ODA TV’ci Soner Yalçın ve arkadaşlarına yapılan operasyonun ardından, CHP kanadındaki panik havasını hatırlarsınız. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu dinleniyoruz diye ortalığı ayağa kaldırmıştı. “Deliliniz var mı” diye soranlara da “Benim adım Kemal, delilim yok ama duyumum var” minvalinde cevaplar vermişti. Türkiye’de milyonlarca insan dinlendiğini düşünüyordu ama hiç kimse Kılıçdaroğlu gibi ortalığı ayağa kaldırmamıştı. Kamuoyunun bilmediği “Gandi’nin” bildiği ne olabilirdi acaba?
Bu sorunun cevabını öğrenmek için çok beklememize gerek kalmadı. Başrollerinde İklim Bayraktar, Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal ve Soner Yalçın’ın olduğu GANDİGATE filmi gösterime girdi. Yapımcılığını CHP’nin, yönetmenliğini ise Soner Yalçın yaptığı film, gösterime girdiği ilk gün izlenme rekorları kırdı. Bol aksiyonlu, şantajlı, kumpaslı filmin senaryo özgünlüğü, oyuncuların performansları izleyiciyi etkilemişti. Film sinemamızda bir dönüm noktası oldu.
Senaryo ve oyunculuğun mükemmel olduğu filmde, sinema salonlarından çıkan izleyicilerin şaşkınlıkları da gözlerden kaçmıyordu. Seyirci “kimin elinin kimin cebinde” olduğunu anlayamamıştı. Filmin ünü kısa süre sonra yurtdışına da taştı. Birçok ülkede gösterime giren film, gazetelerin manşetlerine konu oldu. Film “Siyaset” dalında Oscar’a aday da oldu.
CHP’deki paniğin, gösterimdeki film olduğu düşünülerken, parti üst yönetiminde panik ve korku yine devam ediyordu. Dinleniyoruz diyenler, bu kez de “Halk TV’nin bizimle ilgisi yok” demeye başlamışlardı. Halk TV’yle başlayan bir soru sorulduğunda, Kılıçdaroğlu’nun kimyası bozuluyordu. Odacı Soner ve Hakan Aygün arasında geçen “CHP’den para aldığımızı kimse duymasın” cümlesini ise Gandi Kemal duymak bile istemiyordu. Kamuoyunun yine bilmediği bir şeyler vardı ama ne?
Lafı hiç eveleyip gevelemeden söyleyelim. CHP’yi bu kadar rahatsız eden konu 12 Haziran seçimlerinin ardından haklarında Yargıtay Başsavcılığı’nca kapatılma davası açılma ihtimali. İhtimalin de ötesinde, parti üst yönetimi davanın açılacağına kesin gözüyle bakıyor. Nasıl mı?
Buyurun kısaca anlatalım…
Soner Yalçın ve ekibi, CHP’ye ait olan Halk TV’yi satın almak için Kılıçdaroğlu, Gürsel Tekin, Deniz Baykal, partinin mali işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş ve birçok CHP’liyle görüştü. Bu görüşmelerin büyük bir bölümü de telefonda gerçekleşti. Yalçın, Ergenekon soruşturması kapsamında dinlendiği için tüm görüşmeler mahkeme kararıyla dinlemeye takıldı. İşte bu görüşmelerde, Halk TV’nin, partinin malı olduğuyla ilgili çok sayıda delil ele geçirildi. Hatta, Güneş’in Halk TV adına yaptığı bazı para transferleri de kayıtlara girdi. Kağıt üzerinde televizyon Baykal’ın kayınbiraderine ait görünüyordu ama mahkeme kararıyla dinlenen telefon kayıtlarında bunun tam tersini ortaya koyan yüzlerce belge ve bilgi ele geçirildi.
Peki bu ne anlama geliyor?
RTÜK ve Siyasi Partiler Kanunu’na göre bir parti TV kuramıyor ve ortak olamıyor. Bunun belgelenmesi durumunda siyasi parti hakkında kapatılma davası açılabiliyor. Halk TV’nin CHP’ye ait olduğuyla ilgili şu an savcıların elinde yeterince belge var. Soruşturma devam ettiği için de yeni belge, bilgi ortaya çıkabilir
Savcı Zekeriya Öz’ün, Oda TV’yle ilgili iddianameyi üç ay içerisinde tamamlaması bekleniyor. Halk TV-CHP ortaklığıyla ilgili soruşturma dosyası da Ergenekon davasından ayrılabilir. Dosya, belgeleriyle birlikte suç duyurusunda bulunularak Yargıtay’a gönderilebilir. Dosyanın Yargıtay Başsavcılığı’na ulaşması, CHP hakkında kapatılma davası açılıp açılmayacağı sorusunu gündeme getirecek.
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, CHP hakkında kapatma davası açabilir mi? Yalçınkaya’nın dava açmayacağını biliyoruz. Geçmişte Kanaltürk’le CHP arasındaki para trafiği belgelenmesine rağmen, Başsavcı kılını kıpırdatmamıştı. Peki Yalçınkaya’ya rağmen CHP’lileri tedirgin eden durum ne?
Yalçınkaya, 21 Mayıs 2007 tarihinde Başsavcılık görevine atandı. Dört yıllık sürenin ardından görevinden ayrılacak. Yeniden atanması mümkün ama AK Parti hakkında kapatma davası açtığı için buna pek ihtimal verilmiyor. Mayıs ayının sonunda yeni Başsavcı seçilecek. İşte CHP’yi korkutan da bu koltuğa oturacak isim. Statükonun isteklerini değil, hukukun gereğini yerine getiren bir ismin bu koltuğu doldurmasından CHP’liler korkuyor. Telefonda neler konuştuklarını, yapılan para transferlerini bildikleri için de tedirginler. Siyaseti özellikle de CHP’yi sıcak bir yaz bekliyor demek sanırım yanlış olmaz.
Kim bu kurye gazeteci
Söz kapatılma davasından açılmışken, size gazeteci kılıklı bir kuryeden bahsedeyim. AK Parti hakkında kapatılma davası açıldığında herkes iddianamenin Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından hazırlandığını sanıyordu. Ancak, iddianamenin büyük bölümünü İlhan Selçuk ve Doğu Perinçek dışarıda kaleme almış, CD ve flash belleklerle iddianame parça parça Yargıtay’a ulaştırılmıştı. İlhan Selçuk-Yargıtay arasındaki kuryeliği ise bir gazeteci yaptı. Bu isim daha sonra siyasete soyundu. Önce gazetesi, ardından da siyasete girdiği partisi kendisini kapı dışarı etti. Şimdilerde çıktığı televizyon programlarında “basın ahlakından” söz ediyor. İnsanın kendisine “hadi oradan” diyesi geliyor.
mbaransu@gmail.com
TARAF