Özgür-Der Çorum Şubesi, 4 Temmuz 1980’de 57 kişinin öldüğü Çorum olaylarının yıldönümü üzerine bir basın açıklaması yaptı.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
Çorum Olaylarının Müsebbibi Kemalist Vesayettir!
Yarın Çorum’un geçmişinde yaşanmış kanlı olayların 32. yıl dönümü. 4 Temmuz 1980 tarihinde Çorum’da yaşanan olaylar; 57 kişinin ölümü, onlarca insanın yaralanması ile sonuçlanmıştı.12 Eylül darbesi aracılığıyla askeri vesayetin tahkim edilmesi amaçlanarak ülke genelinde kurgulanan ve desteklenen kaos ortamı, bütün toplumu hizaya çekmek isteyen Kemalist ve askeri vesayetin eseridir.
Anadolu toplumu içerisindeki faklı kesimlerin dini ve fıtri kimliklerini yok sayarak hareket eden bürokratik oligarşi, Kemalist ve Batıcı kimliği topluma zorla benimsetmek için bu farklılıkları çatışma ortamının imkânları olarak kullandılar. Takrir-i Sükûn kanunu ile başlayan; İstiklal Mahkemeleri, Dersim Katliamı, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat darbe süreçleriyle amaçlanan, toplumun tüm kesimlerinin militarist tahakküm altına alınmasıydı.
Toplumun dini ve siyasi tercihlerine sürekli ipotek koyan darbeci geleneğin; Balyoz, Kafes, 27 Nisan e-muhtırası, 367 hukuksuzluğu, parti kapatmaları ve irtica eylem planı gibi uygulamalarla ülkeyi Kemalist ve askeri yönetim altında tutmaya çalıştıklarına hep birlikte şahit olduk. Ülkenin yakın tarihinde yüksek yargı kurumlarının aldığı kararlar, Ergenekon benzeri çetelerin faaliyetleri de vesayetçi politikaların uygulama alan ve araçları olageldi.
Bu doğrultuda 12 Eylül 2010 referandumu, militarist uygulamaların geriletilmesi açısından önemli bir adım olmuştur. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın 12 Eylül olayları ve darbesinden ötürü yargılanmaları desteklenmesi, yakından takip edilmesi gereken davalardır. Ancak darbeci yapılanmaların yargılamalarının sürekli sulandırılmaya çalışıldığı ve darbe tehlikesinin halen mevcut olduğu bir ülkede despotik yönetimin tepesinde bulunmuş birkaç kişinin yargılanması yeterli olamaz.
Asıl sorun Kemalist, ırkçı ve ulusçu sistemdedir. Dolayısıyla yüzleşilmesi gereken asıl fail, Kemalist ve ulusçu ideolojinin tüm politikalarıdır.
Politikalarını tahkim etmek için, çeteler eliyle cinayet işleyen bir devlet geleneğinden geliyoruz.
Çorum Olayları; Zirve Kitabevi, Rahip Sontoro veya Hrant Dink cinayeti gibi ülkenin dört bir yanında işlenen binlerce faili belli cinayetler zincirinin bir halkasıdır. Bütüncül manada sistemin işleyişine, provokatif eylemlerle inşa ettiği baskıcı geleneğe tavır almadan tekil mamada işlenmiş bir suça, katliama karşı çıkmak bizi daha adil bir ülke ve geleceğe götürmez.
Çorum olaylarına karşı çıkmak İstiklal Mahkemelerinin yok ettiği âlimlerimize de sahip çıkmayı gerektirir. Hem 27 Mayıs Darbesine hem de Çorum olaylarına sahip çıkılamaz. Benzer şekilde Sivas’ta yaşananları tutarlı bir şekilde ele alabilmek için; öncelikle Kemalist iktidarın ‘şeytan ayetleri’ provokasyonu ile halkın İslami değerlerini hedef aldığı görülmelidir. Çorum olaylarında yaşananları gündeme getirmek, 28 Şubat döneminde toplumun İslami duyarlılık ve değerleri hedef alınarak uygulanan kesintisiz eğitim, İmam-Hatip zulmü ve başörtüsü zorbalıklarını da gündeme almayı gerektirir.
Son olarak Çorum olaylarına tutarlı, gerçekçi bir tarzda karşı çıkmak İslami ve fıtri kimlikleri hedef alan tüm acılarla yüzleşmeyi gerektirir. Failler ile birlikte failleri üreten sistemin politikalarına son verilmesi bilinci ile tavır alınmalıdır.
Bülent Gökgöz
Özgür-Der Çorum Şubesi