Günlerdir Kobani bahanesiyle Türkiye yeni bir gezi sürecine sürüklenmeye çalışılıyor. HDP’nin halkı sokağa dökme çağrısı ve aynı zamanda Ana Muhalefet Partisi Genel Başkan Yardımcısı’nın provakatif twit’leri Kobani bahanesiyle ortalığı tam bir şiddet ortamına dönüştürdü. PKK tüm uzantılarını sokaklara dökerek ortalığı savaş alanına çevirerek onlarca masum insanı katletti.
“Kobani’de katliam tehlikesi” söylemiyle her türlü ahlaksızlık meşrulaştırmaya çalışıldı. IŞİD bahane edilerek her türlü faşist eylem meşruu görülmeye başlandı. IŞİD’le kafayı bozan sadece TKP veya sol kesim değildi elbette. Aynı zamanda Paralel Yapı da İŞİD konusunda elinden geleni ardına koymamak için çaba sarf etti. Mesela Paralelci yazar Önder Aytaç’ta bu ahlaksızlık içinde yer almaktan çekinmedi. Sosyal medya hesabından "Bursa Terminal Mescidi burası ve IŞİD bayrağının arması” notuyla bir fotoğraf paylaştı. Oysa Önder Aytaç IŞİD armasına benzettiği şeklin Hz. Peygamber'in mührü olduğunu çok iyi biliyordu. Ancak buna rağmen, Hz. Peygamber’in mührünü IŞİD bayrağıyla ilişkilendirerek provokasyon oluşturmaya çalıştı.
Esed yanlısı dış basında IŞİD konusunda Türkiye’ye ayar çekmeye çalıştı. İngiltere’de yayınlanan Financial Times gazetesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı "kelime oyunu yapmaya", Türkiye’yi de IŞİD konusunda "kaçamak oynamaya" son vermesi gerekti konusunda uyarıda bulundu.
Hiç kuşkusuz 4 yıldır Suriye’de yaşanan katliamı görmezden gelerek yaşanan zulme ses çıkartmayanlar, kimyasal silah kullanımına sessiz kalanlar bir anda IŞİD bahanesiyle aslan kesilmeye başladılar. Ve Kobani’de Kürt halkına katliam ve zulüm yapılıyor gerekçesiyle, Türkiye’nin birçok yerinde kalkışma planlandı. Sokağa çağırılan PKK baltacıları çoğu yerde HÜDA-PAR’ın bazı yerlerde AK Parti’nin IŞİD ile ortak çalıştığı gibi akıl ve mantık dışı söylemlerle binalarına saldırdılar, kundaklamaya çalıştılar. HÜDA PARlı bazı masum insanları üst katlardan aşağıya atarak, Mardin’de olduğu gibi Arap turist de olsa bazı sakallı Müslümanları bıçaklayarak ve kurşunla öldürdüler.
Kobani ve İŞİD bahanesiyle çıkarılan olaylarda şimdiye kadar Diyarbakır'da 10, Siirt'te 3, Mardin'de 5, Batman, Muş, Van ve Adana'da da birer olmak üzere 22 kişi hayatını kaybetti. Gözü dönmüş gruplar her karşısına çıkanı İŞİD yanlısı bahanesiyle öldürüyor. Evinin önünde oturan sakallı 69 yaşındaki Ahmet Albay isimli şahsa “Sen IŞİD'ci misin?” diye soruyorlar, daha sonra acımasızca öldürüyorlar.
PKK’nın genç militan gücü YDG-H tweet’ten şu mesajı yayıyor: “Kürdisten ve TC’de tüm asayiş Güçlerimizin Dikkatine. Silahlanın. Hizbu-Kontra, Hüda Par üyeleri görüldüğü yerde infaz edilecek.” Bundan sonra da PKK ve sol gruplar kırmızı görmüş boğa edasıyla karşılarına çıkan her şeye ve her yere saldırmayı kendilerine meşruu kılıyorlar. Belediye otobüslerine saldırıp ateşe veriyorlar. Dershanelere, okullara, yurtlara, iş yerlerine, parti binalarına ve hatta Kızılay’ın kan toplama araçlarına kadar her yere saldırmaktan çekinmiyorlar. İslami kimliğe sahip insanlar, dernek ve vakıflar ise özellikle hedef gösteriliyor. Bu da aslında dört yıldır Suriye meselesinde “Müslümanlar Müslümanları öldürüyor” söylemiyle nasıl Suriye meselesi farklı bir mecraya sürüklenmek istendiyse aynı şekilde bu gün de Kobani meselesiyle son günlerde “Kürtler Kürtleri vuruyor” söylemi yaygınlaştırılarak gerçekler flulaştırılmaya çalışılıyor. Ancak şunu ifade etmek gerekir ki bu gün Kobani bahane edilerek PKK’li Kürtler Müslüman kardeşlerimizi katletmeye devam ediyor.
