Tek parti diktatörlüğünden söz edilir ve tek partili demokrasinin olmayacağında ittifak vardır.
Peki çok partili demokrasinin faydaları ve zararları nedir? Bu konu yeterince tartışılmıyor.
Niçin?
Çünkü ya bütün sakıncalarına rağmen çok partiye yer verilecek yahut da demokrasiden vazgeçilecek. Bu ikincisini düşünmeyi bile caiz görmediklerinden tartışmayı da gerekli görmüyorlar.
Ulus devletlerde birlik, modern anayasalarda vatandaşlık temeline/bağına dayanıyor. Vatandaşlık ortak değer olmakla beraber dilden ideolojiye kadar insanları birbirine bağlayan diğer unsurlar dışlanıyor; yani bunların bireye ait olduğu, toplum bağının vatandaşlıktan ibaret bulunduğu noktasına geliniyor. Gel gör ki, vatandaşlık bağı, milli birlik için yetmiyor. O ihmal edilen, bireylere bırakılan, toplumla ilgili gereklilik ve etkisi kale alınmayan unsurlar (din, dil, ideoloji, menfaat, çeşitli aidiyetler) sivil toplum örgütleri ile siyasi partilerin çatıları altında örgütleniyor. Vatandaşlık, vatanın ve milletin ortak çıkarı, herkese yönelik tehlikeler ve tehditler bir yana bırakılıyor, her gurup ve parti bir yana çekiyor, her kafadan bir ses çıkıyor, neredeyse (biraz abartıyorum) partiler kadar millet ve devlet oluşuyor.
Liderlerin birbirlerine küfürlerini, hakaretlerini, ağza alınmayacak sözlerini bir yana bırakalım; aynı ülkenin vatandaşlarını çatısı altına toplamış bulunan bir partiyi diğeri hainlikle, ülkeyi satmakla, bölüp parçalamakla itham edebiliyor. Durum böyle olunca da partiler birbiriyle savaşan, düşman ülkeler ve topluluklar halini alıyorlar. Hasılı "vatandaşlık bağı, vatandaşlık ortak paydası", kıvançta ve tasada bir milleti oluşturmaya yetmiyor.
Düşman guruplardan oluşan partilerden biri iktidara geliyor, diğerlerinin bütün işleri, o partiyi iktidardan düşürmek için ellerinden geleni artlarına koymamak oluyor. Hani ülkenin ve milletin ortak menfaatleri ve ihtiyaçları söz konusu olunca ihtilafları bir yana koyup dayanışmak, yardımlaşmak, işbirliği yapmak...!
Böyle bir toplum yapısından ve siyaset anlayışından uzlaşma da çıkmıyor ve çıkmaz. Olabilecek tek faydalı şey, gerekeni yapabilecek güçte bir iktidarın gerekeni yapmasıdır. Başta anayasa olmak üzere hukuka aykırı olmadıkça iktidarın yaptığı meşru kabul edilecek ve herkes -itiraz, değiştirme, tartışma hakkı saklı kalmak üzere- buna itaat edecektir.
Partilerin çoğalmasının, daha çok partinin barajı aşarak meclise girmesinin zarardan başka bir sonucu yoktur. Temsil aslı faslı olmayan bir ütopyadır. İktidar, seçenlerin ancak ortak iradelerinin temsilcisi olabilir ki, bu ortak irade de –teker teker seçmenlerin farklı iradeleri yanında- devede kulaktır. Ortak iradenin manası şudur: "Tam benim istediğim gibi değil ama buna razı olabilirim". İktidar bu ortak iradenin de dışına çıktığında seçmenler oylarını başka bir parti için kullanır ve iktidarı değiştirirler.
Siyasi partiler ülkenin ve milletin menfaatini, iyiliğini, hayrına olanı özel saiklerin önüne geçirecek ahlak ve olgunluğa ulaştıkları zaman hayırda ve iyilikte yarış başlar ve işte o zaman çok partiden hayır gelir. Ama halkın ortak değerinin/bağının/birlik temelinin vatandaşlıktan ibaret olduğu bir toplulukta "ortak menfaat, iyi, doğru ve hayırlı"yı belirlemek muhal derecesinde zordur.
Yüzde doksanı Müslüman olan bir ülkede birliğin, azami ölçüde ortak değerin dayanağı ancak "İslam" olabilir.
YENİ ŞAFAK