Özgür-Der Bingöl Şubesi'nde Araştırmacı yazar Adem Özköse’nin sunumuyla “Cennete Otostop: Hidayet Öyküleri” konulu seminer gerçekleştirildi.
Adem Özköse konuşmasına, “Dört sene Şam’da yaşadım. Şam’da mescitte namaz kılarken çeşitli insanlarla tanıştım. Bu insanların ortak özelliği İslamiyet ile tanışmaları ve Müslüman olmalarıydı. Ayrıca insanların hikâyelerini dinledikçe bu hikâyeler ilgimi çekmeye başladı. Ben de ilerleyen süreçte onları evime davet ettim ve sabaha kadar sohbetler ettik. Zamanla tüm bu konuşmaları, hikâyeleri ve öğrendiklerimi kaydetme kararı aldım.”diyerek başladı.
Ardından kitabının insanların hayatlarına ve kalplerine dokunduğunu ve bu tür geri dönüşleri aldıkça çok mutlu olduğunu söyleyen Özköse,“Bir kitap yazıyorsunuz ve bu kitabınız bir insanın hayatını değiştiriyor. Sizin vesilenizle Müslüman oluyor ve hayatı değişiyor. Bu çok güzel bir duygu. Cennet Otostop 1 kitabımı alan bir okuyucumun bana abisinin hayatı hakkında, onun kötü şeyler yaptığını, cezaevinde olduğunu, kitabımı okuduktan sonra ise abisine verdiğini ifade ederek anlatımda bulundu. Abisi ise kitabımı okuduktan sonra hayatını tümüyle değiştirmiş ve İslam üzere bir yol tutmuş yani bir insanın hayatının değişmesine vesile olmuşum. Bu da bana ayrı bir mutluluk veriyor.” ifadelerini kullandı.
Cennete Otostop: Hidayet Öyküleri kitabını yazma serüvenine ise başlarda pek sıcak bakmadığını ancak ilk kitabına yönelik geri dönüşlerin kalbine dokunduğunu ifade eden Özköse, “Bir yazar için en önemli şey, yazdığı kitabın birilerinin kalbine dokunduğunu bilmesidir. Beni en çok mutlu eden şey bu duyguydu. Yazdığım kitap sayesinde birilerinin Müslüman olduğunu öğrenmek çok farklı bir duygu” diyerek ekledi.
“Mesela Elisa... İtalya'nın Katolika şehrinde dünyaya gelmiş. Felsefe okurken, “Hakikat nedir?” sorusunun peşine düşmüş. Hocalarından birisi Dünya dinler tarihini anlatırken, Müslümanların ezanından bahsetmiş.Ezan alegorisinin çok etkileyici olduğunu anlatmış. Bir zaman sonra Elisa, Mısır'a yaptığı bir gezide Nil Nehri'nin kenarında dolaşırken, aniden başlayan ezan sesleri arasında öyle garip, değişik duygularla dolmuş ki derhal bir camiye gitmiş. Orada dua eden, namaz kılan, Kur'an okuyan Müslümanlara ilgiyle bakmış. Sonra o akşam kendince çok önemli bulduğu bir rüya görmüş. Ardından Müslüman olmaya karar vermiş. Müslüman olmadan önce, İncil ve Kur'an'ı defalarca karşılaştırmalı bir şekilde okumuş. Papazlarla konuşmuş, sohbet etmiş ve dertleşmiş. Hatta teslis konusunda soru sorduğu bir Papaz ağlamaya başlamış, yıllardır kendisinin de teslis konusunda tatmin edici bir cevap bulamadığından yakınmış. İtalya'daki Müslümanlarla da tanışmaya başlamış. Elisa’yı, özellikle Müslüman genç kızların güçlü karakteri etkilemiş. Elisa, şu an bir sanatçı, yazar, halen çeşitli radyolarda program yapan, dergi ve gazetelerde İslâm hakkında yazılar yazan bir kız.” diyerek sözlerine devam etti.
Özköse, son olarak ise “kimisi papaz, kimisi ünlü bir müzisyen, kimisi misyoner, kimisi uyuşturucu satıcısıyken İslâm ile tanışmış, şereflenmiş bu kişilerle hidayet hikâyelerini konuştum ve bu röportajları yazılarıma dökerek çağdaş bir seyahatname olarak sunmaya çalıştım. Geçtiğim ve gezdiğim ülkelerdeki insanların ilginç hidayet öykülerini kaleme sizler için aldım. Umarım verimli olmuştur.” dedi ve sözlerini sonlandırdı.
Program soru-cevap ve imza etkinliğiyle sona erdi.