HAKSÖZ-HABER
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Esenyurt’ta halka hitap etti. Konuşmasında gündeme dair değerlendirmeler yapan Erdoğan son günlerde Yunanistan ile artan gerilime de değindi. Yunanistan Başbakanı Mitçotakis’e uyarılarda bulunan Erdoğan şunları söyledi:
“Bak Miçotakis, gene sağda solda konuşuyorsun şunu iyi bil, eğer bir yanlış yapmaya kalkarsan çılgın Türkler yürür bunu bilesin. Ama akıllı uslu durursan bizim seninle işimiz yok...”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yunanistan’ı sık sık uyarma, azarlama ihtiyacı hissetmesi normal ama bunu ‘Çılgın Türkler’ ifadesini sahiplenerek yapması dikkat çekici. Bilindiği üzere bu kavram Turgut Özakman’ın “Ah Şu Çılgın Türkler’ adlı Kurtuluş Savaşını anlatan romanıyla birlikte Türkiye siyasi literatürüne girmiş bir kavram. 28 Şubat sürecinde İslami kimliğin yükselişine karşı geliştirilmeye çalışılan Kemalist-ulusalcı duyarlılığı temsil etmekte. 2002 sonunda AK Parti’nin hükümet olma sürecinde de askeri vesayet mantığının tepe tepe kullandığı bir kavram olduğu biliniyor.
Özetle Kemalist çevrelerin iktidar alanlarının daralmasıyla birlikte kendilerine yönelik bir tehdit olarak algıladıkları Erdoğan’a karşı bu kavramı öne çıkarttıkları tartışma götürmez.
Ne var ki aradan geçen zaman içinde iktidar dün yaşananları unutmuş gibi davranmakta. Artan milliyetçi yönelime de paralel olarak düne kadar reddedilen pek çok kavram içselleştirilerek kullanılmakta. Giderek İslam ümmetinin parçası olma bilinci ırkçı-milliyetçi bir retoriğe yerini bırakıyor. Kemalist-ulusalcı kavramlar, semboller, pratikler yaygınlaştırılıyor. Bu durum hiç hayra alamet değil.