Çocuklara doğru arkadaşlıklar kurabilecekleri ortamlar oluşturmalıyız

Süleyman Gülek, ebeveynlerin çocuklarının arkadaş seçimi konusunda dikkat etmesi gereken hususları hatırlatıyor.

Süleyman Gülek / Yeni Akit

Çocukta arkadaş seçimi

Çocuk eğitiminde, arkadaşın ve arkadaş grubunun önemi oldukça fazladır. Arkadaş seçimi çocuğun gelişiminde önemli bir yer tutar. İnsan yaratılışı gereği sosyal bir varlıktır. Tek başına hayatını sürdüremez. İhtiyaçlarını karşılamak için başkalarıyla iletişim kurmak zorundadır. Çocuğun zihinsel, fiziksel ve duygusal alanda gelişmesi için arkadaşları olması gerekir ve çocuk için arkadaş hayati bir ihtiyaçtır. Arkadaşa duyulan ihtiyaç, sadece onunla vakit geçirmek için değil, bilgi ve deneyim kazanmak içindir.

Çocuk arkadaşlarıyla olan paylaşımları içerisinde empati kurmayı öğreniyor, başkalarının duygu ve düşüncelerine saygı duymayı öğreniyor. Sırasını beklemeyi, paylaşmayı, kurallara uymayı öğreniyor. Çocuk arkadaş aracılığıyla benmerkezci olmaktan uzaklaşıp sosyal bir varlık haline geliyor. Kendinden başka ve farklı olarak ötekilerin de olduğunun bilincine varıyor. Arkadaş çocuğa ayna tutuyor; çocuk arkadaşı üzerinden kendi güçlü ve zayıf yönlerini de keşfediyor. Çocuğun özgüveni ve benlik değeri gelişiyor.

Çocukta arkadaşlık ihtiyacı, bebeklik dönemine kadar uzanır. Ağlayan bebek, yanına bir başkasının yaklaştığını görünce, susar. Çocuklar arkadaşlığa, sadece vakit geçirmek  için değil, aynı zamanda deneyim kazanma amacıyla ihtiyaç duyarlar. Yaşamın ilk yılında başlayan bu ilişki, bebeğin arkadaşlarına tepki vermesi şeklinde görülür. Altıncı ayında bebek, karşısındaki bebeği elleyerek, bakarak ya da ağlayarak iletişim kurmaya çalışır. Bütün bunları yaparken onun da kendisine tepkide bulunmasını bekler. Altıncı ayla 12. ay arasındaki çocukların arkadaşlarına olan tepkilerinin giderek daha amaca yönelik olmaya başladığı görülür.

Dört yaşından önce çocuklar, normal olarak beraber oldukları kişilerin, oyun arkadaşları olmasını isterler. Onlarla oyun faaliyetlerini paylaşmak arzusundadırlar. Bu dönemde çocuklar kendileriyle oynayacak bir ya da iki arkadaşlarını seçerler. Ancak, okula gitmeye hazırlandıkları yedi yaşından itibaren çocuklar, oyun arkadaşlarını kendi cinslerinden seçmeye özen gösterirler. Çünkü, kendi cinslerine uygun oyun oynamayı öğrenirler. 

Arkadaşlık ilişkileri, işbirliğini öğretmek, sorun çözme becerilerini geliştirmek, diğer çocukların desteğiyle zorluklarla başa çıkabilmek, insanların birbirlerine olan ihtiyaçlarını anlamak açısından kıymetlidir. Kişilik oluşumunda, ailenin yanı sıra, özellikle okul çağıyla birlikte arkadaş ilişkilerinin önemi vardır. Akran ilişkileri, çocukların, fiziksel,  ahlaki, sosyal ve duygusal gelişim alanlarındaki gelişimini desteklemektedir. 

Okul döneminde çocuklar, arkadaşlarını, çoğunlukla yakın çevredeki komşularından seçerler. Ancak, seçimi yaparken, kendi yaşlarına, cinslerine, zihne ve sosyal düzeylerine uygun olmalarına özen gösterirler. Yıllar geçtikçe, arkadaş seçiminde; yardımseverlik, dürüstlük, sağduyu sahibi olmak, arkadaş canlısı olmak gibi kişilik özellikleri ön sırayı almaya başlar. Arkadaşlarıyla oynayan çocuğun sekiz yaşına doğru grup oyununda giderek bir artma görülür. Bu değişmeye koşul olarak toplumsallaşmasında da belirgin bir artış meydana gelir. Çocuk, daha az bencil ve saldırgan, buna karşılık daha fazla grup bilincine sahip ve yardımsever olur. 

Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kişi arkadaşının ahlâkı üzeredir. O halde her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine iyi dikkat etsin” (Tirmizî, Zühd 32) Çünkü iyi bir arkadaş iyiliğe, güzel işler yapmaya neden olur; kötü bir arkadaş da, arkadaşını kötü alışkanlıklara, günah işlemeye yöneltir. Bir insanı tanımanın en güzel ölçülerinden biri de arkadaştır. Kişi mutlaka arkadaşının düşünce ve davranışlarından etkilenir. İyi arkadaş iyiliğe, kötü arkadaş kötülüğe götürür. Atalarımız da bu konuda şöyle der: “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.” “Üzüm üzüme baka baka kararır.” Dolayısıyla iyi arkadaş edinmenin ve kötü arkadaşlardan da uzak durmanın önemi anlaşılmaktadır. İslam dini insanların güzel ahlak sahibi olmalarını ister. 

İslâm’da din ile ahlâk iç içedir. Bu nedenle dinî eğitimin yanında, küçük yaşlardan itibaren çocuğa iyi bir ahlâk eğitiminin de verilmesi gereklidir. Anne-babalar, çocuklarının ahlâk terbiyesi üstünde büyük bir titizlikle durmalı. Çocuğa doğruyu yanlıştan ayırma ve doğru olanı seçip uygulama niteliğini kazandırmak hemen çabucak olmaz. Önce bilgilenmesi, sonra da benimsemesi gerekecektir. Çocukta Ahlâk kavramları, belli dönemlerden geçerek olgunlaşır. Ahlâkî değerler, çocuğun olumlu davranışlar kazanmasına öncülük ettiği gibi, kişilik gelişimine de büyük bir katkı sağlamaktadır. 

Ahlâkî erdemlerin kazanılması ancak bireylerin zihninde ve gönlünde Allah sevgisi, insan sevgisi ve sorumluluk duygusu yerleştirmekle mümkündür. Küçük yaşta kazandırılan ahlâkî değerler ve din eğitimi yoluyla verilen temel dinî bilgiler, çocuğun düşünce ufkunu genişletir manâ dünyasını aydınlatır ve dinî hayatını şekillendirir. Çocuğun fıtratında var olan din duygusunu geliştirir, çocuğu ahlâkî olgunluğa ve erdemliliğe eriştirir. Bu itibarla çocuklarımızı güzel ahlaklı bir şekilde yetiştirmeye gayret edelim!  

Yorum Analiz Haberleri

Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?