Çin’in Uygur gezilerine katılan Türk gazeteciler neler yazmıştı?

​​​​​​​Çin’in Müslüman ülkelerden gazetecilere yönelik Uygur gezilerinden birine katılan Arnavut gazeteci geziyi Guardian gazetesine anlattı: “Sincan’da tüm İslami pratikler suç sayılıyor. Sahte hikâyeler üretmemiz için bizi kullanmışlar.”

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 2015 yılından beri düzenlediği “İpek Yolu’nda Çin Etkinliği” programı, Pekin’de başlayıp Uygur Türklerinin yaşadığı şehirlerden Urumçi’de sona eriyor.

Çin düzenli olarak yaptığı bu gezilerle çeşitli ülkelerden gazetecilere “Sincan’da her şeyin yolunda olduğunu” göstermeyi amaçlıyor.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun (IFJ) raporuna göre “Pekin, kapsamlı ve sofistike bir biçimde, Çin dostu bir küresel habercilik yaratmak için uzun soluklu bir kampanya yürütüyor.”

Raporu hazırlayan Luisa Lim, Çin’in özellikle “küçük ve gelişmekte olan” ülkelerdeki medya organlarını hedeflediğini, her ülkeye özgü kapsamlı ve spesifik çabalar içinde olduğunu söylüyor.

Guardian’da dün çıkan haber de bu raporu doğruluyor.

Haber, Çin’in Müslüman ülkelerden gazetecilere yönelik olarak düzenlediği Sincan gezilerini konu ediniyor.

“Batının yalanlarını deşifre için” geziye katılan Arnavut gazetecinin şaşkınlığı

Bu gezilerden birine 2015 yılında katılan Mısırlı gazeteci Şerif Sünbül Guardian’a konuşmuş, bu gezinin ardından Uygurların kendi kültürlerini rahat ve mutlu bir şekilde yaşadıklarına ikna olduğunu söylemişti. Ziyaretçilerin çoğu Sünbül ile hemfikirdi.

Ama aynı fikirde olmayanlar da var. Kendisini ABD karşıtı olarak tanımlayan Arnavut-Kanadalı gazeteci Olsi Yazehi, bu gezilerden birine “Batılı emperyalistlerin Uygun yalanlarını ortaya çıkarmak” motivasyonuyla katılmış. “Balkanlarla ilgili yazdıkları gibi Çin konusunda da uydurduklarını ispatlamak için gittim” dediği bu gezide Çinli yetkililerin İslam’ı “Uygurlara yabancılar tarafından dayatılan bir din” olarak anlatmasına, devlet müzelerinde Uygur Türklerinden ileri gelenlerin ilkel ve pis insanlar olarak resmedilmesine şahit olunca hayrete düşmüş.

Diğer konuk gazeteciler hayranlıkla Uygurların sahnedeki folklorik danslarını izlerken, Yazehi tutuklulardan biriyle görüşmek istemiş. Gözetim altında izin verilen görüşmede, tutuklunun, Uygur Türkçesiyle sorulan sorulara korkulu bir şekilde Çince yanıt verdiğini görünce, kendi dillerini bile konuşamadıklarını anlamış.

Facebook’ta “5 vakit namaz kılmalıyız” paylaşımı yapmak tutuklunma gerekçesi

Çoğunun tutuklanma sebebi ise başörtüsü takmak, Kuran okumak,  namaz kılmak ve Facebook’tan “5 vakit namaz kılmalıyız” paylaşımı yapmak…

Yazehi, Batı medyasını Çin konusunda haksız çıkarmak amacıyla çıktığı yolculuğun sonunda şu sonuca varmış:

“Gördüğüm kadarıyla Sincan’da tüm İslami pratikler suç sayılıyor. Sahte hikâyeler üretmemiz için bizi kullanmışlar.”

Yazehi, gezinin ardından yayımladığı haber ve videolar yüzünden Çin otoritelerinin tacize varan tepkileriyle karşılaşmış.

Çin’in resmi gazetesi Global Times tarafından hedef gösterilen Yazehi’ye ülkesindeki Çin Büyükelçiliği’nden biri şunu demiş:

“Lütfen bir şey yazma, bir şey söyleme. Sesini çıkarmazsan, Çin’in dostu olacaksın.”

Yazehi Uygurlara yapılan zulmü haberleştirmeye çalışırken, Müslüman ülkelerden gelen gazeteciler bunun tam aksini yapmışlar.