Konu Öcalan’ın “Çözüm Sürecini JİTEM engellemeye çalışıyor” lafından kalkıp, Kobani’yi bahane ederek Türkiye’yi kaosa sürüklemek isteyen bu ikinci Gezi kalkışmasını, “olaylar PKK içine sızmış JİTEM tarafından tezgahlanıyor” gibi ucuz komplo hesaplarıyla geçiştirmek mümkün değil.
Çözüm Süreci’nin yeteri kadar ölçülü yürütülememesi PKK ve takipçilerine bugüne kadar elde etmedikleri kadar imkân ve güç sağladı. Bölgede açıktan faaliyet gösteren PKK bağlıları hem seçimlerde halk üzerinde, hem Müslümanlar ve İslami kuruluşlar üzerinde tehdit ve gerektiğinde cebirle açık baskı uyguladılar. Ayrıca sınav hileleriyle Polis Teşkilatı’na doldurulan Fethullahçı polislerden binlercesi tedbir olarak Kürtlerin çoğunlukta oldukları illere sürüldü ve bu Paralelci güruh ise bölgede sürekli istikrarsızlığı teşvik edecek tutumlar içinde oluyorlar. Yani Kobani için yapılan gösterilerde Kürtler Kürtlere değil, Kürt ulusçuluğunu tırmandıran PKK ve kuyrukçusu sol provakatör İslam düşmanları, imkan buldukları her yerde kendileri gibi bakmayan Müslümanlara saldırdılar, yaktılar, öldürdüler.
IŞİD’in kafa kesmesine karşı çıkanlar, Çözüm Sürecini baltalayabilmek için yakaladıkları insanların kafalarını taşla ezdiler. İşlenen bu cinayetlerin, talan ve yağmaların, araba ve dükkan kundaklamaların birçoğunun görüntüleri ve fotoğrafları belge olarak tüm haber ajanslarında bulunuyor. Bu insanlık dışı vahşet ve katliam görüntüleri bir protesto değil, IŞİD bahanesiyle Müslümanları sindirme, Batılılar gibi İslamofobi üretme ve Gezi Parkı olaylarında olduğu gibi Türkiye’yi kaosa sürükleme ve darbe ortamına zorlama vandallığıdır.
Kobani kuşatması bahane edilerek Türkiye’de başlatılan bu katliamları gerçekleştiren katiller sürüsü, Rabia Meydanı’na saldıran baltacı sülüklerden farkı değildir. Dolayısıyla da Çözüm Süreci’ni parçalamak isteyen bu güruhun Çözüm Süreci içinde palazlandığı, güçlendiği ve seçimlerde de görüldüğü gibi Kürt halkının en az üçte birini zorla veya ikna ederek arkasına taktığı görülmeli ve Çözüm Süreci en başta Bölge Müslümanlarının katılımı ile yeniden revize edilmelidir.
Kışkırtıcı söylem ve eylemlerle gençleri, çocukları sokağa dökenler, bölgeyi yangın yerine çevirerek tam bir Vandalizm örnekliği sergilediler. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın öldürenleri değil, sadece “bayrak yakan ve Atatürk büstünü tahrip edenleri provokatörlük”le suçlaması da Kemalistlere şirin görünme ahlaksızlığıdır. Sen ortalığı hallaç pamuğuna çevirteceksin, masum insanları katledeceksin, sonra da bayrak yakıp, Atatürk büstünü yıkanları kınayacaksın. Bu ne yaman bir çelişki. Allah zalimler topluluğuna karşı bize feraset, basiret ve güç versin…