Cemaat Medyası Hakkında Suç Duyurusu

İzmit'te insan hakları savunucuları Cemaat medyası hakkında suç duyurusunda bulunup paralel yapı hakkında bir protesto eylemi düzenlediler.

HAKSÖZ-HABER

İnsan Hakları Savunucuları Derneği emniyet içindeki “paralel yapı” iddiasıyla ilgili olarak başlatılan operasyon hakkında yayınlarıyla yargıyı etkilemeye çalıştıklarını belirttikleri medya kuruluşları hakkında suç duyusunda bulundu.

Basın açıklamasını yapan derneğin genel başkanı Ali Akbaş, “darbeyle halkın seçtiklerini devirmeye kalkmak, bu vatanı İsrail ve Amerikanın güdümüne sokmak en büyük insan hakları irtihaldir. Bunu suç gördüğümüzden bu suç duyurusunu yaptık” dedi.

Kocaeli Adliyesine gelerek ayrı ayrı dilekçelerle Samanyolu TV,  Bugün TV, Zaman Gazetesi ve Bugün gazetesi hakkında suç duyurusunda bulunan Ali Akbaş konuyla ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı.

(Açıklamanın tam metni aşağıdadır.)

HARAM DA YEDİNİZ, CIA-MOSSAD'LA İŞ BİRLİĞİ DE YAPTINIZ!

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformunun 485. hafta basın açıklamasının konusu, halkın seçtiklerine 17 Aralık’ta, İHH TIR'larına 25 Aralık’ta darbe yapmaya kalkan devlet içindeki paralel çeteyle ilgiliydi. Basın açıklamasını, İnsan Hakları Savunucuları Derneği adına Ali Akbaş yaptı. Katılımcılar “haram lokma yediniz, İsrail, Amerika ile iş birliği yaptınız, Darbe yapmaya kalktınız, İHH'ya iftira attınız” yazılı pankartlar açtılar.

Mizansen olarak da eli kelepçeli bir gösterici elinde, “haram lokma yemedim, sadece CIA ve MOSSAD'la iş birliği yaptım” yazılı döviz taşıdı.

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:

485. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI / 01.08.2014

Değerli halkımız ve basın mensupları 10.yıl, 485.hafta basın açıklamamıza hoş geldiniz. Bu gün yapacağımız basın açıklamasının, halkın güvenliğini sağlamak için fedakârca görev yapan emniyet görevlileriyle hiçbir ilgisi olmayıp, emniyetin içine belli bir amaçla sızmış, kişiler ve yapıyla ilgilidir. Görevini yapan, halk için çalışan emniyet görevlilerini bu suçlamalardan tenzih ederiz.

 Bu hafta, 22 Temmuz’da, içlerinde Hakan Fidan’ın tutuklanmasından, 17 ve 25 Aralık darbelerini yapmaya, kanunsuz dinlemelere kadar bir çok suça karıştığı iddia edilen 115 kişinin gözaltına  alınması ve sonrasında yaşananlarla ilgili basın açıklaması yapacağız. İnsan Hakları Derneği olarak bu operasyonu yakından izliyoruz. Çünkü 17 ve 25 Aralıkta, “hırsızlık ve yolsuzluğa operasyon yapıyoruz” maskesi altında, halkın seçimine karşı bir darbe girişimi vardır. Bunu en büyük insan hakları ihlallerinden biri olarak görüyoruz. Tam darbe dönemi kapandı derken, bir sabah bu Pensilvanya ve İsrail güdümlü çetenin darbesi ile karşı karşıya kaldık.

