Cenevre'de Yapılamayan Münih'te Başarılır mı?

Cenevre'de BM arabuluculuğuyla rejim ve muhalefet heyetlerinin yaptığı Suriye görüşmelerinden sonuç çıkmayınca, soruna taraf olan küresel ve bölgesel güçler bugün Münih'te toplanıyor. ABD, Rusya, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye’nin Dışişleri Bakanları il

Ece Göksedef'in haberi:

 

“Rusya'nın Halep'te ve bölgenin geri kalanında şu anda yapmakta olduğu eylemler, masaya gelip ciddi bir müzakere yapmayı oldukça zorlaştırıyor. Bir kez daha Rusya'ya acil ateşkes ve kapsamlı insani yardım için çağrıda bulunuyoruz. Suriye'de yaşananlara kör değiliz. Rusya, muhalefetin ve diğer paydaşların masaya oturacağı bir ortamın oluşturulmasına katkı yapmak durumundadır. Suriye'deki insani krizi sona erdirebilmek adına Münih'te yapılacak toplantından ümitliyiz.”

Salı günü bir basın toplantısında Kerry, Münih’te yapılacak toplantıyla ilgili Rusya’yı böyle işaret etti. Cenevre’de 25 Ocak’ta başlaması planlanan ancak tarafların anlaşamaması üzerine 29 Ocak’a ertelenen görüşmelerden bir sonuç alınamadı. Muhalefet, Rusya’nın ve rejimin saldırılarını durdurmadığı sürece müzakere masasına oturmayacağını açıkladı. Bombardımının durmasının BM Güvenlik Konseyi kararı olduğunu hatırlatarak, bu karara uyulmasını talep etti. BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura da, Cenevre görüşmelerine ara verdi, sorunun parçası olan bölgesel ve küresel güçlerin 11 Şubat'ta Münih'te yapacağı Uluslararası Suriye Destek Grubu (USDG) toplantısında ateşkesi öngören BM Güvenlik Konseyi kararının nasıl uygulanacağını tartışmaya karar verdi.

USGD toplantısı 12 Şubat’ta başlayacak Münih Güvenlik Konferansı öncesinde Dış İşleri Bakanları düzeyinde yapılacak.

USDG ülkeleri Ekim ve Kasım aylarında birer kez Viyana’da görüşmüş, Ocak ayında Suriye krizindeki tarafların bir araya gelmesi ve altı ay içerisinde geçiş hükümeti kurulması konusunda uzlaşmıştı. Bu altı aylık sürenin ardından 18 ay içinde ülkede seçimlere gidilecek ve böylece krize siyasi çözüm bulunacaktı. Bu uzlaşma BM Güvenlik Konseyi kararı haline de getirildi.

Bu uzlaşmada öngörüldüğü gibi, görüşmeleri Ocak ayında başlatabilmek amacıyla, Suriye'ye yönelik Rus bombardımanı devam ederken, neredeyse yarım milyon insan kuşatma altında yaşarken Cenevre'de rejim ve muhalefet heyeti arasında dolaylı görüşmeler başlatılmaya çalışıldı ama sonuç alınamadı. Görüşmelerde arabuluculuk yapan Birleşmiş Milletler’in Suriye özel temsilcisi Steffan de Mistura "Sırf görüşme yapmak için görüşmeye hazır değiliz" diyerek görüşmelere Şubat ayı sonuna kadar 'ara verdi'.

Cenevre masasının Şubat’ta yeniden kurulabilmesi için ilk adım ABD’den geldi. Viyana toplantıların katılan ülkelerin dışişleri bakanlarını Münih’e davet eden Kerry, burada en kritik konunun Rusya’nın muhaliflere yönelik ve sivil ölümlere yol açan saldırıları olduğunu duyurdu.

Rusya’dan ateşkes mesajı

Toplantının yapılacağı günün sabahında Moskova’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakan Yardımcısı Gennady Gatilov, “Suriye’de bir ateşkes için yöntemleri konuşmaya hazırız” dedi. Cenevre’de ara verilen görüşmelerin 25 Şubat’tan önce başlayabileceğini söyledi. Ancak henüz ABD tarafından veya diğer ülkelerden bir yanıt gelmedi.

