HAKSÖZ HABER
CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil dün Meclis Genel Kurulu'nda süren bakanlık bütçeleri görüşmeleri üzerine söz alarak partisindeki taciz iddiaları hakkında konuştu. Daha önce LGBT sapkınlığını savunan sözleriyle gündem olan Kadıgil yine mantıktan bigane bakış açısını ortaya koyan sözler sarf etti.
Sera Kadıgil, CHP’deki tacizler hakkında konuşurken suçlunun kim olduğunu tespit etmeye çalışıyor. Ancak öyle sözler ediyor ki şecaat arz ederken sirkatin söylemiş oluyor. “CHP içinde taciz, tecavüz oldu mu oldu, tabii ki olacak, cinsiyet eşitliğinin olmadığı bir toplumda yaşıyoruz. 18 yıldır sizin (AK Parti) iktidarınız altında yaşıyoruz.”
Kadıgil, CHP’deki taciz olaylarını toplumsal cinsiyet eşitliğine bağlayarak suçlunun Ak Parti veya muhafazakar kesim olduğunu ima etmiş oluyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği olsaymış CHP’deki tacizler de yaşanmazmış demeye getiriyor sözlerini. Ancak atladığı husus meselenin toplumsal cinsiyet eşitliği ile falan değil toplumsal ahlak sorunu ile ilişkili olduğudur.
Fahşa kültürünün araçları ile yıllarca ahlaki değerleri önemsizleştirilen bir toplumda taciz ve tecavüz gibi iğrenç cürümler de normalleşmeye başlar. Peki, bu toplumun ahlaki değerleri nasıl yozlaştırıldı? Eminiz ki Sera Kadıgil, kendi partisinin tek adam ve tek parti dönemlerini yakından incelerse toplumsal ahlakın nasıl zedelendiğini de yakından görecektir.
Seküler yaşam tarzını topluma dayatmaya çalışan kesimlerin taciz ve tecavüz olaylarında ne kadar tutarsız ve gayrı meşru ilişkiler içinde olduğunun çok fazla örneğine şahit oluyoruz bir süredir. Ancak ne hikmetse CHP’deki taciz olayları ‘toplumsal cinsiyet eşitliğinden mahrum olmakla’ veya seküler yaşam tarzını benimsemiş bir yazarın yaptığını kabul ettiği tacizler de ‘eril faillik’ ile izah ediliyor. Boşuna suçlu aramayın! Yıllardır bu ülkeye dayattığınız laik-seküler yaşam tarzı asıl suçludur!