Çevik Bir: ‘Brifingleri Bizden Medya İstedi’

Çevik Bir, brifingler için, “medya ve bazı kurumlar talepte bulundu. Biz de bilgilendirme maksatlı brifingler verdik” dedi.

Erol Metin / Yeni Akit

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 28 Şubat darbe davasının 17. duruşmasına tutuklu sanık dönemin Genelkurmay 2. Bakanı emekli Orgeneral Çevik Bir’in çapraz sorgusuyla devam edildi. Sorguya geçilmeden önce talebi olduğunu bildiren Çevik Bir’in avukatı Atilla Bingöl, müvekkili için Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal’a “Efendim duymuyor, yardım edeyim” dedi. Köksal da “Tamam duymadığı yerde yardım edersiniz” diyerek talebi kabul etti. Ayakta duran Av. Bingöl, zaman zaman duymayan Org. Bir’in kulağına eğilerek yöneltilen soruyu yüksek sesle tekrar etti.

BÇG Giriş Kartlarını Doğruladı

BÇG’de görev alan askeri personel için özel giriş kartının çıkarılıp çıkarılmadığının sorulduğu Bir, “Genelkurmay İç Güvenlik Harekat Dairesi’nde 24 saat çalışan arkadaşlarımız vardı. Oraya J Başkanları’nca seçilen arkadaşlar gönderildi. Oraya girerken kimlerin girebileceği konusunda daha güvenli giriş-çıkış için kartlar verilmiştir” cevabını verdi. Bir, “İç Güvenlik Harekat Dairesi Başkanlığı katına herkes BÇG için mi girer?” sorusunu ise geçiştirdi. Sanık avukatı Cengiz Çetinkaya’nın avukatı Müşteba Aydın’ın, “Tansu Çiller’in ‘Şerefsiz onbaşı’ sözüyle ilgili suç duyurusu yapılması konusunda Genelkurmay Adli Müşavirliği’ne siz mi emir verdiniz?” sorusunu yönelttiği Bir, “Katiyen hatırlamıyorum. Bunu Adli Müşavir bilir” karşılığını verdi.

“Bunlar Spesifik Şeyler Bilemem”

Müşteki avukatlarından Yunus Akyol, “Hiçbir TSK mensubu fişleme faaliyetinde bulunmamıştır” açıklamasını hatırlattığı Bir’e “Sizin görev sürenizde Adıyaman’ın Kahta ilçesindeki bir köyde herkes jandarma tarafından fişlendi. Buna ne diyeceksiniz?” sorusunu sordu. Bir ise, “Bu konuda hiçbir talimatım yoktur. Genelkurmay 2. Başkanı’nın bu spesifik şeyleri bilmesi imkansızdır” savunmasını yaptı. Konusu suç olan emirlere ve TSK’daki emir komuta zincirine atıfta bulunan sanık avukatlarından Namık Öztürk’ün, “Verdiğiniz emre itaat etmeyen birini disipline gönderir miydiniz, emre uymadığı için askeri mahkemeye sevk edilen proje subayı olmuş mudur?” sorusuyla karşılaşan Çevik Bir, “Böyle bir şeyle karşılaşacağımı zannetmiyorum” karşılığını verdi.

“İrtica Gündemdeydi, Brifingler Onun İçin”

Müşteki avukatı Enis Günay, BÇG faaliyetlerinin aleni ve yasal çerçevede yapıldığını iddia eden Bir’e neden BÇG personelini gizlilik prensibiyle seçtiklerini sordu. Bir, sorunun belgede ismi geçenlere yöneltilmesini istedi. Refahyol hükümetini devirmeyi amaçlayan TSK’daki cunta tarafından bazı kurumlara brifingler verildiğine dikkat çeken Av. Günay, “Eğitim bürokratlarından başörtülüler hakkında işlem yapılmasını istediniz mi? Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı’na brifing verildi mi?” diye sordu. Devletin çeşitli kurumlarındaki yetkililere brifing verildiğini kabul eden Bir, “Brifingler bilgilendirme maksatlı yapılmıştır. Buna ihtiyaç duyan kurumlardan da bizden talepte bulunulmuştur. Bu TSK’nın görevidir; tehlikenin ne olduğu konusunda bilgilendirme yapar” ifadelerini kullandı. 28 Şubat sürecinde bazı kişilere karşı psikolojik harekat uygulandığını hatırlatan müşteki Şevket Kazan’ın avukatı Yılmaz Bölükbaşı, sanık Bir’e “Gereği yapılsın diye medya ve hakim ve savcılara brifingler verildi mi?” sorusunu yöneltti. Brifinglerin bilgilendirme maksatlı olduğu yönündeki savunmasını tekrarlayan Bir, “Bir irtica tehdidi gündeme gelmiştir. Bu konuda bizden bilgilendirme istendi. İstek üzerine yapılmıştır” dedi. Savcılık ifadesini inkar eden Çevik Bir, “Soruları aklımızda kalanlarla, kendimize göre değerlendirdik. Dokümanları okudukça kendimizi eğittik. Hazırlandık. İddianamenin doğru kısımlarına göre hazırlığımızı yaptık” şeklinde konuştu.