Suriyeli muhalifler de Münih’te

Toplantılar başlamadan önce bir açıklama yapan Suriyeli muhaliflerin örgütü SMDK, Münih’teki toplantıya katılacaklarını, ancak Cenevre’ye geri dönmeleri için BM Güvenlik Konseyi kararlarının yerine getirilerek, Rusya’nın bombardımanın sona ermesi gerektiğini duyurdu. ABD'ye de Rusya'nın saldırılarına karşı daha ciddi tepki göstermesi için çağrıda bulundu.

Rusya, 30 Eylül’de ‘IŞİD’le mücadele’ gerekçesiyle Suriye’de başlattığı hava bombardımanlarında IŞİD hedeflerinden çok Esed rejimiyle mücadele eden Suriye muhalefetini hedef aldı ve rejimin sahada ilerleme kaydetmesine yardımcı oldu. Cenevre’ye davet edilen Suriye muhalefeti, ülkedeki insani durumun iyileştirilmesini talep ediyor.

Münih’teki toplantının başlamasından bir gün önce İngiltere’nin Suriye Özel Temsilcisi Gareth Bayley de twitter hesabından Rusya’nın Cenevre görüşmeleri sırasında yaptığı bombardımanın hedeflerini gösteren bir harita paylaştı. Muhalefetin kontrolündeki bölgelere 300’ün üzerinde saldırı düzenlendiğini yazarak muhaliflere destek verdi.

Brüksel’de de gündem Suriye ve Rusya

10 Şubat’ta Brüksel’de toplanan NATO Dışişleri Bakanları da Suriye’yi, göçmen akınını ve akının büyümesine sebep olan sivil ölümlerini masaya yatırdı. İki gün sürecek toplantının ilk günü sona erdiğinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de Rusya’yı işaret etti:

"Rusya'nın çoğunlukla muhalif güçleri hedef aldığını ve Halep içi ve civarında yoğun hava saldırıları düzenlediğini görüyoruz. Bu, ülkeden kaçan insanların sayısını ve ızdırabını artırdı. Önemli olan, müzakere edilmiş siyasi bir çözüm bulunması için gösterilen tüm çabaları desteklemektir. Rusya'nın bombardımanı, müzakere edilmiş siyasi çözümü baltalıyor."

Münih’te Perşembe günü yapılacak olan USDG toplantısı sırasında Brüksel de IŞİD karşıtı uluslararası koalisyonun savunma bakanlarının toplantısına ev sahipliği yapacak. NATO toplantısının bitişinin ardından koalisyon toplantısı yapılacak. Suudi Arabistan başta olmak üzere koalisyona dâhil olan Arap ülkelerinin savunma bakanlarının da katılımıyla, Suriye sahasında atılacak yeni adımlar konuşulacak.

Suudi Arabistan bir önceki hafta ABD öncülüğündeki koalisyonun talep etmesi halinde Suriye’ye kara birlikleri göndermeye hazır olduğunu duyurmuştu. ABD Savunma Bakanı Carter ‘haberleri memnuniyetle karşıladığını’ ve Brüksel’de konuyu görüşeceklerini söylemişti.

PYD gerilimi sonrası ilk görüşme

Münih’te ele alınacak tek konu Rusya’nın saldırıları değil. Türkiye ile ABD arasında da gittikçe artan ‘PYD gerilimi’ni Kerry ve Çavuşoğlu’nun görüşmesi bekleniyor.

Cenevre görüşmelerinde Rusya,  muhalefetin müzakere heyetinde yer alan bazı isimlere itiraz etmiş, kendisine yakın bulduğu Şam merkezli muhalif olduğu iddia edilen bazı isimleri heyete dahil etmek için çabalamış ve bir yandan da Türkiye’nin ‘terör örgütü’ kabul ettiği PYD temsilcilerinin davet edilmesi için baskı yapmıştı. Ardından, PYD’nin Moskova’da temsilciliği de açıldı.

PKK’nın Suriye kolu PYD’nin silahlı kanadı YPG’yi sadece Rusya desteklemiyor. ABD de IŞİD’le mücadelesinde adeta Suriye sahasındaki gücü olarak kullanıyor.