Geçtiğimiz hafta içinde gözaltılar ve sorgulardan sonra bu yapının nasıl paniğe kapıldığını ve Çağlayan adliyesi önüne karargah kurup sürekli naklen yayın yaptığını hep beraber gördük. 1 hafta boyunca yargının görevini yapmasına engel oldular, görevliler üzerinde psikolojik baskı kurmaya katlılar. Bunun sebebi neydi?, elbette paniklemeleriydi. Niçin bu kadar panikliyorsunuz ki?, 17 Aralıkta göz altına alınanlar için siz demiyor muydunuz?, “ yargı önüne çıksınlar madem masumsalar, aklansınlar !, ne var bunda?” diye. Fakat işin içindeki iş çok daha başkaydı. Çünkü gözaltına alınan isimlerden bazıları, operasyonu yargıdan kimlerle birlikte yaptıklarını, nereden gelen talimatlarla yaptıklarını itiraf etmişlerdi. Bu veriler ışığında yapılacak operasyonla devletin içine sızmış bu Pensilvanya güdümlü İsrail çetesi mensupları toplanacaktı. İşte bu onları çok panikletti.

 Bu Pensilvanya’lı İsrail darbe çetesi her şeyi çok kolay zannetmişti.  Halkın seçtiklerini emniyet gücü ile görevden uzaklaştıracak yerine İsrail ve Amerika'nın güdümünde olan birilerini getirip, Mısır benzeri Amerikancı bir yönetim kurup  görevlerini tamamlayacaklardı. Ey Pensilvanya ve İsrail güdümlü dünyanın en büyük çetesi, İsrail ve Amerikanın köpekleri ayağınız denk alın !, akıllı olun !. Halkın seçtiklerine bir dokunsaydınız !, siz sanıyor muydunuz ki bu ülkede elinizi kolunuzu sallaya sallaya rahat rahat dolaşacaktınız. Bu halk sizi boğardı boğar. Sizi halkın elinden ne İsrail kurtarırdı ne de Amerika, soluğu ya Telaviv’de alırdınız, ya da Pensilvanya’da.

 Birde utanmadan Çağlayan adliyesi önünde kuran şov, bitmemiş 5 cüz şov yapıyorsunuz. Siz kuran değil Tevrat okuyun Tevrat !. O kuranda demiyor mu ki, “Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin, her kim ki onları dost edinirse, o da onlardandır”. Maide Süresi 51. Sen Amerika’nın kucağında, Pensilvanaya’da oturacaksın, diyalog adı altında ümmet düşmanlarıyla iş birliği yapacaksın, sonra İsraillin emri ile İHH yı terörist göstermek için İHH tır’larını durduracak, ardından dünyaya,    İHH Tır’larında silah bulundu yalanını yayacaksın. Ondan sonrada adliye önünde kuran, namaz, oruç şov yapacaksın. Siz bu sahtekârlıklarla kimi kandırıyorsunuz?. Senelerce bu ülkede masum Müslümanları, kendi Amerikancı İslam hareketine muhalif gördüğünüz Müslümanları, Selam örgütü diye, El Kaide diye, Hizbu tahirir, Hüda Par diye topladınız. Diyaloga karşı çıkıyor diye Cübbeli Ahmet hocaya zina, çete iftirası atıp, hapislerde süründürdünüz. Gün geldi devran döndü ahını aldığınız mazlumların ahı sizi buldu.

 Şimdi utanmadan halkın dini duygularını İsrail için sömürmeye kalkıyor, riyakarca kuran, oruç ve namaz şovlar yapıyorsunuz. Neymiş mescide namaz kılmamışlar da nezarette kılmışlar. Namaz illa mescide kılınacak diye bir kural mı var?. Siz senelerce çalıştığınız  resmi kurumların mescitlerinde namaz kılıyor muydunuz?. Korkak olduğunuz için, pısırık olduğunuz için namaz kıldığınız bilemesin istiyordunuz. Namazları mescitte değil kapalı yerlerde gizli gizli kalıyordunuz. Şimdi mi kameralar eşliğinde namaz kılacağınız tuttu ?. Allaha ibadet aracı olan namazı, İsrail için şov amacıyla kullanıyorsunuz. Bayram namazını kaldıysanız neden riya yapıyorsunuz, namazı şov için mi kıldınız?, yoksa Allah için mi?. Yandaşlarınıza moral vermek için, bir de bu işin içine peygamberi dahi karıştırıp, “peygamber bizi  çağlayan Adliyesinde ziyaret geldi” yalanını söylüyorsunuz. Lütfen acilen bir göz doktoruna gidin, sizi Çağlayan Adliyesinde ziyaret gelse gelse, İsrail için çalıştığınızdan, İHH tır’larını durdurduğunuzdan  Ariel Şaron’un ruhu gelir. Peygamber sas.ın İsrail işbirlikçileri ile işi olmaz.

