Cevdetimizin Yüreği Hep Gazze’deydi

Cevdet Kılıçlar, Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisinde şehid olan tek gazeteciydi... Yardımseverdi, fedakardı, cesurdu, kendini hiçbir zaman düşünmezdi...

Katiller sürüsü helikopterle gemiye inerken, iki metre mesafeden Cevdet Kılıçlar'ımızı alnından vurdu… Cevdet Kılıçlar'ın kalbi sürekli Filistin'deydi, Gazze'deydi… Terörist İsrail, Gazze'de 22 gün boyunca Filistinlileri katlederken, Cevdet Kılıçlar, eşi Derya Kılıçlar, kızı Gülhan, oğlu Erdem'le 22 gün boyunca sadece çorba içti… Derya Kılıçlar, "Üzülmüyoruz, iftihar ediyoruz. Hepimiz Allah yolunda ölene kadar İsrail ile savaşımız devam edecek" derken, 13 yaşındaki oğlu Ali Erdem de, babasının arkadaşlarına ve dostlarına "Sakın ağlamayın. Babam şehid oldu" diyor.

 

KENAN KIRAN / VAKİT

 

Cevdet Kılıçlar, Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisinde şehid olan tek gazeteciydi... Yardımseverdi, fedakardı, cesurdu, kendini hiçbir zaman düşünmezdi...

31 Mayıs 2010 tarihinde, terörist İsrail askerleri Mavi Marmara Gemisi'ne yaklaşırken, geminin ücra köşesine geçmedi... Terörist İsrail askerlerinin gönüllülere silahla saldırması ve "Bize yardım edin" çığlığı üzerine geminin güvertesine çıktı. Amacı, terörist İsrail'in sivil insanlara yönelik vahşetini belgelemek ve çektiği fotoğrafları gemide bulunan 60 gazeteciye dağıtmaktı. Güverteye tek başına çıktı ve çekim yaptı ama katiller sürüsü helikopterle gemiye inerken iki metre mesafeden Cevdet Kılıçlar'ımızı alnından vurdu... Tek kurşunla şehid oldu...

 

"ONUNLA GURUR DUYUYORUM"

Derya Kılıçlar, eşinin, mazluma yardım etmek için ömrünü adamış bir insan olduğunu belirterek, "Cevdet, hep söylüyordu, 'Kardeşlerimize yardım etmek ya da yardım ederken Allah eri olarak ölmek istiyorum' diyordu. Mevla bu arzusunu yerine getirdi. Mutluyuz onun için, küçücük yüreğine kâinatı dolduran eşim kardeşleri için şehid olmuştur. Onunla gurur duyuyorum ve tebrik ediyorum. Ben şehid eşiyim, çocuklarım da şehid çocuğudur. Bunun daha ötesi yok. Bu sebepten kızımı ve oğlumu uyarıyorum. 'Ağlamayın, babanız şehiddir' diyorum. Allah gazamızı mübarek etsin. Üzülmüyoruz, iftihar ediyoruz. Hepimiz Allah yolunda ölene kadar İsrail ile savaşımız devam edecek" diyor.

 

"İSRAİL ASKERİ, KILIÇLAR'I 'GÖRÜNTÜ GEÇMESİN' DİYE ÖLDÜRDÜ..."

Gemide bulunanlar, gazeteciler ve gönüllüler Cevdet Kılıçlar'ın şehadetini şöyle anlatıyor...

Mavi Marmara gemisindeki Yunan gönüllü Dimitris Plionis, komandoların şehid olan 9 kişiden biri olan Cevdet Kılıçlar'ı görüntü geçilmesini engellemek için öldürdüğünü anlatıyor.

Yunanistan Gazze Gemisi Organizasyon Komitesi Başkanı Dimitris Plionis, "Mavi Marmara, elektronik savaşa rağmen, bir Türk gönüllünün kullandığı (Cevdet Kılıçlar) son model cihazlarla saldırıdan yarım saat sonraya dek görüntü gönderdi. Onu yüzünde kurşun yarasıyla ölü gördüm. İsraillilerin önceliği yayını durdurmaktı. Türkler, geminin her yanına 100 kamera yerleştirmişti. Kullanıcının (Cevdet Kılıçlar) öldürülmesiyle sistem sustu" diyor.