“Çevik Bir Paşama Ayıp Olur”

Çevik Bir’in çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından savunmasını yapmak üzere kürsüye dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Org. Çetin Doğan çıktı. Başkan Köksal, Doğan’a “Avukatınız rahatsızlığınızın olduğunu söyledi. Yorulunca oturabilirsiniz” dedi. Doğan ise, “Çevik Bir Paşa burada ayakta savunma yaparken ben hastayım diyemem” diyerek oturmayacağını bildirdi. Hukuki bir savunmadan çok siyasi söylemler kullanan Doğan, iddianamedeki belgelerinin bir kısmının sahte bir kısmının da suç unsuru taşımadığını öne sürdü. “İddianame bir iftiranamedir” diyen Doğan, Atatürk devrimlerine ve laikliğe bağlı olanlara kefaret ödetiliyor. 28 Şubat davasının da Balyoz ve Ergenekon’dan bir farkı yoktur. Yasal niteliği olmayan deliller kabul görmüştür. Bu dava elbette uluslararası arenaya taşınacaktır” ifadelerini kullandı.

“İrtica Konusunda Bir Toplantıydı”

Nisan 1997 tarihinde general ve amirallerin katılımıyla Genelkurmay Karagahı’nda gerçekleşen toplantıda irtica tehdidinin masaya yatırıldığını belirten Çetin Doğan, söz konusu toplantıda bir Çalışma Grubu oluşturulması fikrinin ön plana çıktığını anlatarak, şöyle konuştu: “Bu toplantının tarihini yanlış söylüyorlar. İçimizde irticayı temizleyebilecek bir mekanizma var mı? Sayın Genelkurmay Başkanımızla bir toplantı yaptık. İrtica konusunda bir toplantıydı. Albaylarımızdan Cengiz Koşal vardı. İrticaya karşı bütün kurumların harekete geçmesi üzerine bizim de neler yapmamız konusunda bu toplantıyı yaptık. Bu toplantıda bütün arkadaşlar bir Çalışma Grubu kurulması görüşünü dile getirdiler. Toplantı yapılarak bir Çalışma Grubu oluşturulması emri yayınlanmıştır.” BÇG’nin kurulmasına dair belge konusunda ise Doğan, “Ben bu belgeyi bugün bile imzalarım. Burada hukuka aykırı hiçbir durum yok” dedi.

Tayyar Bey Sanıkların Dediğini İkiletmiyor!

Tutuklu sanık Çetin Doğan’ın savunma süresini uzun tutması üzerine Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, “Çok yavaş gidiyor. Biraz hızlansak” uyarısında bulundu. Hep bir ağızdan uğultulu şekilde Köksal’a itiraz eden sanık avukatları, “Bırakın aydınlatsın” dedi. Sanık avukatlarının istediğine uyan Köksal, “Tamam anlatsın demiyorum” sözleriyle duruşmadaki inisiyatifi tamamen sanık ve sanık yakınlarına bıraktı.

Milli Güvenlikçilerin Ajan Olduğunu İtiraf Etti

Tutuklu sanık Çetin Doğan savunmasında Milli Güvenlik Dersi öğretmeni olarak görevlendirilen subayların cunta ajanı olarak kullanıldığını ve fişleme yaptıkları itiraf etti. Doğan, “Milli Güvenlik Defterine giren emekli ve muvazzaf subaylar gittikleri okullarda, imam hatiplerde aldıkları duyumları aktarır. Bunlar rapor haline getirilir. Bunlar genelde kılık kıyafete uyulmadığı, İstiklal Marşı okunmadığı şeklindedir” dedi. Duruşmaya bugün saat 10.00’dan itibaren Doğan’ın savunmasıyla devam edilecek.

Başörtülü Muhabire Alçak Sataşma

Diğer taraftan sanık yakınları, duruşma salonunda ve koridorlarda darbe mağdurlarına ve bazı gazetecilere sataşmayı sürdürüyor. Sanık yakınlarının, bir gazetenin başörtülü muhabirine sözlü tacizde bulunduğu görüldü.

Sanık yakınlarından emekli bir subay da, savunmasında “Bana altında TSK mensuplarının imzası bulunan bir tek fişleme belgesi gösterin” diyen tutuklu sanık Org. Çevik Bir’e, elindeki fişleme belgesini sallayarak, “Çevik Bir, fişleme belgesi burada!” şeklinde seslenen müşteki Cüneyt Alphan’a, “Bunlar benim silah arkadaşlarım. İçeride 300 kişi var. Onlar dururken sen niye müdahale ediyorsun, niye soru soruyorsun?” sözleriyle tehditler savurdu.

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu