HAKSÖZ HABER
Türkiye milliyetçiliğin yoğun şekilde hâkim olduğu bir atmosfere sahip. Ne yazık ki milliyetçi/ulusçu refleksler Türkiye toplumuna sirayet etmiş durumda. Bunun en önemli yansımaları ise siyasilerin söylemlerinde kendisini gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir zamandır kullanılan ‘çılgın Türk’ ifadesini geçtiğimiz hafta iki defa kullandı. İlk olarak Yunanistan Başbakanı’na "Bana meydan okuma, haddini bil. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz, onun için çılgın Türkleri iyi tanıyacaksın" sözleriyle hitap etti. Miçotakis ise ne olduğunu anlamamış olmalı ki "Çılgınlıkla bir noktaya varamayız" şeklinde cevap verdi.
Birkaç gün sonra ‘Milli Uzay Ajansı’ tanıtım toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı, "Dünyanın gözü üzerimizde. Neden bu kadar üzerimize geliyorlar? Neden? Çünkü 'Çılgın Türkler geliyor' diyorlar." dedi.
‘Çılgın Türkler’ terkibi hatırlanacak olursa güvenilirliği oldukça tartışmalı Kemalist yazar Turgut Özakman’a ait olan bir kitabın adı. Bir dönem oldukça popüler olan bu eser Cumhuriyet mitingleri ile AK Parti hükümetini devirmeye çalışan sol-Kemalist kesimin başucu kitabıydı. Yani kitap vesayet odaklarının kitlelerini mobilize etmek adına kullandıkları araçlardan birisiydi.
Bu bağlamda 2000’lerin başında AK Parti karşıtlığının göstergesi olan ‘Çılgın Türkler’ ifadesi, cari hükümetin yerli milli siyasete doğru yaşadığı sapma ve MHP-Perinçek gibi milliyetçi/ulusçu çevrelerle kurulan ittifakın neticesi olarak bugün artık Cumhurbaşkanı tarafından dillendiriliyor. Cahiliye mantığının bir ürünü olan ‘çılgın Türk’ kullanımı dindar-muhafazakar kesim tarafından da hiç sorgulanmadan içselleştiriliyor.
Yaşanan değişimi görmek açısından oldukça ibretlik olan bu durum Cumhurbaşkanının sözlerinde tevarüs ederken onun ağzının içine bakan kitlelerin de zihninin cahiliye artığı söylemlerle dolmasına sebep oluyor. Herhalde bu topluma bundan daha büyük bir kötülük yapmak mümkün değildir! Türkiye’nin devletçi, ulusçu reflekslerden uzaklaşıp normalleşmesi gerekirken aksine yaşanan gelişmeler çok büyük bir vebal olarak söylem sahiplerinin omuzlarında duruyor!