Hatta bu gezilerden biriyle ilgili Çin’in en büyük küresel ağı olarak bilinen CGTN kanalı yayınladığı habere şu başlığı atmış:

“Hiçbir müslüman ülke Çin’in Sincan’daki tutumunu eleştirmiyor.”

Habere görsel olarak Müslüman ülkelerden medya mensuplarının Sincan’a yaptıkları geziden bir fotoğraf seçilmiş.

Gezilere katılan Türk gazeteciler neler demişti?

Endonezya, Sri Lanka, Pakistan, Afganistan, Sudan, Mısır, Bangladeş gibi ülkelerden medya mensuplarının görüldüğü bu fotoğrafların hemen hepsinde kadraja Türk medya mensupları da giriyor.

Türkiye’den davet edilen gazeteciler arasında Hürriyet, ATV, Anadolu Ajansı’ndan gazeteci ve kurum yöneticileri, ama en ilginci, RTÜK üyeleri var.

Örneğin Çin’in resmi haber ajansı CRI’ın sitesinde yayımlanan listeye göre Çin hükümetinin 2017’deki Sincan gezisine Türkiye’den şu isimler katılmış:

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un danışmanı Musa Ceylan, RTÜK Üyeleri Doç. Dr. Hamit Ersoy ve Nurullah Öztürk, RTÜK Başkan Yardımcısı İlker Ilgın, Anadolu Ajansı İngilizce Ekonomi Servisi Editör Yardımcısı Bahattin Gönültaş ile Hürriyet Gazetesi muhabiri Murat Yılmaz.

Örneğin RTÜK üyesi Hamit Ersoy, Arnavut gazeteci Yazehi’nin “Uygurları karalıyorlar” dediği devlet müzelerinde gezerken fotoğraf vermiş, CRI’a verdiği demeçte eserlerden övgüyle bahsetmiş.

Gezinin son gününde “oruç ibadetini yerine getirebilen” bir Uygur ailesinin iftar sofrasına konuk olmuş Türkiye’den gazeteciler.

Hürriyet’ten Murat Yılmaz, 2017’deki Sincan gezisiyle ilgili Guardian’a verdiği demeçte, “kendi gözlerimle görmem gerekiyordu ve doğru bilgileri orada gördüm” demiş, yazılarında ise Çin’in ekonomik mucizesini övmüş.

2019 Ocak ayındaki propaganda gezisine davetli olarak giden ve Sincan’da China Daily’e konuşan ATV muhabiri Erdal Kuruçay’a göre ise  “bir zamanlar fakirlikle boğuşan Uygurların yüzünden mutluluk akıyor.”

ATV muhabirine göre bunun sebebi “Çin’in yoksulluğa karşı verdiği mücadelede hedeflediği başarıya ulaşıp Sincan’da hızlı ekonomik gelişme kaydedilmesi.”

Kuruçay, 2019 Ocak ayındaki gezi için Çin’in resmi kanalı CRI Türkçe’ye şu demeci vermiş:

“Gittiğimizde o önyargıların yıkıldığını gördük, çünkü biz Batı medyasını okuyoruz, Batı medyasına göre hareket edip pozisyon alıyoruz. Ne kadar hata yaptığımızı gördük. Gerçekten suça meyletmiş, suça bulaşmış iki kesim var orada. Bir terapi merkezini gördük. Kusuru insan yapar, sonra farkına varmak da hatadan dönmek de yine insanı erdemli kılan bir durumdur. Aldıkları eğitimler hem sanatsal faaliyetler hem de eğitim alanındaki birçok şey. Aynı zamanda da katma değere fayda sağlamak.”

İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ni temsilen katılan eski TRT spikeri Misket Dikmen’e göre de Sincan’da azınlık kültürü başarılı bir şekilde korunuyor ve canlı tutuluyor.

Kaşgar’daki eğitim alanlarını gezen Anadolu Ajansı muhabiri Tuğçenur Yılmaz ise, Xinhua News’e verdiği demeçte, “kursiyer”lerin hukuk, Mandarin dili ve meslek eğitimi aldığı kamplarda aşırı eğilimlerden uzak tutulduğu görüşünü dile getirmiş.

Kaynak: Serbestiyet.com

Medya Haberleri

Facebook, Filistinli haber kaynaklarını yüzde 77 kısıtladı
İsmail Saymaz sen tam bir yalan makinesisin!
Yeni Akit bu saçmalıklara yer vermek zorunda mı?
Milyonların katili Esed'in Halk Tv’de CHP’ye teşekkürünü unuttunuz mu?
Nagehan Alçı’nın başörtülü yayın performansı: Suriye Devrimi’ni DAEŞ’le aynı kefeye koyma çabası