Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nde (CERN) yüzyılın değil belki de insanlık tarihinin en önemli denemesi yapılıyor. 40 ülkeden 10 binden fazla bilim adamı, uzay boşluğundan daha soğuk bir ortamda, yerin yüz metre altında, saniyenin trilyonda biri bir hızla bir çarpışma gerçekleştiriyor. 6 milyar euoroluk bir deney yapıyor.
Ama deney, bu verilerin çok ötesinde anlamlar içeriyor. İnsanoğlu sadece kendinin değil, bütün varlık aleminin serüvenini keşfetmeye çalışıyor.
Ne yapıyorlar? Evrenin oluşum anı olduğu iddia edilen Büyük Patlama'yı (Bing Bang) laboratuar ortamında gerçekleştiriyorlar. Maddi verilerle yaklaşık 14 milyar yıl önce gerçekleştiği varsayılan bir olayı bugüne çağırıyor.
Neyi arıyorlar? “Higgs bozonu”nu.. Yani varlığın temeli kabul edilen ilahi parçacığı! Yani evrenin yaratılış anına tanıklık etmek istiyorlar. Adeta kıyamet şartlarını oluşturuyor.
Big Bang teorisine göre varlığın başladığı nokta burası. O parçacık da adeta bir tanrı. Bir yaratıcı… Bugün bildiğimiz ve bilemediğimiz her şeyin başlangıç noktası...
Daha net ifadeyle; maddenin gen haritasını çıkarmaya çalışıyorlar. Bunu ancak, bugün bildiğimiz her şeye kütle kazandıran sihirli şeyi görerek yapabileceklerini biliyorlar. Deney sonucu bu parçacık bulunamazsa bütün teorinin, fizik kurallarının altüst olması da söz konusu. Higgs bozonu parçacığı teorik olarak biliniyor. Ama insanoğlu onu görme şansını şu ana kadar bulamadı. Kütlesi olmayan şeylerin neden kütlesi olmadığı da böyle bu parçacığın sırrı çözülerek anlaşılacak.
Madde ve anti madde ilişkisi tespit edilecek. Bunlar bir araya geldiğinden neden birbirini yok ettiği keşfedilecek. Evrenin sadece yüzde 4'ünü teşkil eden görünen madde dışındaki sırlara ulaşılmaya çalışılacak. Bu öyle bir çarpışma ki, güneş çekirdeğinden 100 bin kat daha yüksek bir sıcaklık ortaya çıkacak.
Ünlü astrofizikçi Stephen Hawking, deneyde kozmolojinin “kutsal kasesi” bu parçacığın tespit edilemeyeceğini iddia ediyor. “Bence daha ilginç olacak şey Higgs'i bulamamız olacaktır. Bu bir şeylerin yanlış olduğunu gösterecek ve yeniden düşünmek zorunda kalacağız” diyor.
Big Bang nadir? Evrenin “yok” iken “var” hale gelmesine ilişkin bir teoridir. Buna göre, evrenin bir başlangıcı vardır ve bu başlangıç Big Bang adı verilen bir “Büyük Patlama” ile gerçekleşmiştir. Teoriye göre, evrenin tüm materyali yaklaşık 15 milyar yıl önce tek bir noktada toplanmıştı. Bu tek nokta sonsuz bir yoğunluk ve sonsuz bir ısı anlamına geliyordu. Ama bir hacmi yoktu. İşte Büyük Patlama'dan önceki bu dönem evrenin olmadığı, herşeyin “yok”olduğu dönemdi. Teoriye göre, büyük bir patlama ile sonsuz yoğunluktaki birikim büyük bir hızla dağılmaya başladı. Bir başka deyişle evren “yok” iken, “varolmaya” doğru yola çıktı.
Bugün, evrenin sürekli olarak genişlemekte olduğunun ispatlanması Büyük Patlama'nın en büyük delili olarak kabul ediliyor. Evren genişlediğine gore, genişlemenin başladığı bir an olması gerekiyor. Genişlemeyi tersine doğru düşünürsek, o zaman her şey başladığı noktaya, tek bir noktaya dönecektir.
Şu an CERN'de yapılan da bunun deneyi işte. Bazıları Allah'ın evreni Big-Bang ile yarattığına ve serbest bıraktığına inanır. Onlarna gore Allah ilk hareketi yaratmıştır. Ancak hiç bir kuralı olmayan bir patlama sonucu dağılan parçacıkların, galaksileri bu şekilde denge üzerine oluşturması elbette düşünülemez. Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın önce “gökleri” yarattığını, daha sonra yeryüzünü düzenlediği, onda dağları varettiği ardından atmosferi düzenlediği, en sonra da canlıları var ettiği bildirilmektedir. Aynı şekilde, Kuran ayetleri Allah'ın evrendeki tüm varlıkları sürekli yönettiğini bildirmektedir:
“Şüphesiz Allah, gökleri zeval bulur diye sürekli (her an kudreti altında) tutuyor… !” (Fatır, 41) Allah yedi göğü ve yerden de onların benzerlerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner….” (Talak, 12) “Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizing emrinize Verdi. Yıldızlar da O'nun emriyle emre hazır kılınmıştır… (Nahl, 12)
Evrenin genişlemesiyle ilgili olarak da Kur'an'da şu ifade geçer: “Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz. Biz, (onu) genişleticiyiz.” (Zariyat, 47)
Bütün bu tartışmalar, araştırmalar, çabalar, merak ve keşifler, Allah'ın yaratıcı kudretine tanıklık etme arayışından başka bir şey değil. Bu yönüşle CERN'deki çalışma, müthiş heyecan verici! Olumlu ve olumsuz sonuçları da. Belki de hiç tahmin etmediğimiz, deneyi yapanların bile öngöremediği sonuçlar çıkacak, evrenin sırlarına ulaşmada yepyeni ufuklar açılacak.
Mesela bazıları, burada ulaşılan hızın, maddi olmayan varlıklar alemine ulaşmanın kapılarını açasileceğini bile söyleyebiliyor. İnsanığlu'nun cinlerin ve başka varlıkların hızına erişebileceğini öngörebiliyor.
Sonuçlarını merakla bekliyoruz.
Yeni Şafak gazetesi