PYD temsilcilerine Cenevre için davet gitmedi ancak ABD Başkanı Obama’nın IŞİD’le mücadele özel temsilcisi McGurk aynı günlerde Suriye’nin kuzeyinde PYD kontrolündeki Kobani’ye giderek PYD temsilcileriyle görüştü. ABD, PYD’yi terör örgütü olarak görmediğini, bu konuda Türkiye’den farklı düşündüğünü daha önce de çeşitli kanallarla açıklamıştı. ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın İstanbul’a düzenlediği resmi ziyarette de bu konu gündemdeydi. Davutoğlu ve Erdoğan’ın Biden’la görüşmelerinde yaptığı uyarılar sonucunda bir uzlaşmaya varılamadı. Ancak McGurk’ün Kobani’ye gitmesi, PYD’ye verilen açık desteğin en büyük göstergesi oldu.

Bunun üzerine Erdoğan “Biz nasıl güveneceğiz? Ben miyim senin ortağın yoksa Kobani’deki teröristler mi?”diye sormuştu. Bu soruya yanıt veren ABD Dışişleri Sözcüsü Kirby, PKK ve PYD bağlantısı konusunda Türklerin kaygılarını anladıklarını ancak PYD’yi terör örgütü olarak görmediklerini söylemiş, desteğe devam edeceklerini belirtmişti. Ardından ABD’nin Ankara Büyükelçisi Bass Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak bu konudaki rahatsızlık aktarıldı.

Erdoğan son muhtarlar toplantısında da PYD'yi terör örgütü olarak görmediğini açıklayan ABD'ye, şu ana kadarki en sert ifadeyle tepki göstermiş, "Ey Amerika, ne PKK'yı, ne PYD'yi, ne YPG'yi bize tanıtabilirsiniz. DAİŞ'i de biz biliriz, PYD'yi de biz biliriz. Bunları tanıyamadığınız için bölge kan içinde. Bu nasıl ortaklık ya"demişti. Ancak McGurk, ABD’nin söylemini bu eleştirinin ardından da tekrarlayarak “Türkiye’yi PKK’ya karşı korumak istiyoruz. Fakat aynı zamanda, Kuzey Suriye bölgesindeki Kürtleri IŞİD’e karşı güçlendirmek istiyoruz" dedi.

Bu gerilimin ardından iki ülkenin dışişleri bakanları da ilk kez bir araya gelecek.

14 Kasım’dan bugüne…

Suriye için toplanan grup, son kez 14 Kasım’da Viyana’da bir araya gelmişti. O günden bu yana grubun içindeki bazı ülkeler arasında çeşitli sebeplerle gerilim arttı. İran-Suudi Arabistan gerilimi, Türkiye-Rusya ilişkilerindeki uçak krizi, Cenevre görüşmelerine de yansıdı.

24 Kasım’da Türk hava sahasını Suriye üzerinde ihlâl ettiği gerekçesiyle Türk jetlerinin Rus uçağını düşürmesinin ardından Çavuşoğlu ve Lavrov Belgrad’da bir kez görüştü. Çeşitli zirvelerde aynı salonda bulunan ancak ikili görüşme yapmayan bakanlar ilk kez daha küçük kapsamlı bir toplantıda bir araya gelecek.

Suudi Arabistan’ın Ocak ayının başında Şii din adamı El Nimr’i idam etmesinin ardından İran’da halk gösteri yürüyüşü düzenlemiş ve Suudi Arabistan’ın diplomatic temsilciliklerine saldırılar yapılmıştı. Bu sebeple iki ülke arasındaki diplomatic ilişkiler de alt düzeye indirildi. İran Dışişleri Bakanı Zarif ve Suudi Bakan Cubeyr de bazı zirvelerde bir arada bulunmuştu ancak ikili ilk kez dar kapsamlı bir buluşmada bir araya gelerek Suriye konusu için ortak bir çözüm bulmaya çalışacak.

Kaynak: Al Jazeera, Reuters, state.gov

Suriye Haberleri

Hamas yöneticisi Nassar: “Halkını katleden Esed direnişin timsali olamaz”
Suriye’ye dönüşlerin “gönüllü” olduğundan emin misiniz?
Suriyeli aileye sınır dışı kararı!
İşgalcilerin Şam'daki hava saldırısında 16 kişi katledildi
Rusya'nın gerçekleştirdiği Etarib pazar yeri katliamının 7'nci yılı