CHP seçim sonuçlarını tatil yaparak değerlendiriyor...

Ersin Çelik seçimlerden sonra AK Parti ve CHP'li yetkililerin nelerle uğraştığına dikkat çekiyor.

Ersin Çelik / Yeni Şafak

Kollar ve paçalar: AK Parti ile CHP arasındaki fark

Yeni kabine göreve hemen başladı. Cumartesi isimler açıklandı, pazar devir-teslimler yapıldı, pazartesi bakanlıklarda ilk toplantılar ve bilgilendirmeler alındı. Salı, yani bugün de Bakanlar Kurulu var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yürütmenin başı olarak, oturmasını istediği sistem tam olarak buydu işte. Seçimler yapılacak, resmi sonuçlar ilan edilecek, yeminler edilecek ve hemen Cumhurbaşkanlığı Hükümeti kurulacak. Öyle de oldu. ‘Üç günde hükümet mi kurulur?’ diyenler var... Bu tepkilerde biraz mizah, biraz da şaşkınlık gizli. Ancak Türkiye bir yol ayrımına girmekten döndü.

Seçimleri eğer muhalefet kazansaydı böyle hızlı bir işleyiş olmayacaktı. Şu gün hâlâ, Masa’da yapılan bakanlık pazarlıklarını okuyor olacaktık belki de. Seçimden önce koalisyon dönemlerine dair tüm krizleri yaşayan ve yansıtan Altılı Masa’nın en büyük vaadi de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden eskiye geri dönmekti zaten. Muhalefet, böylesine bir çıkmaz, yönetim kaosu ve devlette istikrarsızlık vadettiği için de 14 Mayıs’ta Meclis’i, 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı’nı kaybetti.

Yüzde 52’nin yeniden ‘Erdoğan’ diyerek ne kadar doğru yaptığını ve ülke yönetimini nasıl bir “anlayışa” teslim etmediğini şu günlerde görmeye başladık aslında.

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal’ın pazartesi sabahı tatil beldesi Fethiye’den paylaştığı fotoğraf en bariz örnek. Altı üstü bir fotoğraf ama CHP’yi özetliyor. Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’ye oy veren seçmenler, 14 ile 28 Mayıs hezimetlerinin bir bedeli olmasını beklerken Tanal’ın deniz kenarından “esenliklerle dolu bir hafta” dilemesi büyük rahatlık elbette. Lakin bu rahatlık CHP’nin fıtratında var. İBB’nin CHP’li Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun depremde kayak, selde yat keyfi yapmasına kızanlar da zamanla alıştı aslında.

“Şımarıklık” siyaset yapma biçimi olsa da CHP ve muhalefet geride kalan seçimlerde her şeye rağmen toplumun neredeyse yarısını ikna etmeyi başardı aslında. İlk defa kazanmaya çok inanan bir taban gördük. Sosyal medyasından sokağına kadar yansıdı bu inanç. CHP bu duyguyu da suiistimal etti. Sonuna kadar sömürdü. CHP’deki vurdumduymazlık ve bahaneler üreterek iktidarı suçlama konforu 15 Mayıs sabahı kendini göstermişti. Anadolu Ajansı, depremzedeler, sandık görevlileri ve YSK’ya kadar herkes suçlandı lakin ana muhalefet partisi her seferinde zeytinyağı gibi üste çıktı.

Mahmut Tanal öylesine bir fotoğraf paylaştı belki ama o kare bir kopuşun, o pembe gömlek bir vazgeçmenin işaret fişeği olacak. Tanal, yat limanındaki pozuna tepkiler gelince “Dairem Fethiye’de. Bir dost ile çekilen fotoğrafı paylaşmak, çok insani bir durum. Evime geldim” savunması yaptı. Bu kez de seçim bölgesi ve memleketi Şanlıurfa’ya değer vermediğini itiraf etmiş oldu.

Burada tartışılması gereken Tanal değil. CHP’nin kendi tabanının hassasiyetlerini bile okumaktan uzak siyasetinin dışavurumu sadece. Seçimlerden önce ülke yönetimini bölüşme, son anda dâhil olan ortaklara pay verme pazarlıklarına ev sahipliği yapan ana muhalefet partisi CHP’nin kendi içerisinde yaşadığı bölünme ve vurdumduymazlık Türkiye’nin yüzde 48’ini düşündürmeli artık. Erdoğan muhalifi ve karşıtı seçmenler; kimleri seçmek ve ülke yönetimini nasıl bir ciddiyetsizliğe emanet etmek istediklerini gözden geçirecek günlerden geçiyorlar. Başarısızlığı “başarı” gibi yansıtmak ve dokuz ay sonra yapılacak seçimlere bu sahte motivasyonla gitmek istemek CHP seçmenine hakarettir. “Bizden başka seçeneğiniz yok, mecbursunuz” demektir.

Muhalefet vekillerinin soluğu aldıkları tatil beldelerinde ‘paçaları sıvamaları’ Türkiye’nin politik fıtratıyla da örtüşüyor. Çünkü seçimi kazanan iktidar, Türkiye’nin sorunları için kolları sıvarken muhalefet paçaları sıvama rahatlığına geçti. Bakın bu yazıyı yazarken AK Parti’den aradılar. İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, çarşamba günü (yarın) gazetecilere 14 ve 28 Mayıs seçimlerini değerlendirip, dokuz ay sonra yapılacak yerel seçimlerin çalışmaları hakkında bilgilendirme yapacakmış. Davet ettiler. Gideceğim ve herkesin merak ettiği şu soruyu soracağım: “İstanbul’da her iki seçimi de Kılıçdaroğlu önde bitirdi. Yani Cumhur İttifakı ve AK Parti 2019’da kaybedilen İstanbul’u turuncuya çeviremedi. Başarının içindeki bu ‘başarısızlığın’ sebepleri nelerdir?” AK Parti bu sorunun yanıtlarını bulmuş olma ki İl Başkanı Kabaktepe gazetecilerin karşısına çıkacak. İktidar ve muhalefet arasındaki farkı, vizyonu, toplumun beklentilerini ciddiye almayı bu anlayıştan da ölçebiliriz. Kabaktepe ile soru-cevabın notlarını sonraki yazıda aktaracağım. Çünkü bundan sonraki gündemimiz artık yerel seçimler olacak. Yeni bir maraton başlıyor ve merkezinde İstanbul ile Ankara yer alacak…

Yorum Analiz Haberleri

Magazinleşen Yenidoğan Çetesi ve unutulan bebekler
Yapay zeka çağında kontrol kimde olacak?
Spiegel: “İsrail'in üst düzey siyasetçilerini ‘korumanın’ Almanya'nın ‘varlık sebebi’ olduğu düşüncesi feci bir hatadır”
UCM'nin tutuklama kararları Siyonist çete İsrail'i yalnızlaştırıyor
Daha çok konuşun da hanginize daha çok güvenemeyeceğimizi bilelim