CHPGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu vasıtası ile bir haftadır gündemde tutulmaya çalışılan Kayseri Belediyesi eksenindeki iddiaları, eminim ki tüm hukukçular kahkahalarla izliyordur.
Sadece muhafazakar hukukçular değil. Sol kökenli hukukçular da, yüksek sesle gülüyorlardır bu iddialara.
Ne ki o iddialar?
Kayseri Belediyesi hakkında isnatlarda bulunan ve halen cezaevinde olan bir şahsın vekili olan iki avukat kardeş, birbirlerine tevkil yetkisi verirken, sahtecilik yapmışlar!
Ne kadar basit, ne kadar saçma bir iddia!
Hemen belirtelim; sanık duruşmada hazır ise, yazılı bir vekaletname ibrazına gerek olmadan, onun şifahi beyanı ile avukatlığını yapmak mümkündür.
Duruşmada sanık itiraz ederse.. Veya sanık duruşmada değil ise.. Benzeri başka sebeplerle yazılı vekaletname ibrazı adet haline gelmiştir.
Ama kişi duruşmada ise, bir avukat da onun adına duruşmaya katılmak istiyor ve sanık buna itiraz etmiyorsa, vekalet ilişkisi kurulmuştur!
Madem ki, Ali Hamurcu isimli kişi, yargılandığı davada defalarca duruşmaya katılmış ve kendisinin avukatı sıfatı ile Yakup Erikel de duruşmada bulunmuş ise, artık yazılı vekaletnameye falan gerek kalmadan, vekalet ilişkisi mevcuttur.
Ayrıca bir vekalet çıkarmasına bile gerek yoktur. Haliyle de, bir başkasının tevkil vermesine de ihtiyaç yoktur..
Yazılı vekaletnameye gerek yok ise; vekaletname yerine geçen tevkil belgesindeki noter yevmiye numarasının sahte olduğu iddiası da, komik bir fanteziden ibarettir.
Peki yevmiye numarası niye yanlış konulmuş?
Çok basit..
Üç günlük avukata sorun, hemen size “Onlarca benzer hataya şahit olduğu”nu söyleyecektir.
Nedir basit hata?
Avukatlar genelde, bilgisayarda şablon dilekçe, şablon tevkil belgesi kullandıklarından, önceki tevkil belgesinin yevmiye numarası unutulmuştur..
Bu sahtecilik değil, basit bir hatadır.. İşte, Kemal Kılıçdaroğlu’nun günlerdir sahtekarlık diye gündemde tutmaya çalıştığı evraktaki yanlışlık bundan kaynaklanıyor.
Aslıda o noter vekaletnamesi var. Vekaletnamenin yevmiye numarası var. Bunlarda bir sahtecilik yok.
Ama vekaletnamenin üzerindeki bilgiler aktarılırken, yevmiye numarasında maddi hata yapılmış. Daha doğrusu, başka yevmiye numarası, belge üzerinde unutulmuş!
Bir ülkeyi yönetme iddiası ile parti genel başkanlığına seçilen kişi, hukukçu olmasa bile, asgarisinden bir hukuk bilgisine sahip olmak zorundadır.
Kendisinin bilgisi olmasa bile, en yakınındaki kişilerin, onu sürekli uyarması gerekir.
Genel Sekreteri, sözüm ona anayasa hukuku profesörü!
Ama, daha staj aşamasındaki avukatın bile “Bunda bir usulsüzlük yok. Sahtecilik hiç yok” diyeceği konuda, günlerdir açıklama üzerine açıklama yapıyor Kemal Bey.
Tabii, kendisini büyük bir umut olarak görenlerin gözünde, büyük bir hayal kırıklığına sebep oluyor.
“Belgede sahtecilik ne demek, bunu bile bilmeyen birisi, yarın başbakan olursa, bu ülkeyi nasıl yönetecek? Her maddi hatadan bir sahtekar mı çıkartacak?” kaygılarına sebep oluyor!
Kemal Bey’in isnatları şu açıdan da yanlış!..
İddia ne idi?
AKPartili belediyede yolsuzluk var!
Peki yolsuzluklarla ilgili somut veriler nerede?
Belediye Başkanı veya yardımcılarının yaptığı yolsuzluk nerede?
Ne yapmış Başkan? Ne yapmış yardımcısı?
Hangi parayı haksız yere almış, hangi parayı hakeden kişiye iade etmemiş?
Kemal Bey, yolsuzluk isnadı ile çıktığı yolda, bir sanığın avukatının vekaletindeki eksiklik ile patinaj yapıp duruyor.
Bize ne iki avukat kardeş arasındaki anlaşmazlıktan?..
Bir yanlışlık varsa, iki avukat ve halen cezaevinde olan sanık arasındaki bir konu bu..
Belediyenin kusuru ne bu işte?
Kusuru bırakın; yolsuzluk iddiasında bulunulduğuna göre, “yolsuzluk ne” burada?
Yoksa tüm bu tartışmalar, CHP’deki “blok liste” despotluğunun gölgelenmesi için miydi?
YENİ AKİT