Hükümet, Kürt sorununa çözüm sürecine ilişkin ilk adımları atmasının üzerinden 1,5 yıl geçtikten sonra sürecin yasal çerçevesini oluşturan tasarıyı Meclis Başkanlığı’na sundu.
Meclis Başkanlığı'na sunulan tasarının adı "Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumlal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı". 6 maddeden oluşuyor.
Tasarının ilk maddesinde amaç ve kapsam tarif edildi, "Bu Kanunun amacı, terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi için yürütülen çözüm sürecine ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir" ifadesine yer verildi.
Hükümet’e yetki
Çözüm sürecinde atılacak adımlar ise 2’inci maddede tarif edildi. Buna göre Hükümet, terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine yönelik siyasi, hukuki, sosyo ekonomik, psikolojik, kültür, insan hakları, güvenlik ve silahsızlandırma alanlarında ve bunlarla bağlantılı konularda atılabilecek adımları belirleyecek.
Maddenin ikinci fıkrasında ise “Gerekli görülmesi halinde, yurtiçindeki ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlarla temas, diyalog, görüşme ve benzeri çalışmalar yapılmasına karar verir ve bu çalışmaları gerçekleştirecek kişi, kurum veya kuruluşları görevlendirir.” ifadesiyle Hükümetin koordinasyon görevleri de tanımlandı.
İlk defa eve dönüş vurgusu
Aynı maddede silah bırakan örgüt mensuplarının eve dönüşleri ile sosyal yaşama katılım ve uyumlarının temini için gerekli tedbirleri alır ifadesine de yer verildi. Bu ifadeyle eve dönüşler konusunda hükümetin Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanununda yapacağı değişiklikler işaret edildi. HDP kanadının beklentisi Hükümetin bu adımları yeni yasama yılında atması.
Süreci yürüten isimlere dokunulmazlık
Koordinasyon ve sekreterya hizmetleri için Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı görevlendirildi. Önemli bir düzenleme de tasarının 4’üncü maddesiyle yapıldı. “Bu kanun kapsamında verilen görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari veya cezai sorumluluğu doğmaz.” sözleriyle yapılan tüm görüşmeler kanun kapsamında dokunulmazlık zırhına bürünmüş oldu.
Tasarıyla ilgili açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "Bir hukuk devletinde çözüm süreci çerçevesinde görevin ifası niteleği taşıyan faaliyetler nedeniyle kişilerin hukuki, cezai ve idari yönlerden sorumlu tutulma tehdidinde bulunmaları da kabul edilemez" dedi. Atalay, "Bu süreçte görev alanların, çalışmalara katılanların gerçekleştirdikleri faaliyetler nedeniyle gelecekte herhangi bir yaptırım tehdidiyle karşılaşmamaları amacıyla bu kanun kapsamında görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari ve cezai sorumluluğunun doğmayacağı yönünde bir düzenleme bu yasada yapılmaktadır" diye konuştu.
"Yasa kararlılığın ifadesi"
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "Yasa hükümetin, devletin çözüm süreciyle ilgili ne kadar kararlı olduğunun da ifadesidir. Biz bunu görüyoruz. İnşallah sonuca doğru yaklaşılmaktadır. Bu sorunların çözülmesi, şiddetin dinmesi, insanların dağdan silahını bırakarak inmesi ve normal toplumsal hayat içinde rehabilitasyonu yapılarak yaşaması safhasına doğru yaklaşılıyor" dedi.
Çözüm süreci çerçeve yasa tasarısıyla, hükümete çözüm süreci kapsamında kısa orta ve uzun vadede yapılacak çalışmalarla ilgili genel bir sorumluluk verildiğini belirten Atalay şunları söyledi:
"Bu şekilde devlet kurumlarının kendi kuruluş kanunları çerçevesinde çözüm sürecinde katkı verecek konuları belirleyebilmeleri ve gerekli çalışmaları yapmaları da kolaylaşmış olacaktır"
"Yasa, süreç kapsamında temas diyalog, görüşme gibi siyasi irade ve kararlık getiren konularda bir Bakanlık veya kurum işlemi yerine, Bakanlar Kurulu kararı alınması ve görevlendirme yapılması yoluyla konunun bir hükümet politikası olarak idare tarafından daha hızlı ve etkin şekilde uygulanmasına imkan sağlanmaktadır."
Al Jazeera ve AA