Cezayirli Bir Bulaşıkçı
Cezayirli bir bulaşıkçı
Ağlıyordu her yıkadığı tabakla birlikte
En derin acılarını da
İşgal altında bulunan toprağına mı?
Özlem duyduğu, hasretini çektiği anasına mı?
Yoksa gözü yaşlı bacısına ve yıllarca biriktirdiği anılarına mı?
Zorla öğretilen Fransız kültüründen değil bu hüzün
O dilin yumuşaklığından gelmiyordu bu yaşlar.
Ağlaması zulümden, hüznü biçilen acılardandı
Kim bilir ne acılar yaşamıştı
Bu zulüm ordusu toprağına girdiğinde
Hangi yaşanmamışlığı ile feryadı figan etmişti
Sesini duyuramadığı İslam topluluğuna
Ne şiirler ne türküler yazmıştı
Annelerin acıdan öte feryatlarını dinledikçe
Öfkesini büyütmüş, öfkesinden kabaran damlalar
Ruhunda açtığı yaralarda gözpınarlarından süzülmüştü
Fransızca, İngilizce, Arapça bu üç dilli coşkunluk
Bu çok dillilik size bilgece gelmesin
Ne kültürlü, ne bilgili denmesin
Zorla dikte edilen kültürünüzle ben kendi içimde boğuşurken
Ve savaş verirken sizin kültürünüze
Ne çok feryat ediyor sessiz çağlıklarımla
Nasıl olsa anlamayacaksınız
Nasıl olsa bilmeyeceksiniz bakışlarımın hüznünü
Yıkıyorum bu bulaşıklarla ben tüm ümmetin günahlarını
Dar geldi bu topraklar sanmayın
Topraklarım işgal altında
Dilime soktuğunuz binlerce kelimeler gibi
Burnunuzu da büyüttünüz bu topraklarımda
Ondandır bu kaçışlarımız
Ve bundadır hebdolara kızışlarımız
İçimde büyüttüğüm acıların sonuçları
Tohumlarını siz ektiğiniz
Şimdi biçmeyi de siz mi dilersiniz?
GÜLNUR AŞCI YETKİN
-------------------------------
NOT: Bir dönem çalıştığım özel bir okulda iki üniversite bitirmiş bir bulaşıkçı abinin her gün bulaşıklarla birlikte ağlamasına tanıklık eden biri idim. O dönemde de ruhuma işleyen bu sahne yıllar geçtikçe de geçecek gibi değil
Bu linkte Fransa’nın Cezayir’i işgal süreci anlatılmaktadır.
http://www.uhim.org/images/tarihte/1330695588.pdf