 

İngiliz uyruklu Aziz Mohammed Osman da, Cevdet Kılıçlar'ın şehadetini gördüğünü belirterek, "Fotoğraf çeken birini gördüm. Onun vurularak düştüğünü gördüm. Onun yanına gittim ve arkadan elimi sol omzunun altına koyarak taşımaya çalıştım. Onu yaralı sanıyordum" ifadelerini kullanıyor.

 

Kılıçlar'ın 20 yıllık arkadaşı Aydın Ayar ise, "Cevdet yaralıları çekmek için üst kata çıktı. Flaşı patlattığı sırada, lazerli silah ile alnından vuruldu" şeklinde konuşuyor.

 

OLGUN: "CEVDET ABİNİN AMACI SADECE FOTOĞRAF ÇEKMEKTİ"

Mavi Marmara Gemisi'nde bulunan Sabah Gazetesi'nden Mediha Olgun, "Cevdet Kılıçlar, Mavi Marmara gemisinde biz basın mensuplarının eli ayağıydı adeta. 'Yetiş' dediğimizde koşarak geliyor, her sorunumuzu çözüyordu. Mesafeli, saygılı ve bir o kadar da sevecendi. Ölüm haberi bütün gazetecileri şok etti. İsrail askerlerinin operasyonu sürerken anons yapmışlar telsizle 'Yardıma gelin' diye... Fotoğraf makinesini kaptığı gibi koşmuş üst güverteye. Çıkar çıkmaz vurmuşlar onu. Makinesini yüzüne dayayıp tek kare basarken alnının ortasına isabet etmiş kurşun. Cevdet ağabeyin amacı sadece fotoğraf çekmekti. Ölümünden saatler önce, teker teker hepimizin fotoğrafını çekmiş, çektiklerini de e-mail atmıştı hiç üşenmeden" diyor.

 

Cevdet Kılıçlar'ın kalbi sürekli Filistin'deydi, Gazze'deydi... Terörist İsrail, Gazze'de 22 gün boyunca Filistinlileri katlederken, Cevdet Kılıçlar, eşi Derya Kılıçlar, kızı Gülhan, oğlu Erdem'le 22 gün boyunca sadece çorba içti... O günlerde çorba içtiğini kimse bilmezdi. Gazze saldırısı sırasında Kılıçlar ailesinin bu şerefli davranışına şahid olan Alptekin Dursunoğlu, Cevdet Kılıçlar'ın şehid olmasının ardından bu olayı kamuoyuna duyurdu.

Alptekin Dursunoğlu, 22 günlük Gazze saldırısı sırasında boğazlarından geçmediği için evde çorbadan başka bir şey pişirilmemesi yönünde aile kararı almalarının, Cevdet'i ve onu bu insani erdemlerin zirvesine çıkaran eşi Derya Hanım'ı, kızı Gülhan'ı ve oğlu Erdem'i nesnel gerçeklikleriyle tanıyabilmek için sadece küçücük bir örnek olduğunu söylüyor.

 

KIZI GÜLHAN'IN TESETTÜRE GİRMESİ, HAYATININ EN MUTLU GÜNÜYDÜ!

Cevdet Kılıçlar, kızı Gülhan'ın tesettüre girmesiyle hayatının en büyük mutluluğunu yaşadı. Gülhan Kılıçlar, bir sivil toplum örgütünün yaz kampına katılmış ve kampta örtünmeye karar vermişti. Kamp sona ermiş, Cevdet Kılıçlar, İstanbul Sarayburnu'nda kızını bekliyordu... Gemi yaklaştı ve Cevdet Kılıçlar, kızını tesettürlü gördü. Sevincini yakın çevresiyle paylaştı, "Kızımın örtünmesini görmek, hayatımın en güzel anı" dedi. Gazze Gemisi'nde bulunan Murat Palavar, Cevdet Kılıçlar'ın kendisine "Kızım başını örttüğü gün sabaha kadar mutluluktan uyuyamamıştım" dediğini söylüyor...

