahlak açısından büyük zaaf teşkil eder. Sanırım insanlar, "Hoca" da olsa, insanların özellikle cinsellik konusunda bir zaaf yaşayabileceklerini gözden ırak tutmuyorlar.
Komplo iddiaları
Bu tür hadiselerde "komplo"dan da söz edilir. Türkiye'de bu işlerde komplo yapılmaz da değil. Her şey mümkün. Ama ilk planda, iddiaları göz ardı edip komplo iddiasına sarılmak, "savunma" ve "örtme" psikolojisi olarak da okunduğu için, onu sevenlerin bile bundan kaçınmaları doğru olur.
Dilerim temize çıksın.
Ben, Hoca'nın cinsellik konusu çok inandırıcı gözükmese de bir süredir medyada üstlendiği rolü problemli görmüşümdür.
"Bir kısım" medyanın ve oradaki "aktörler"in "İslam'la ilgili" genel geçer yaklaşımlarını biliyorum. Bu yaklaşımda "İslami temalar"ın nasıl alay, suçlama, aşağılama konusu yapıldığını da biliyorum.
O medyanın ve o aktörlerin "Cübbeli Ahmet"ten bir medya starı üretme yolundaki çabalarını ve "Hoca"nın bu imkânı oldukça geniş şekilde kullandığını izlerken üzüldüm.
Hoca'ya, kimi İslami hizmetler-oluşumlar, TV ekranlarında biçtiriliyordu.
"İslami hizmet" veya "oluşum"lar eleştirilemez mi? Tabii ki eleştirilebilir.
Ama bunun yeri, hiçbir İslami kaygısı bulunmayan, aksine, bugüne kadar negatif roller üstlenmiş aktörlerin oluşturduğu platformlar mıdır?
Ben o çizgide, daha önce başka bazı dini gruplar üzerinde gerçekleştirildiği gibi, "ulusalcı-Ergenekoncu cenah"ın projesini gördüm. Bunu siyasi bilinç noksanlığına bağlamak da mümkün. Ama sonunda iş "kullanılma"ya dönüşüyor.
Üç büyük sınav alanı
Denir ki, İslami hizmet alanında üç büyük sınav söz konusudur:
1- Şöhret
2- Para
3- Cinsellik.
Din ve maneviyat alanı daha yoğun olarak duygu alanıdır. Din aklı, bilinci, her an devrede bulundurmak ister ama kalbi derinlik de aranır. Kalp alanı ise duygu yoğun bir alandır. Onun için "kalp terbiyesi" üzerinde önemle durulur. İnsanın, yönelişleri terbiye edilir. "Nefs" denen olgu, pozitif değerlerle yüklenmeye çalışılır. Ve bu itina, ömrün sonuna kadar devam eder. Çünkü "Nefs"e karşı teyakkuz, çok temel bir İslami duyarlılık gereğidir. Öyle bir bilinç ve duyarlılık yüklenir ki, kişi her an "Yaratan"ın gözetimi altında bulunduğu, her davranışının "Hayat defteri"ne yazıldığı ve yarın "Yaratan'ın huzurunda durulacağı" hassasiyetiyle donanır. Bu insanın hayat yolculuğu sınavıdır.
Dilerim yolun sonunda yüzü ak çıkanlardan oluruz.
BUGÜN