İki yıl önceye, o vakitler yazdığımız çok ilginç bir hadiseye gidiyoruz… Takvimler 2006'nın 5 Haziran'ını gösteriyor…
Türkiye, ekonomi ve siyasette hayli dalgalı günler yaşarken, Boğaz'da yemekli bir toplantı düzenleniyor…
Çengelköy'deki Kordon Restaurant'da gerçekleştirilen bu “esrarengiz toplantı”yı Robert Kolej Mütevelli Heyeti organize ediyor…
Birçok Türk işadamının misafir olduğu bir yemek, bu…
Davetin “çok ünlü bir yabancı konuğu” var…
Bulgaristan'da katıldığı enerji zirvesinden sonra gizlice Türkiye'ye gelip, Çengelköy'deki yemekli toplantıda başrolde oynayan “Dünya Bankası Başkanı” Paul Wolfowitz'den söz ediyoruz!
O esnada Türkiye'de olduğu bilinmeyen (bilinmemesi istenen) Wolfowitz, neden gizli bir toplantıya başkanlık ettiğini izah edemiyor…
Neticede, Türk işadamlarını efsunlamaya yönelik “gizli toplantı” amacına ulaşamıyor.
* * *
O günlerde bir kısım basında bu “esrarengiz toplantı”ya Wolfowitz'in katılmadığına dair bazı “yanlış bilgilendirme” amaçlı yazılar yayınlanmıştı…
“Yanıltmaya dayalı o kurmaca bilgiler” Wolfowitz'in Kordon Restaurant'taki toplantıya başkanlık ettiği gerçeğini ortadan kaldıramazdı, elbette…
Dikkatinizi 5 Haziran 2006 tarihli toplantının hangi döneme denk getirildiğine çekmek istiyorum…
2006'nın 17 Mayıs'ında Danıştay Provokasyonu Türkiye'nin üzerine bir kâbus gibi çökmüş; ortalık allak bullak olmuş, “Ankara'nın yeni konumu” hiç vakit geçirmeksizin test edilmeye başlanmıştı…
Başka?
Eş zamanlı olarak piyasalar da çökertilmek istenmişti…
Çok büyük miktarda sıcak para Türkiye'den tüyüyordu!
“Atlantik'in Öte Tarafı”ndan düğmeye basılmıştı…
Türkiye'de “ekonomik kriz” çıkarmak amacıyla “yönlendirilmeye pek müsait” yabancı yatırımcılar tam üç hafta boyunca piyasalarımızdan paralarını çekivermişlerdi…
Üç hafta? 17 Mayıs'tan 9 Haziran'a kadar…
Çengelköy'deki gizli toplantının tarihi de 5 Haziran!
* * *
Medya, o dönemde piyasalardaki dalgalanmanın “hafif bir sallantı” olduğunu yazmıştı: Türkiye'den çıkan paranın 4 milyar dolar yani “nispeten düşük bir miktar” olduğundan söz edilmiş, o nedenle “hafif atlattık” yorumları yapılmıştı…
Oysa, dışarıya kaçan para 25 milyar dolar civarındaydı!
Ankara çok ciddi bir “ekonomik kriz çıkarma operasyonu”na başarıyla mukabele etmişti…
Türkçesi, böylesine büyük miktarda kaçan paranın yerine aynı seviyede bir para konulabilmişti…
Uluslararası yatırım bankası Morgan Stanley 2007 Ağustos'unda “Güçlü döviz rezervinin Türkiye'yi ekonomik şoklara karşı koruduğunu” vurguluyor; o dönemde 90 milyar dolar düzeyine çıkan para aktörlerinin dolar cinsinden mevduatının “çok önemli bir yastık vazifesi gördüğünden” söz ediyordu…
2006'nın Mayıs-Haziran'ındaki ekonomik kriz çıkarma denemesi savuşturulduğuna göre, nasıl olmuştu da piyasalara çok büyük miktarda sıcak para girişi sağlanabilmişti?
Sorunun cevabı, BusinessWeek-Türkiye dergisinin geçen şubattaki bir kapağında öne çıkarılan bir başka soruda saklı:
“Kim bu Körfez'den gelen adam?”
* * *
Körfez ülkelerindeki fonların küresel ekonomideki ağırlığı arttıkça dünya onları yakından tanımaya çalışıyor; ancak bizdeki “ulusalcı- laikçi cephe” körfez sermayesine “Arap aşkı” veya “yeşil sermaye” falan diye çamur atmayı sürdürüyor…
Son beş yılda Amerikan piyasalarındaki paralarını yüzde 65 oranında çekerek alternatif arayışını sürdüren Körfez yatırımcılarından söz ediyoruz!
Kapanışı, dünkü Tercüman'ın manşetiyle yapalım:
“Ankara, milyar dolarlarına güvenli yatırım limanı arayan Araplara adres gösterdi: Dolar milyarderi 400 Arap işadamı 12 Haziran'da Türkiye'ye geliyor.”
Yeni Şafak gazetesi