 

SİVAS'TA OYNANAN TEZGÂHI BOZDU!

1972 yılında Kayseri'de doğan Cevdet Kılıçlar, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirdi. Selam ve Vakit Gazetesi ile Milli Gazete'de muhabir ve genel yayın yönetmeni olarak görev yaptı. 17 yıldır gazetecilikle uğraşıyordu...

Şehidimiz Cevdet Kılıçlar, araştırmacı bir gazeteciydi, derin devletin eylemlerini deşifre etti, İslami duyarlılığa sahip kişilerin davalarını takip etti...

Cevdet Kılıçlar, 2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak Oteli'nde gerçekleşen ve 37 kişinin hayatını kaybettiği olayları incelemek için Sivas'a gitti... Aziz Nesin'in tahrikleriyle başlayan olaylarda "şeriatçı", "aşırı dinci" olduğu iddiasıyla tutuklanan kişilerin kim olduğunu araştırdı. Sivas'ta günlerce kaldı, tutuklanan kişilerin aileleriyle tek tek görüştü.

Şeriatçı iddiasıyla tutuklanan kişilerin birçoğunun alkolik olduğunu, barlarda eğlendiğini eşinden, çocuklarından ve akrabalarından öğrendi. Tutuklanan kişilerin alkol içerken ve pavyonlarda bulunan fotoğraflarını aldı ve Selam Gazetesi'nde yayınladı. Cevdet Kılıçlar'ın haberi, Sivas davasının gidişatını değiştirdi. Sivas olaylarında hayatını kaybedenler, söz konusu haberin ardından "derin devlet"i keşfetti... Cevdet Kılıçlar, Sivas olaylarından önce içki içen, barda eğlenen kişilerin cezaevinde hidayete dönüşünü de yazdı.

 

UĞUR MUMCU SUİKASTINDA

OYNANAN OYUNU ORTAYA ÇIKARDI...

Cevdet Kılıçlar, Uğur Mumcu suikastına ilişkin davanın seyrini değiştirecek habere imza attı. 24 Ocak 1993 tarihinde Uğur Mumcu otomobilinde patlayan bombayla öldü. Gazeteler ve televizyonlar, Selam Gazetesi'ni hedef aldı ve gazetenin Dağıtım Müdürü Abdulhamit Çelik'in suikastta aktif rol oynadığını manşetlerine taşıdı. Mumcu suikastı sanığı Yusuf Karakuş'un, suikast günü Abdulhamit Çelik'in, Ankara'da İranlılar'la bağlantıyı sağladığına yönelik sözleri tartışılıyordu.

Cevdet Kılıçlar, Abdulhamit Çelik'in, bombanın patladığı saatlerde İstanbul'da evlendiğini belgelerile ispat etti. Çelik'in, Uğur Mumcu'nun öldürüldüğü saatlerde, Fatih İskenderpaşa Camii'nde öğle namazının ardından Tuba Akbulut ile dünya evine girdiğinin görüntü kayıtlarına ulaştı, Abdulhamit Çelik-Tuba Akbulut'un düğün davetiyesini yayınladı.

 

DGM'LERDEKİ DURUŞMALARI BİR AVUKAT GİBİ İZLERDİ...

Cevdet Kılıçlar, İslami duyarlılığa sahip kişilerin Devlet Güvenlik Mahkemeleri'ndeki duruşmalarını bir avukat titizliğinde takip ederdi. Vakit Gazetesi'nde, Ergenekon Terör Örgütü'nün eylem ve hedeflerini belgeleriyle yayınladı...

 

Meslektaşlarının diliyle Cevdet Kılıçlar

Şehid Cevdet Kılıçlar'ın birlikte çalıştığı ve onu tanıyan meslektaşları anlatıyor.

