Eski Milletvekili Dan, "Ulusal İnşa Hareketi Partisi, Anayasa'da kalkınma, diyalog ve kimlikle ilgili öneriler sundu. Bu üç boyutun, Anayasa'da ilkesel olarak mevcudiyetinin korunması ve gelecekteki yasaların bunları esas alması için çalışıyoruz " dedi.
Dan, "Parti, Anayasa'nın, egemenliği korumasını ve Cezayir onaylamadıkça uluslararası sözleşmelerin ülkenin iç işlerine karışmasını engellemesini istiyor.
Bu Anayasa ile Fransızların ülkemiz üzerindeki egemenliğini, iç işlerimizdeki etkisini ve müdahalesini sınırlamaya özen gösterdik. Çünkü Cezayirlilerin Fransa ile acı bir geçmişi var." diye konuştu.
Cezayir hassas bir dönemden geçiyor
Dan, Anayasa değişikliğinin halka sunulacağını ve kabul edilse de reddedilse de Ulusal İnşa Hareketi Partisi'nin halkla beraber olduğunu söyledi.
Cezayir Parlamentosu, Anayasa değişikliği referandumunun Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nın yıl dönümü olan 1 Kasım'da yapılmasını onaylamıştı.
Muhalefet grupları ise Anayasa değişiklik taslağının Meclis'te yeteri kadar tartışılmadığı gerekçesiyle taslağın oylama oturumunu boykot etmişti.
Anayasa taslağında "tuzaklı madde" iddiası
Dan, başlangıçta, Anayasa değişiklik taslağını hazırlayan uzmanlardan oluşan komitenin, "Cumhurbaşkanı Yardımcılığı" pozisyonu oluşturmayı önerdiğini, ancak bu önerinin son taslakta iptal edildiğini aktardı.
Partisinin bu öneriyi reddettiğini belirten Dan, çünkü eski taslakta bu önerinin Cumhurbaşkanı'nın ve fatı ya da istifası durumunda görev süresini tamamlayacak yedek bir Cumhurbaşkanı oluşturan madde olarak sunulduğunu söyledi.
Bu maddenin "tuzaklı" olduğunu, Cumhurbaşkanı kim olursa olsun devlet kurumlarının istikrarını tehdit edeceğini ve geleneksel hukuka da aykırı olduğunu söyleyen Dan, siyasi sınıfın talebine olumlu yanıt geldiğini ve bu önerinin taslaktan silindiğini kaydetti.
Halk hareketinin istekleri
Hükümet yeni Anayasa'nın halk hareketinin taleplerini karşıladığını ifade ederken Cezayirli siyasetçi ise söz konusu taleplerin bir kısmının karşılandığını ve bir kısmı için ise halen mücadelenin sürdüğünü dile getirdi.
Fransız sömürgeciliğine karşı 1 Kasım 1954'teki Cezayir Devrimi'nin ilkelerine atıfta bulunan Anayasa taslağının bu talepler arasında yer aldığını ifade eden Dan, "Kasım meselesi (devrimi), İslami ilkeler çerçevesinde egemen, demokratik ve sosyal bir devlet kurmak demektir." diye konuştu.
Dan ayrıca, "Halk hareketi yargı bağımsızlığını talep etti ve Anayasa onun bu talebini yerine getirdi. Seçimlerin şeffaflığını talep etti, ancak hala bağımsız bir otoritenin seçimleri izlemesi konusunda endişelerimiz var ve yönetimin bunu bir kanunla düzeltmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Ulusal İnşa Hareketi Partisi Genel Sekreteri Dan, milli çıkarlar, özgürlükler ve ulusal sabitelerin korunması durumunda halkın referanduma katılarak "evet" oyu vereceğine inandığını söyledi.
Halka yeterli ve gerekli açıklamalar yapıldıktan sonra Cezayirlilerin devlet kurumlarının korunması ve istikrarı için yararlı olanı seçeceğini dile getiren Dan, "Şimdi gerekli olan, artı ve eksilerin ortaya çıkması için bu dosya üzerinde kapsamlı okuma, diyalog ve açıklamadır." diye konuştu.
Yeni Anayasa köklü değişimler içeriyor
Cezayir'de hazırlanan yeni Anayasa taslağı önemli değişiklikler içeriyor.
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği için art arda veya ayrı zamanlarda iki dönemden fazla aday olma imkanını ortadan kaldıran değişiklik, taslağın en önemli maddeleri arasında öne çıkıyor.
Yeni taslağa göre Cumhurbaşkanı'nın hükümeti kurmak için görev verdiği Başbakan'ın, Meclis'in üçte ikisinin onayını alması gerekiyor. Önceki Anayasa'ya göre, Cumhurbaşkanı, Meclis'teki en büyük partiyi dikkate almadan dışarıdan bir ismi Başbakan olarak tayin etme hakkına sahipti.
Yeni Anayasa taslağında Cezayir ordusuna önceki Anayasa'nın aksine, Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği ve Arap Birliği gibi uluslararası kuruluşların barış misyonlarına katılma imkanı tanınıyor.
Ülkede önceden uluslararası anlaşmaların incelenmesi, seçim sonuçlarının teyidi ve çıkartılan yasaların Anayasa'ya uygunluğunun tespiti gibi görevleri haiz Anayasa Konseyi'nin yerine bir Anayasa Mahkemesi'nin kurulması da yeni Anayasa taslağında kararlaştırıldı.
Fransa'nın Cezayir'deki kara tarihi
İkinci Dünya Savaşı bitmeden kısa zaman önce bağımsızlık vaadiyle Fransa saflarında savaşan Cezayirlilerin başlattığı gösterilerde binlerce Cezayirli, Fransız askerleri tarafından öldürüldü.
Tarihe "8 Mayıs 1945 Setif ve Guelma" katliamı olarak geçen şiddet olayları, Cezayir'in bağımsızlığını kazandığı 1962'ye kadar sistematik şekilde devam etti.
Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nda 1 milyon kişi Fransızlar yüzünden hayatını kaybetti.
Fransa'nın, 1830'dan beri Cezayir toplumunu kültürel anlamda da bir soykırımla baş başa bıraktığı biliniyor. Cezayir'in kendi mahalli kimliğinin dışında 300 yıllık Osmanlı tarihinin de büyük ölçüde ortadan kaldırılmasına neden olan Fransa, ülkede birçok kültürel ve di ni eseri kendi tasarrufunda istediği gibi dönüştürdü.
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Fransa'nın 45 bin Cezayirli göstericiyi öldürdüğü olayların 75'inci yılı vesilesiyle 8 Mayıs'ta yayımladığı mesajda, Fransa’yı Cezayir halkının yarısını öldürmekle suçlamış ve bunu insanlığa karşı işlenmiş suç olarak nitelendirmişti.
Cezayir, sömürge suçlarından ötürü Fransa'dan yıllardır tanınma, özür ve tazminat talep ediyor.
AA