Çorumda Suriye ve Mavi Marmara Konulu Sergi

Çorum'da Suriye, Çeçenistan, Filistin ve Afganistan yararına kermes düzenlendi.

Çorum İHH bugün Kültür sitesi önünde Suriye, Çeçenistan, Filistin, Afganistan yararına bir hafta sürecek kermes ve Mavi Marmara & Suriye konulu fotoğraf sergisi düzenledi.

Bugün saat:12.00 da kültür sitesi önüne kurulan kermes çadırı İHH Çorum Temsilcisi Selim ÖZKABAKÇI’nın aşağıda tam metni yer alan açılış konuşmasından sonra dualarla açıldı. Açılışa çok sayıda gönüllü katıldı. Bir hafta Çorumlulara hizmet verecek olan hayır çarşısı İHH Gönüllüsü hanımların el emeğini halka sunulacak. Fotoğraf sergisi ise Suriye’deki ve Mavi Marmara Gemisine yapılan vahşeti gözler önüne seriyor. Kermese ve fotoğraf sergisine tüm Çorum halkı davet edildi.

Haksöz Haber

İHH Çorum Temsilcisi Selim ÖZKABAKÇI’nın Konuşma Metni:

Siyonist İsrail, iki yıl önce Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda saldırmış ve on kardeşimizi şehit etmiş, pek çok kardeşimizi de yaralamıştı. Bende Mavi Marmara gemisindeydim. Siyonist İsrail’in zulmünü ve işkencesini bizzat yaşayanlardan biriyim. Bundan şeref duyuyorum. O sefere katılan arkadaşlarımın hepsi de bu yaptığımız işten şeref duyuyorlar.

Biz, Mavi Marmara olayıyla İsrail’in sapıklığını ve zulmünü tüm dünyaya göstermiş olduk. Herkesçe malumdur ki Siyonist İsrail Gazze’ye ambargo uygulamış ve oradaki insanları açlığa mahkûm etmişti. Mavi Marmara Gemisi ve diğer altı gemi ile bu ambargoyu kırmak için dünyanın birçok ülkesinden pek çok insan Akdeniz’e açıldık. Ancak 31 Mayıs 2010 sabahı namazımızı kılarken katil Siyonist askerleri helikopterler, insansız uçaklar, Zodyak botlar ve savaş gemileriyle bize saldırdılar. Olay tüm dünyanın gözü önünde cereyan ediyordu. Helikopterden Siyonist askerlerin ateşi sonucu bazı arkadaşlarımız şehit oldu. Anlaşılan o ki katillerin amacı gemiyi etkisiz hale getirmek değil, dünyaya meydan okumaktı. Gazze’ye yardıma gelenin sonu böyle olur demek istiyordu. Hatırlıyorsunuzdur, olay tüm dünyanın gözü önünde cereyan etmişti.

Biz, Mavi Marmara’nın amacına ulaştığına inanıyoruz. Mavi Marmara ile Gazze ablukasını tüm dünyanın gündemine getirdik. Dünya İsrail’in gerçek yüzünü bir nebze olsun gördü. Ben alçak İsrail’in hapishanelerinde bizzat yaşadım. Dayanılması çok zor bir sınavdı. Oysa bu zulmü Filistinli kardeşlerim yıllardır çekiyorlar.

Ak Parti Hükümeti Mavi Marmara olayında birçok şey söyledi. Ancak, uluslararası mahkemelerde dava açıldı ama Türkiye’den hala dava açılamadı. Türkiye’de hala hiçbir savcı, Mavi Marmara Olayıyla ilgili Katil İsrail’e dava açamadı. Mavi Marmara mağdurlarının davalarla ilgili adalet bakanı ile görüşme talebi de beş kez geri çevrildi. Başbakanın Mavi Marmara Gemisi geldiğinde ortaya koyduğu beş şart ne oldu? Bu şartlardan birisi İsrail’in özür dilemesi, diğeri ise tazminat ödemesi değil miydi? Bizler, kendi ülkemizden dava açmadan bunlar nasıl geçekleşecek. Hükümet davaların önündeki engelleri bir an önce kaldırmalı ve Türkiye’den de Mavi Marmara davası bir an önce açılmalı. Mavi Marmara yolcuları şehit yakınları ve yaralılar kendi şehirlerinden İsrail’e davalar açmaya hazırlanıyor. Ben de Çorum’dan dava açmayı düşünüyorum.

Katil İsrail, bizim özgürlüğümüzü kısıtladı, bizi kaçırdı, işkence yaptı, hapse attı ve İsrail askerleri ”one minute” diye bağırarak dayak attı. Açıkçası şu: Yetkilileri üzerlerine düşeni gereği gibi yapmaya davet diyoruz.