 

AHMET KEKEÇ-GAZETECİ-YAZAR: "Mavi Marmara yolcuları arasında Cevdet'in de bulunduğunu bilmiyordum. Nerden bilecektim? Kendisini bildirmezdi Cevdet. Varlığını gözümüze sokmazdı. Gösterişten, süsten uzaktı. Hep "gözden kaçmış" biriydi... Sükûneti, efendiliği, çalışkanlığıyla dikkatlere çarpan ama yaydığı "güvenle" hemen oracıkta unutulan biri... İddiasızdı. İddiasızlığını bile ölüm haberiyle duyuracak kadar iddiasız. Meslektaşımızdı, evet... İyi bir gazeteciydi. İyi bir insandı. Fedakârdı. Harika bir dosttu. Bu "hassaları" sonsuza kadar çoğaltabilirsiniz. Hiçbiri sırıtmaz Cevdet'te..."

 

MURAT ALAN-GAZETECİ: "Çok sıkıntı çektiğinde şükreden, çok güldüğünde Allah'a sığınan, 'Abi ne olacak şimdi yaaa, şöyle yapmazsak bittik' dediğimde 'Emrolunduğun gibi dosdoğru ol, gerisi Allah'a kalmış' diyen, haramdan korkan, oğlu Erdem'in bilge, kızı Gülhan'ın tombiş babası, kardeşi Murat'ın yardımsever ağabeyinden bahsediyoruz. Ne mutlu bize. İçimize bir ateş düşse de sevinçliyiz, bir şehidimiz var."

 

MEHMET TERZİ-GAZETECİ: "17 sene önce, Milli Gazete'de çalışmaya başladığında tanıdım Cevdet'i. Gözleri ışık saçan, civanmert, her işe atılan çalışkan bir delikanlıydı. (...) Eli değmedik yer, faydası dokunmadık kimse yoktu. Komşularına 'Hızır' oldu. (...) Kendisi işsiz iken, işe koyduğu arkadaşları vardı. Zor durumdaki onca insana evini ve sofrasını açtı. Olanı paylaştı, şükretti. Mertti, sözünün eriydi. Dosttu, sırdaştı. Haksızlığa asla tahammülü yoktu. Ne kimsenin zerrece hakkını yer, ne de hakkını yedirirdi."

 

AHMET EMİN DAĞ-İHH: "Cevdet kardeşimle dostluğumuz 20 yıl öncesine dayanıyor. Ömrü boyunca mazlumdan yana olmaya çalışmış ve bunu her ortamda dile getirmekten kaçınmamış olan Cevdet'in en sevdiğim özelliği, inandığı doğruları pazarlıksız kabullenmiş olmasıydı. Okul yıllarında fazlasıyla şahit olduğum fedakarlıkları, mesleki hayatında yazdığı yazılarla nice hayırlara vesile oldu."

 

FERZENDE KAYA-GAZETECİ - TELEVİZYON YAPIMCISI: "Mütevazıydı Cevdet, herkesten ve her şeyden farklı ve her türlü duygudan arınmış olarak yaşardı. Varlığı huzur verirdi bulunduğu ortama, sakinliği, güler yüzü iyi gelirdi her türlü gerginliğe... Dünya malıyla hiç işi olmadı, dünyaya dair hedefler hiç koymadı önüne... Hırslı değildi, kompleksli değildi, kaprisli değildi, kibirli değildi, şişmiş bir egosu yoktu. Bugün durup bakınca, bir melek gibi yer aldığını farkediyoruz Cevdet'in köhnemiş hayatlarımızda..."

 

ZİHNİ ÇAKIR-GAZETECİ-YAZAR: "Cevdet Kılıçlar'la tanışma ve kaynaşmamıza sebep olan realite, bu ülke hassasiyetlerine olan inanç ve bu ülkenin demokratik hukuk devleti olma mücadelesine destek amacına dayanıyor. Vakit Gazetesi'nin bir mensubu olduğu dönemde, kaleme aldığım Ergenekon ve türevleri kitaplarına olan ilgisi ve bu kitaplarda yer alan bilgilerin arka plan merakıyla başlayan tanışmamız sarsılmaz bir dostluğa dönüştü. İstanbul'daki tüm buluşmalarımızda ülke için kafa yorup, ülkenin aydınlık geleceği için neler yapılması gerektiğini konuştuğumuzda onun gözlerindeki mücadele azmi ve bu aydınlığa ulaşacağımıza dair gözlerinde beliren inancı unutabilmem mümkün değil."

