Hamza Türkmen, Diriliş Postası'nda kaleme aldığı yazıda 7 Haziran'da Kürtlerin birinci partisinin HDP olmasını "ödünç oylar" meselesiyle açıklamanın başvurulabilecek ilk yol olmadığını söylüyor.
Yazısında; AK Parti'nin bölge halkından tek bir İslâmcıyı bile aday olarak göstermemesi, PKK bölge halkını silahlarıyla tehdit ederken güvenlik güçlerinin tepkisiz kalması... gibi vakaları sayan Türkmen, çözüm sürecinin AK Parti'nin gözlerini kör ettiğini ifade ediyor.
Türkmen, bölgenin asıl kimliğinin müslümanlık olduğuna dikkat çekerek çözüm sürecinin devam etmesi lâkin bunun HDP/PKK tehditleri altında ve iki yüzlü diyaloglar ile olmaması gerektiğini vurguluyor.
Hamza Türkmen'in yazısı:
Hamza Türkmen / Diriliş Postası
Son seçimlere girerken Kürtlerin birinci partisi AK Parti, ikinci partisi HDP, üçüncüsü ise HÜDAPAR idi.
Nasıl oldu da HDP açık ara farkla öne fırladı. Ve AK Parti’nin iktidarı kaybetmesinin birinci faili oldu.
Bu sonucun Doğu-Güneydoğu dışında, Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı içinde sandığa yansıyan ‘ödünç oylar’la izahı ise ikincildir.
2011 Genel Seçimleri’ne göre yüzde 9’luk, 2014 Yerel Seçimleri’ne göre yüzde 3’lük oy kaybının Çözüm Süreci dışındaki diğer nedenleri de tabii ki değerlendirilmelidir.
Tüm ümmetin, dünya ezilenlerinin ve hakları gasp edilen Türkiyeli Müslümanların sevinci olmuş bir partinin oy kaybı, tabii ki en fazla sömürgecileri ve yabancılaşma aktörlerini mutlu etmiştir.
AK Parti yetkilileri ‘yüzde 41 oy oranıyla birinci parti olduk’ övüncüyle durumu izah etmeye çalışsalar da, Türkiye Kürdistanı’nda AK Parti ve Müslümanların potansiyel imkânları; ister demokrasi oyunlarıyla densin, ister PKK/YDG-H tehditleriyle izah edilsin üzücü-ağır bir sonuçla karşı karşıya kalmıştır.
Bölgede, yani Kürtlerin çoğunlukta olduğu illerde nasıl olmuştur da katılım neredeyse yüzde 100 oranına ulaşmıştır?