Cihat Yaycı, saçma ve yalan söylemler üzerinden ırkçılık yapmaya devam ediyor

Cihat Yaycı katıldığı bir Youtube programında asılsız ve yalan beyanlarıyla bir kez daha mültecileri hedef gösterdi. Konu ile ilgili Av. Ümit Kudbay da Haksöz Haber’e açıklamalarda bulundu.

HAKSÖZ HABER

“Yetkililere ihbarımdır” diyerek dikkat çekmek isteyen emekli asker Cihat YAYCI, suça karışan sığınmacıların mahkemelerden yurt dışı yasağı alarak kolluk kuvvetlerini çaresiz bıraktıklarından bahsediyor. Kolluk kuvvetlerinin sığınmacıları deport etmelerine bu yolla mâni olduklarını ifade ediyor.

Yaycı’nın mesnetsiz ifadeleri şu şekilde;

“Kolluk kuvvetleri bunları sınır dışı etmek istiyor. Kampa götürüyor. Normal şartlar altında sınır dışı edilmesi gereken bu şahıs Türkiye'de adliyeler içerisinde de uzantıları bulunan bir grup avukat eliyle yurtdışı çıkış yasağı alıyor!

Yurtdışı çıkış yasağı alınca bizim kolluk kuvvetleri onu sınır dışı edemiyor. O kadar çok insan var ki. Ya da özelikle suç işleyerek sınır dışı edilmesi engelleniyor.

Ben buradan ihbarda bulunuyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nde suç işlemiş olup yurtdışı yasağı konulan sığınmacılar var mı? Böyle bir şey varsa kaldırılması lazım. Sınır dışı edilmeliler”

Konu ile ilgili Haksöz Haber’e açıklamada bulunan ve Yaycı’nın iddialarının gerçeklikten uzak ve kötü niyet taşıdığını ifade eden Özgür-Der Yönetim Kurulu üyesi Av. Ümit KUDBAY ise ;

“Yaycı’nın mültecilerle ilgili beyanları gerçeklikle örtüşmediği gibi açıkça kötü maksat taşımaktadır ve bu durum Yaycı’nın bu konuda ilk hezeyanı da değil maalesef. Kamuoyunu manipüle ederek ve yanlış iddiaları dile getirerek mütemadiyen mültecileri hedef gösteren isimlerden biri kendisi.

Son iddialarını değerlendirecek olursak;

Birincisi, yabancıların sınır dışı işlemi kolluk kuvvetleri tarafından tesis edilmiyor. Göç idaresi tarafından yahut dava açılmışsa mahkeme kararı ile birlikte bir sınır dışı işlemi tesis edilebiliyor. Yaycı gibi ırkçı saikle hareket edip sığınmacıları deport etmeye çalışmak isteyen veya kötü muamelede bulunan kolluk kuvvetleri olabilir ancak bizatihi bu durum hukuka aykırılık teşkil ediyor. Yani sığınmacıları keyfi bir şekilde deport etmek isteyen ve yapamadıkları için Yaycı’nın “çaresiz” dediği bazı kolluk personeli olası bir deport durumunda hukuksuz bir işleme imza atmış ve suç işlemiş olurlar. Bizce de Yaycı’nın beyanını ihbar olarak değerlendirilmeli ve bu hukuksuzluğa imza atmaya çalışan kolluk personelinin kimler olduğu savcılıkça sayın Yaycı’ya sorulmalıdır.

İkincisi, İddianın aksine sığınmacılar; her ne sebeple olursa olsun kolluk ve adli mercilere intikal ettiklerinde haklarında deport kararı tesis ediliyor. Henüz suç işlediği mahkemece hüküm altına alınmamış sığınmacılar, ilk ifadelerinin akabinde deport ediliyorlar. Sonrasında hakkında takipsizlik kararı verilen yahut beraat eden on binlerce deport edilmiş insan için bu uygulama yargısız infaz değil midir?

Şu durumu da Yaycı’nın bilmesinde fayda var; sadece şüpheliler değil mağdur olup şikayetçi olanlar hatta tanık olanlar dahi bu şekilde haksız ve anlamsız deport işlemine maruz kalıyorlar.

Son olarak; Yaycı’nın yurt dışı yasağı konusunda söyledikleri de gerçeğin tamamen zıddını ifade ediyor. Yargılamaya konu şahıs Türkiye Vatandaşı olsa hakkında yurt dışı yasağı tedbiri uygulanacak dosyalarda şüpheli yabancı olduğu için savcılık makamları ve mahkemeler tarafından yurt dışı yasağı tedbirine bilerek hükmedilmiyor. Neredeyse tüm dosyalarda; deport etme konusunda göç idaresinin elinin rahat olabilmesi için tedbir talepleri reddediliyor. Bu kötü uygulama da az evvel zikrettiğimiz mülteciler hakkındaki yargısız infaz rejiminin yolunu açıyor maalesef.

Kendisi de emekli asker olan Yaycı da bu durumdan haberdardır kanaatimce, ancak kendisi kamuoyunu bu konuda manipüle etmeyi ve zaten dezavantajlı olan mültecileri hedef göstermeyi tercih ediyor.” şeklinde mütalaada bulundu.

Yorum Analiz Haberleri

Ekran karşısında beyni çürüyen bir nesil...
Filistinli gazetecilerin ölümündeki hızlı artışın sebebi ne olabilir?!
Bunlar tuvalet değil Esed'in zindanları!
Mimaride insani saiklerin yerini; kârlılık ve verimlilik aldı...
Siyonist çeteye karşı direnişle geçen bir yıl...