"Cinayet İşle, Özür Dile, Temizlen.. Hepsi Bu Kadar.."

Selahaddin E. Çakırgil, yazısında Çınar katliamı sonrası HDP/PKK'nın aldığı tavrın samimiyetsizliğine dikkat çekiyor, bir grup "akademisyen"in kaleme aldığı bildiri üzerine gerçekleştirilen sorgulamalar hakkında değerlendirmelerde bulunuyor.

Selahaddin E. Çakırgil, gündemi değerlendiriyor:

Diyarbekir’in Çınar ilçesinin Emniyet Müdürlüğü’ne bomba yüklü araçla yapılan ve bir kısmı çocuk olan sivil insanların da hayatını kaybettiği saldırının sorumluluğunu, PKK üstlenmiş ve ’Ölen sivil ve çocuklardan dolayı üzüntü duyuyoruz..’ demiş.. Açıklamada, ’saldırının Van’da öldürülen 12 örgüt üyesinin intikamını almak için yapıldığı’ da ifade edilmiş..

Yani, öldürülen her silahlı eylemcilerin karşılığında bu gibi saldıraların olacağının gizli tehdidi var bu ifadelerde..

*

HDP eş başkanlarından S. Demirtaş  ise, bu saldırının o yöredeki halkın vicdanını bile kanattığını hissetmiş olmalı ki, ’sorumluların özür dilemesi gerektiğini’ dile getirmişti. Yani, bir cinayet işlenmişse, savunmasız, sivil insanlar ve mâsum çoçuklar bile öldürülmüşse; bunda kendilerinin bir kusurlarının olduğunun düşünülmemesini anlatmak istercesine.. Ama, o, Cumh. gazetesine verdiği ve 6 Ocak günü yayınlanan mülâkatında, ’Biz hiç şiddeti övmedik..’ iddiasında bulunuyor ve ’bugün Kürtlerle herkes diyalog kurmaya çalışıyor; Ortadoğu’da Rusya’dan ABD’ye, İran’dan Çin’e kadar..’ diyor ve diyalog halinde oldukları uluslararası güç odaklarını göstererek gözdağı veriyor ve her tarafı yakıp yıkmaya ve halkı esir almaya çalışanlar için, ’Onların tarih yazdıklarını, ellerinden öptüğü’nü; ’Olayın, hendek-barikat olayı olmadığını, on binlerce yiğit kahramanın  direndiğini’ söylüyor, ’Bu direnişi ortaya koyan herkese partim adına teşekkürlerimi sunuyorum..’  dediğini unutmuş gözüküyordu.

*

Çınar Saldırısı’nın ardından, tıpkı geçmiş saldırılarda olduğu üzere, ’Kaatil Devlet! Kaatil Erdoğan..’ laflarını da yükseltebilirlerdi, ama, bu sefer ’cici siyasetçi’ profillerini korumak için, yarım ağızla, saldırıyı yapanların özür dilenmesini istemekle yetindiler. Ve onlar da, bu paslaşmanının gereğini yerine getirdiler, ’Üzgünüz..’ dediler.

(...)

Yazının Devamı İçin Tıklayın >>>

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!