Çocukluğuma in!

GÜNAY BULUT

Sümeyye’ye-

Çocuktum. Ufacıktım. Ninemin kucağında yarı öksüz bir sabi iken bir kâbus gördüm. Sonra bir kez daha,  sonra bir kez daha, sonra bir kez daha… Çok kâbus gördüm. Gün geçtikçe sabit hale geldi karabasan.  Her uykuya vardığımda yinelendi. Yinelendi. Yinelendi…

Hep aynı kâbustur gördüğüm yıllardır.  Cilalı potinler her yerde. Yüzü seçilmeyen iri gövdeler kovalıyor beni. Kaçıyorum. Kaçıyorum. Kaçıyorum…

Zifiri bir kol uzadıkça uzuyor ardımdan. Elastik bir el sündükçe sünüyor peşimden. Yakalandım, yakalanacağım.

Ucunu bulamadığım karanlık sokaklar her keresinde ya çıkmaza ya bir dehlize varıyor.  Nefessiz kalana dek döne döne koşuyorum. Koşuyorum. Koşuyorum…

Soluğum kesildiğinde yüzükoyun yere kapanıyorum. Rüyada mıyım? Uyanık mıyım? Siyah el neremde? Bilmiyorum.

Bir çığlık atsam, sesim duyulsa, bir ışık yansa,  perde oynasa,  cam aralansa, bir kapı ardına dek açılsa, bir imdat gelse, biri beni tutup yana çevirse, bir nefes alsam…

Bağırmak için çırpınıyorum, çırpınıyorum, çırpınıyorum... Sesim çıkmıyor. Kimseye duyuramıyorum. Uyanamıyorum…

Bu lal uykunun ninemin evinde gördüklerim ile aynı kâbus olduğunu önceleri farkedemedim. Sürüler halinde peşime düşen köpeklerden kaçardım. Koşa koşa yeşil bir alana çıkardım. İki yanda kavak ağaçları dizili yarı gölge yoldan geçerdim. Yeşil çayırların ötesinden annem bana koşardı. Annemi gören köpekler ansızın ortadan kaybolurdu. Uyanırdım. Ninemin koynuna sokulurdum. Annemi isterdim. Bismillah derdim. Suyumu içerdim. Yine uyurdum.

*****

Ninem söyledi bana. Annem İstanbul’a öğretmen olmaya gitti. Anneler de okula gidebilir.  Evde babam yok. Annemin de babası yok. Onun babası erken göçmüş dünyadan.

Annem beni çok sever. Beni hiç kimseye vermek istemez. Bu yüzden öğretmen olmaya gitti. Annemin öğretmen olmaktan başka çaresi yok.

Ninem bana iyi bakar. Annem çabuk gelsin diye ninemle hergün dua ederiz.  Ninemin duası kabul olur. Annem, öğretmen olup gelecek.  Beni yanında götürecek. Renkli kalemlerim, resimli kitaplarım olacak. Kara köpeklerin dehşeti bitecek.

Ninem bana öğretti. Anneler çocuklarını çok sever. Ninem, annemi çok sever. Annem de beni. Bir gün ninem, televizyonda annemin sürüklendiğini gördü. Ben de sırtına inen siyah bir sopa gördüm. Annemin yüzü kasıldı. Kara köpek onun eteğini ısırdı. Bağırışlar vardı. Kalabalıktı. Ekran değişti.  Annem kayboldu. Ninem ağladı. Çok korktum. Sustum…

Annem öğretmen olup gelmedi. Yıllar uzadı. Yollar uzaktı. Zigana karlı, seferler iptaldi…

Bacamız çekmedi. Sobamız tüttü. Evimiz dumandı. Gözlerim yandı…

Ninem öte dünyaya göçtü…

Velayetim annemden düştü…

Siyah köpekler daha çok böldüler gecelerimi. Annem çayırların ötesinden bana koşmadı. Çok uğraştım. Bağırmak istedim. Uyanamadım…

Gözlerden ırak usul usul boyum uzadı. Koca kız olmadım. Annemi özledim. Köpekten ürktüm. Anneme küstüm.

Okulum bitti. Gurbetim uzadı. Zemherim bitmedi.  Buz tuttu yüreğim. Kâbuslar sürdü…

Sahiden çocukluğuma inince bana koşar mı annem yeniden? Öyleyse haydi in, çocukluğuma! Üç kuşak, bir odaya al bizi. Ninemin kucağında uyut beni. Ninem ne derse inanırım. Annemle barışırım…

Çocukluğuma in! İçinde annemin olduğu bir ev çiz bana. Bahçeye de kocaman ceviz ağacı.  Saçlarımı tarayıp okula yollasın annem beni. Ardımdan bakışı yetsin…

İniver çocukluğuma! Hiç azarlanmadığım bir sınıf çiz bana. İkna olmayan annem müderris olsun.  Elimden tutup harf harf korkusuz bir hayatı öğretsin bana. Yaşam pınarıma yürüsün can suyu.

Çocukluğuma git! Televizyonlarda dayak yemesin annem. Komşular, her dediğine inanmasın boşboğaz muhbirlerin. Anneme laf etmesin kimse.  Gurbete salmasın beni, düşen velayet.  Ninemin gözyaşı değmesin yanağıma.

Hemen in çocukluğuma! 

Karaltılar dağılsın. Cemre yere düşsün. Bahar uyansın. Buzlar çözülsün. Geçit açılsın. Sefer başlasın. Yollar yaklaşsın. Güler yüzlü bavulla dönsün annem sılaya. Ninem sevinsin. Postacı haber versin. Bahçemiz yeşersin. Geçmiş, berrak bir ırmak gibi sakince aksın bu güne doğru.

Çocukluğuma var!

Sesimi kısan şu meş’um inmeden çek çıkar beni. Boynumdan kördüğümü çöz. Elime ver hayat ipimi.  İliğe işleyen zaaflar gitsin. Takatim gelsin. En güzel nağmeler yükselsin notalarımdan.  Kuytulara kaçışım bitsin.