Cemaat Nasıl Bu Hale Geldi? “O Gün Gelene Kadar”

Ali Nur Kutlu, Gülen Cemaati'nin yaşadığı süreci değerlendirmiş.

HAKSÖZ-HABER

Son operasyonda Zaman Gazetesi önünde toplanan Cemaat mensuplarının eylem görüntülerini ele alan Kutlu, 40 yıldır gözlerinde yaş, ellerinde Risale-i Nur kitapları, kulaklarında Fethullah Gülen’in vaaz kasetleri karıncayı incitmeyeceğini düşündüğümüz bu insanların, şimdi sokakta eylem yaptığını, yol kesip, şiddet emareleri verdiğini belirtmiş. Yazıda, hiçbir zaman devlete ve otoriteye karşı gelmemiş, bırakın eylem yapmayı, laf bile söylememiş bir yapının devletin neredeyse bütün kademeleriyle kavgaya tutuşup adeta intihara kalkıştığı vurgulanmış.

***

Cemaat nasıl bu hale geldi? “O gün gelene kadar”

Ali Nur Kutlu/ Yeni Şafak

Başörtülü kadınlar, temiz traşlı insanlar, sakallı yaşlılar... Ellerinde dua kitapları, İngilizce/Türkçe pankartlar, slogan atmaya çalışanlar, öfkelenenler... Arabaları yumruklayanlar, polislerin üzerine yürüyenler, tehdit edenler, lanet okuyanlar, beddua edenler... Son operasyonda Zaman Gazetesi önünde toplanan Cemaat mensuplarının görüntüsü böyle yansıdı ekranlara.

Akıl alacak gibi değil, 40 yıldır gözlerinde yaş, ellerinde Risale-i Nur kitapları, kulaklarında Fethullah Gülen’in vaaz kasetleri karıncayı incitmeyeceğini düşündüğümüz bu insanlar, şimdi sokakta eylem yapıyor, yol kesiyor, şiddet emareleri veriyor. Tüm bunları kriminal istihbarat işlerle uğraşan polisler, onlara destek veren gazeteciler için yapıyor.

Otoriteye hiç itiraz etmemişlerdi

Hiçbir zaman devlete ve otoriteye karşı gelmemiş, bırakın eylem yapmayı, laf bile söylememiş, Hafazanallah devlet büyüklerinin aleyhinde konuşmamış bir topluluk, devletin neredeyse bütün kademeleriyle kavgaya tutuşup adeta intihara kalkıştı. Orduyla, polisle, yargıyla ve son olarak hükümetle, yani devleti oluşturan tüm kurumlarla bir şekilde çarpıştı.

Her şey gözümüzün önünde oldu detaya gerek yok.

Soru şu, nasıl oldu, nasıl bu hale geldiler? Bunca yıl uysal ve muhlis şakirt rolü mü yaptılar? Sonradan mı bu ruh haline büründüler? İçlerinde bir şiddet ve öfke mi birikti de şimdi açığa mı çıktı?

Yıllar önce, bir vaazdaki ipucu

Yıllar önce merak ettiğimden Fethullah Gülen’in bir sohbetine gitmiştim. Hoca kendisinin, şakirtlerinin çektiği sıkıntıları anlatıyordu. Cemaatinin ne kadar ezildiğini, horlandığını, itildiğini anlatıp ağlıyordu. En arkadaydım. Müritleri önümde Gülen’i dinliyor, onunla birlikte ağlıyor, hıçkırıklara boğuluyordu. Gülen’in tüm dinleyenleri büyülercesine etkisi altına aldığını ve duygularını derinden etkilediğini ilk o gün görüyordum.

Şimdi çok anlamlı bulduğum bir cümle sarf etti konuşmasının sonuna doğru: “... ama tüm bunlara sabredeceğiz, tüm bu zulümleri sineye çekeceğiz ta ki o gün gelene kadar”.

Bundan neredeyse 20 yıl önce izlediğim bu konuşmadan aklımda kalan bu cümle, belki de cevabını aradığım soruya ışık tutabilir. Gerçekten de Cemaat üyeleri bulundukları her ortamda ne kadar sıkıntı çekerlerse çeksinler hiç kavga çıkartmazlardı. Hakarete uğrasa, dışlansa, itilse bunları sineye çeker yine hizmet içinde görevine devam ederdi.

Gizlenen ruh dünyası

O zaman biz bu davranışı çoğu kez ürkekliğe yorar, bir de tarikat ehli kişilerin “bir yanağına tokat yersen, ötekini dön” düsturuna uyduklarını düşünürdük. Gülen Cemaati, hiçbir İslami tarikata benzemediğinden, uysallığı temsil eden bu ilkeye de aslında uymadıklarını fark edemedik. Cemaat üyeleri yanaklarına tokat yediklerinde öteki tarafı da döndü ama bunun intikamını da “o gün geldiğinde” alacağını bir kenara not etti anlaşılan.

Gülen’in gençliğinden bu yana çok sıkıntılı bir hayatı olduğunu, evlenmeden tüm yaşamını Cemaatine ve muazzam Hizmet hareketine adadığını biliyor herkes. Yaşamı boyunca çektiği tüm çilelerin, sıkıntıların, dışlanmışlığın acısını ruhunun derinliklerinde biriktirdiği anlaşılıyor. Bazı sohbetlerinde ortaya çıkan, eski müritlerinin anlattıklarıyla örtüşen, şiddet eğilimli davranışlarının bu ruh halinin bir sonucu olsa gerek. Gülen’in ruh halinin tüm şakirtlerin genlerine kadar işlediğine, birebir aynısı olduğuna eminim.

O gün Ergenekon günü mü?

Anlaşılan o ki, Gülen, müritlerine tavsiye ettiği gibi kendisi de her şeyi sineye çekmiş, ta ki “o güne gelene kadar”. O güne, yani artık savunmanın bittiği ve taarruza geçildiği güne kuşkusuz Gülen karar verdi.

“O gün”, 2007 Ergenekon’a karşı savaşın açıldığı gün mü acaba? Çünkü o tarihten sonra Cemaat içinde biriktirdiği her şeyi dışarı boşalttı ve bu hale geldi.

Gün tespiti farklı olsa da, beklenen bir günün olduğu, o güne kadar her şeyin sineye çekilerek biriktirildiği, sonra o uysal şakirtlerin içinden adeta bir kurt adam çıktığı aşikar.

 

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!