 

ALPTEKİN DURSUNOĞLU - ORTADOĞU UZMANI: "Kabına sığmaz bir vicdan, tükenmez bir fedakarlık, dayanılmaz bir sabır, coşkun bir şefkat, duru bir nezaket, karşıdakini ezen bir yardımseverlik... Bütün bu özellikleri, Cevdet'i olduğu gibi anlatmaya kafi gelir mi? (...) Sevgili Cevdet, seni yüceliğine yaraşır bir biçimde ifade edebilmekten acizim. Ama seni tanıyan herkes de şahitlik edecektir ki sen Ebuzer gibi yaşadın ve resminin karşısında hıçkırıklarla ağladığın Şeyh Ahmed Yasin gibi mazlum bir şekilde şehid oldun."

 

AVUKAT HÜSNÜ YAZGAN: "Doksanlı yıllarda tanışmıştık Cevdet kardeşimle. İşkenceli sorgulardan sonra kelepçeli bileklerimizle DGM'ye doğru yol alırken ailelerimizden önce karşımıza çıkan sendin. (...) Sen DGM'lerdeki duruşmalarda muhabir sıralarında ama kardeşlerinin yakını olarak bulunuyordun. Bayrampaşa, Metris, Ümraniye, Bandırma, Bursa zindanlarındaki Müslümanların ziyaretçisi idin. Demir parmaklıklar arkasında kardeşlerinin bir yakını olarak bulunuyordun."

 

ABDÜLHAMİT GÜLER-GAZETECİ - TV YAPIMCISI: "Bir müslüman nasıl yaşamalı" diye sorsanız, "Cevdet Kılıçlar gibi" derdim. "Bir mü'min nasıl olmalı" diye sorsanız, "Cevdet Kılıçlar gibi" derdim. "Bir şehid nasıl yaşar" diye sormak kimsenin aklına gelmez elbet. Ama ben yine de "Cevdet Kılıçlar gibi" derdim. Birlikte gazetecilik yaptık. Meslek ahlâkı, insan ilişkileri, iman işaretleri bakımından parmakla gösterilecek biriydi, Cevdet Abim."

 

GÖKÇEN GÖKSAL-GAZETECİ-YAZAR: "Cevdet abi ile çalışma şansına eren insanlardan biri de bendim. Asla öfkelenmez ve kızmazdı. Sinirleri alınmış bir insandı Cevdet abi, kibar, nazik bir o kadar da içten. Bu yalan dünyanın hiçbir şeyine tenezzül etmezdi. Makam, mevki, para onun için değersiz şeylerdi. Hesabı yoktu. Hasbiydi. İslami duruşundan, asla taviz vermezdi. Yardımseverdi. Borcu olmasına rağmen ihtiyaç sahiplerini asla geri çevirmezdi."

 

VOLKAN ÖZTÜRK-GAZETECİ: "Gazetenin ne olduğunu ilk öğrendiğim Selam Gazetesi'nde tanıdım Cevdet ağabeyimi. Hayatını yardım üzerine kurmuş ve öyle devam etmişti. İnsanlığa yardım etmek için kurulmuş bir kurumun neferi olarak can verdi. Daha ölmezden hemen önce de Rabbine yakarışı 'Allah'ım benim canımı mazlumlara yardım üzereyken al' olabilecek kadar masum."

 

VAKİT

 

 

 

 

Şehid Cevdet Kılıçlar Eşi Derya Kılıçlar ile Kızı Gülhan Kılıçlar

 

 

 

Şehid Cevdet Kılıçlar'ın Oğlu Ali Erdem

Biyografiler Haberleri

"Afiye Sıddıki'ye yönelik Amerikan zulmü sürüyor"
İşgal rejimi Gazze kuzeyinde 20 günde 770 kişiyi katletti
Türkiye Yazarlar Birliği Kurucu Başkanı Mehmet Doğan vefat etti
İşgalci İsrail’in kabusu Yahya Sinvar kimdir?
Filistin cihadına adanmış bir ömür: İsmail Heniyye