Bu gün burada, Mavi Marmara şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz Rabbim şehadetlerini kabul etsin. Gemide kafasından vurularak yaralanan ve halen koma durumunda yaşam mücadelesi veren kardeşimiz uğur Süleyman Söylemez’e de acil şifalar diliyoruz.

Bu gün 15 Mayıs NAKBA Müslümanlar ve Filistinliler için kara bir gün...

14 Mayıs 1948’de Filistin toprakları üzerinde Siyonist İsrail işgal devletinin kuruluşunu ilanından beş saat sonra, işgal devleti çeteleri Filistinlilere yönelik bir etnik temizliğe girişmiştir. 15 Mayıs günü gerçekleşen etnik temizlik sonucu 15.000 Filistinli hayatını kaybetmiş, 800.000 Filistinli İsrail’in zulmünden kaçmak üzere komşu ülkelere sığınmıştır.

Hakları, toprakları, vatanları, canları, malları gasp edilen Filistinliler takvimlerin 15 Mayıs 1948’i gösterdiği bu günü büyük felaket anlamına gelen “en-Nakba” olarak adlandırmaktadırlar.

500’den fazla köyün Siyonist İsrail tarafından yerle bir edildiği topraklar, sağ kalan eşleri çalışma ya da toplama kamplarına götürülen kadınların, önce canlarını ve çocuklarını sonra da yıkılan evlerinden kurtarabildiklerini alarak en yakın Arap ülkesine sığınmalarına şahitlik etmiştir. 800.000 Filistinlinin kitlesel göçü ile sonuçlanan NAKBA, Filistinli mülteciler sorununun da başlangıcını oluşturmaktadır.

Halen 10 milyonu aşkın Filistin nüfusunun yaklaşık 6 milyonu kendi yurtlarından uzakta mülteci olarak yaşamakta ve işgal edilen evlerine dönecekleri günü beklemektedir. Siyonist İsrail kadın ve çocuk katili alçakların kurduğu kanlı örgütlerin toplandığı bir çetedir. İnşallah mazlumların kanı Siyonistleri boğacak, Siyonist İsrail Kahhar ve Muntakim olan Allah’ın gazabıyla yere çalınacaktır.

Hazırladığımız bu kermesle, zulmün kuşattığı coğrafyalara maddi destek olmak istiyoruz. Fotoğraf sergisi ile de bu coğrafyaların acılarını sizlerin gündemine getirerek sizi haberdar etmek istiyoruz. Biz görmesek de duymasak da dünyada İslam coğrafyalarında zulüm kol geziyor. Suriye, Filistin, Gazze, Afganistan, Çeçenistan daha onlarcasında çocuklar ölüyor. İnsanlar aç, anaların ağlamaya hali kalmamış.

Afganistan iki ateş arasında kalmış bir halk. Zalimlerin iş başına getirdiği, tamamen batının kuklası Karzai yönetimi, kendi halkını katillere peşkeş çekiyor. Büyük Şeytan Amerika Afganistan’da Müslümanlara her türlü alçakça işkenceler yapıyor.

Yine, Suriye’de Esat’ın ordusu kan akıtmaya devam ediyor. İnsanlar diri diri toprağa gömülüyor. Dünya bu akan kanı seyrediyor. Ölümleri durdurma çabası gayet yavaş ve işe yaramaz bir şekilde işliyor. Ancak mazlum halk çaresiz…

Çeçenistan, unutulan can kardeşlerimizin ülkesi… Artık kimse Çeçenistan ismini telaffuz etmiyor. Çeçen kardeşlerimizi, Rusların alçaklığına bıraktık. Biz, “Çeçenistan, Rusya’nın iç meselesidir” politikasını asla kabul etmiyoruz. Bu ikiyüzlülüktür, münafıklıktır. Çeçenistan’ın kukla devlet başkanı Kadirov, Rusya’nın köpekliğini yapıyor. Esasında Çeçen mücahitlerle, Rabbimiz Allah dedikleri için savaşılmaktadır. Kimse, Çeçenistan Rusya’nın iç meselesidir diyerek sorumluluktan kurtulamaz.

Bizler, ekranlarda kısmen zulümleri görüyoruz. Bunlar, onların imtihanı. Ancak bu durum aynı zamanda bizim de imtihanımızdır. Onlar vurularak, işkence edilerek, çocukları parçalanarak ya da aç kalarak sınavlarını veriyor, bizlerde bu tabloya bakarak ortaya koyduğumuz tavırla imtihanımızı veriyoruz. Bizler ancak yaptıklarımızla cennete gideceğiz. Her insan, kendi hayatının hesabını Rabbine verecek.

Biz sorumluluklarımızı azaltmak istiyoruz. Sizleri de bu yapılan hayırlı çalışmaya destek olmaya çağırıyoruz. 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi