CHP içinde Ergenekon krizi

Mümtazer Türköne

Meclis yeni döneme bir anayasa krizi ile başlarken CHP de kendi içinde bir krizden geçiyor. Yemin krizini çözmek kolay.

AK Parti alicenaplık gösterdiği takdirde bu kriz çözülecek. Meclis iradesinin üzerinde hiçbir güç yok. CHP'li ve BDP'li vekiller yeminlerini edecekler ve çözümü Meclis çatısı altında birlikte hayata geçirecekler.

Ancak CHP'nin içinden geçtiği derin krizi çözmesi o kadar kolay değil. Meclis'teki tablonun arkasında CHP'nin bütün hücrelerinde hissettiği bir sancı var. O kadar ki bu kriz çözüldükten sonra Yeni CHP'nin doğum sancıları ile karşılaşabiliriz.

CHP'nin yaşadığı krize içindeki Ergenekon yol açtı. AK Parti hükümeti askerî vesayet düzenini tasfiye ederken darbeciler CHP'ye can simidi gibi sarıldılar. 12 Haziran seçimlerinde Ergenekon CHP'yi arka bahçesi gibi kullandı. Darbe davalarında yargılanan toplam dört kişiyi CHP'nin Meclis'e taşımaya kalkması, Ergenekon'un bu arka bahçede giriştiği bir tasarruf olarak algılandı. Darbecilik tasfiye olurken enkazı taşıma görevi CHP'ye verildi. Bu ağır enkaz CHP'nin belini büktü. CHP'nin yeni genel başkanı ve yeni söylemleriyle estirdiği güçlü rüzgâra rağmen seçimden beklediği sonucu alamamasının en önemli sebebi sırtındaki bu yüktü. Bu yük, CHP'nin inandırıcılığını ve samimiyetini derinden yaraladı.

Baykal'ın kendisini Ergenekon'un avukatı ilan etmesi ve Kılıçdaroğlu'nun Ergenekon için 'neredeyse gösterin üye olayım' sözü bu ağır yükü hafızalara kaydetmek için yeterliydi. Zaten maşerî vicdan 'Darbeciler+CHP=İktidar' formülünden yeteri kadar yaralanmıştı. Daha ötesi de var: Devam eden Ergenekon davası devlet gücünün hukuku tahrip etmek ve cinayetler planlamak gibi iddiaları kovuşturuyor. CHP'yi de var eden demokrasiye yönelik bir silahlı kalkışma davası bu dava. Siyasî tercihler bir tarafa asgarî bir hukuk düzeni içinde yaşamak isteyen her vatandaşın CHP'ye şüphe ile bakması doğal değil mi?

Yemin günü CHP grubunda yaşanan tartışmalar, CHP'nin vardığı yol ayrımının ilk işaretleri. Kılıçdaroğlu, 'ayrıcalık' ve 'dokunulmazlık' talep etmediklerini, Balbay ve Haberal'ın 'yemin etme hakkının gasp edilmesine karşı çıktıklarını' söylüyor. Bu söz inandırıcı mı? Mesele yemin etmek mi? Anayasa'nın milletvekili dokunulmazlıklarını düzenleyen 83. maddesi, hangi suç iddiasıyla olursa olsun tutuklu sanıkları da içine alacak şekilde genişletilmedikçe sorun çözülebilir mi? CHP'nin Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 100. ve 102. maddelerinde değişiklik yaparak 'kesin hüküm dışında milletvekillerinin tutuklanamayacağı' şeklindeki değişiklik önerisinin Anayasa'nın açık hükmü karşısında bir anlamı yok. Anayasa değişmek zorunda. CHP dokunulmazlıklarla ilgili temel yaklaşımını değiştirmeden iki tutuklu milletvekilini Meclis grubuna dâhil edemeyecek.

CHP'nin grup toplantısında çıkan farklı sesler gelip işte bu 'Ergenekon üyeliği' meselesine dayanıyor. CHP, Ergenekon bağlantısı yüzünden sadece oy kaybetmekle kalmadı, seçimden sonra da kan kaybetmeye devam ediyor.

CHP'de yükselen kurultay talepleriyle ateşlenen parti içi sorunlar Ergenekon konusunda bir saflaşmaya yol açacak. CHP bütün kitle partileri gibi geniş bir koalisyon. Ergenekon bu koalisyonun güçlü ama toplumu temsil kabiliyeti düşük bir parçası. Parti içi saflaşmalarda birileri Ergenekon safralarından kurtulmaya çalışacak. Bir kısmı ise CHP'nin bünyesindeki genetik darbecilik kodlarını sürdürmek için ayağa kalkacak. Bir hesaplaşma yaşanacak. CHP, bu çok derin krizden ancak tarihin akış seyrine uygun bir arınma ile yani safralardan kurtularak çıkacak.

Türkiye, dikkatli yönetilen ve kolay çözülecek verimli bir anayasal krizden geçiyor. CHP'nin içinden geçtiği krizi çözmek ise CHP'nin kendi içinde darbeler tarihine son noktayı koyması ile mümkün. Ortalıkta o kadar darbeci artığı dolaşırken çok zor bir görev.

ZAMAN