Göz göre göre, bir tiyatro oynanıyor.
“Sosyal adalet”ten bahseden bir partinin ikinci ismi, sosyetenin yaşadığı bir bölgede, “haksız inşaat rantı” oluşturmak amacıyla “resmi evrakta sahtecilik yapmak”tan yargılanıyor.
Kendileri fakir-fukaraya kanat germekten bahsediyordu ama, mahkemedeki dosyaları, lüks sinema salonlarına haksız menfaat sağlamak için evraklarda yapılan sahteciliği belgeliyor.
Bazı okuyucularımız kızacaklar,”Ne olmuş yani, ‘sahtecilik’ten yargılanan tek siyasi, Gürsel Tekin mi? Ne diye sadece onu yazıyorsunuz, diğerlerini yazmıyorsunuz?” diyecekler..
Ama Gürsel Tekin dosyasında, bakın sadece bir “resmi evrakta sahtecilik” olayı mı var, yoksa işin içinde birden fazla operasyon mu var, birlikte görelim.
Gürsel Tekin, Kadıköy Belediye Başkan Yardımcılığı görevinde iken, “trilyonluk bir binaya, haksız imar rantı oluşturmak için resmi evrakta sahtecilik” yapmaktan yargılanıyor..
Yerel mahkeme mahkûmiyet kararı veriyor.
Yargıtay’da dosyanın incelenmesi sırasında, olağanüstü gelişmeler yaşanıyor..
Dosyanın içinden, birkaç evrak uçuyor!
Hukukçu meslektaşlarımız bilirler..
“Dosyanın kaybedilmesi”, veya “dosya içinden bazı belgelerin kaybedilmesi”, çok ilkel görünmekle birlikte, hayli sağlam bir “oyalama taktiği”dir..
Üç-beş kuruş verilir, dosyanın yeri, olması gereken yerden başka yere taşınır.. Dosyayı ararsınız ararsınız, bulamazsınız..
Dosyayı bulacaksınız ki, işlem yapasınız.
Ama dosya olmayınca, yapacağınız işlem de, bekler ha bekler..
(AKParti iktidarında geçilen UYAP sistemi ile, bu sorun kısmen çözüldü ama.. Yine de tümüyle bittiğini söylemek mümkün değil.)
Dosyayı, olması gereken yerden başka yere koyarak saklamak, dosyanın davacısı cevval avukatlar için çok zorlu bir engel değildir.. Şöyle bir bağırtı, bir efelenme ile, dosya bulunur, işlemlere kalınan yerden devam edilir.
Peki “dosyanın içinden bazı belgeler yürütülür”se?
İşte bu, daha sağlamcı ve çözümlenmesi daha zor bir engeldir.
Dosya içinden yok edilen belgelerin neler olduğunun tespit edilmesi, ikinci örneklerinin bulunması, onların dosya içine konulması, hayli yorucu bir iştir..
Hele hele, Yargıtay’a giden dosyalarda böyle evrak yürütmesi yaşandı ise.. Çok büyük “hak kayıpları” veya “haksız avantaj”lar elde edilebilir.
Gürsel Tekin olayında da, mahkûmiyet verilen dosyanın içinden bazı evrakların yok edilmesi operasyonu yürütülmüş!
Hani Kemal Bey iktidar partisi için diyor ya, “Yürütmenin başı” diye..
Aslında yürütmenin mimarı, yanı başında duruyor..
Mahkûmiyet dosyasından, tam “5 evrak yürütülmüş”.
Hani bir evrak yürütülür.. “Belki kaybolmuştur” dersiniz.
İki evrak kaybolur.. “Aaa ne tesadüf, bir dosyada iki evrak birden kaybolmuş” dersiniz.,.
Üç evrak yoktur; “Ama bu mahkeme de, dosyasını hiç ciddi şekilde tutmamış” dersiniz.
Dört değil tam beş evrak yok..
Evrak dediğimiz, aslında tek sayfalık dökümanlar da değil. Mesela iddianame yok.. Kimbilir üç sayfa mı, dört sayfa mı?
Sorgu tutanağı yok.. Kimbilir, iki sayfa mı, üç sayfa mı?
Hani dosyalarda bu tür eksiklikler, veya kastî eksiltmeler oluyor da.. Bu kadar çaplısını ben ilk defa duyuyorum..
Ve bu da, tam Gürsel Tekin’e denk geliyor.
Ve bu sayede, Gürsel Bey’in dosyasının incelenmesi erteleniyor.
Şimdi bekleniyor ki, dosyanın incelenmesi, 12 Haziran sonrasına kalsın. 12 Haziran sonrasına kalsın ki, dokunulmazlık zırhı ile kuşanmış Gürsel Bey’in dosyasını, artık inceleme imkânı kalmasın..
Yapılması gereken; Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin, dosyanın içinden kaybedilen belgelerin, suîniyetli bir girişim olduğunu tespit edip, dosyayı acilen karara çıkartmasıdır.
Madem 5 evrak kaybedilip yargı ile adeta alay edildi..
Yargı da, kendisine yapılmak istenen “bu oyunu görüp, bozmalı”dır.
Dosyanın içinden evrak kaybettirerek, temyiz incelemesinin geciktirilmesine göz yummamalıdır.
12 Haziran’a, daha iki hafta var.
İki haftada, o dosya gibi yüzlercesi karara çıkacak. Karara çıkacak dosyalardan birisinin de, Gürsel Tekin dosyası olması ümidiyle!
YENİ AKİT