 Çağlayan adliyesi önünde gösteri yapıyorsunuz. Biz sizleri başörtü yasağına karşı eylemlerde hiç görmemiştik, o zaman nerelerdeydiniz?. İsrail karşıtı eylemlerde de hiç biriniz yoktunuz. Irak’ı Amerika işgal ettiğinde,  Amerikayı protesto eylemlerinde de yoktunuz, o zamanlar nerelerdeydiniz?. Demek ki meydanlara çıkıp gösteri yapabiliyor, pankart tutabiliyor muşsunuz. Hocanız demedi mi size, “ sakın ha o eylemlere katılmayın, resmi görevliler sizi deşifre etmeye çalışıyor kayda alıyor” diye. Senelerce Allahtan korkar gibi,  insanlardan korktunuz ve İslami, Allah rızası için olan hiçbir eyleme katılmadınız. Bakın bu gün Allah sizi İsrail ve Amerika için nasıl meydanlara döktü. Allah için bağırmayanlar, İsrail için operasyon yapanları koruma adına Çağlayan Adliyesinin önünde bağırıyor.

 Birisi kalmakmış “haram lokma yemedim” diye şov yapıyor. Biz halk olarak size vergilerimizle görevlerinizi yapmanız için maaş verdik. Siz ne yaptınız ?, ; MOSSAD ve CİA ile paylaşmak üzere kanunsuz dinleme yaptınız !, İsrail’in emri ile İHH’nın tır’larını durdurdunuz !, halkın seçtiği insanlara darbe yapmaya kalktınız !, Hakan Fidanı tutuklamaya kalktınız !. Biz sizlere bu ihanetleri yapmanız için mi maaş verdik?. Maaşının kaç katı kirası olan villada oturanlar, yandaşlara taltif adıyla aktarılan trilyonları cebine atanlar, emniyet teşkilatına girdiğinde hiç malı yokken, arsa ve daire zengini olarak emekli olanlar !, bu şovlarla kimi kandırdığınız sanıyorsunuz?. Halk olarak senin maaşını vergimle ben vermedim mi, ey Pensilvanya, İsrail uşakları ?, halk olarak size vergilerimizle verdiğimiz paralar haram olsun, haram olsun, haram olsun. Maaşı bizden emirleri İsrail ve Amerika'dan alıyorsunuz, onun için

Size verdiğimiz maaşları haram ediyoruz, o maşları çoluk çocuğunuza yediriyorsanız, çocuklarınızın boğazından haram lokma geçiyor bunu iyi bilin. Bu sözlerle siz kendi yandaşlarınızdan başka kimseyi kandıramıyorsunuz,  bunu iyi bilin.

 Bülent Arınçın’da “özür dilesinler affedelim” sözünü de kınıyoruz. Bülent Arınç  kendine karşı işlenmiş bir suç varsa ancak onu affedebilir. Halk olarak biz kimseyi affetmiyoruz. Sorumlular yargı önünde hesap versinler ve TCK nın gereği neyse o yapılsın. Sen benim seçtiğimi darbeyle indirmeye kalkacaksın, ümmetin göz bebeği İHH gibi bir yardım kuruluşuna terörist iftirasını atacaksın, sonra biz bu hainleri affedeceğiz. Hayır hainlere af yok. Operasyonlar genişletilsin, yargı ve medya  içinde birlikte iş yaptıklarına da operasyon yapılsın. Bu İsrail Amerika Pensilvanya güdümlülere haklarımızı ne dünyada ne ahirette de helal etmiyoruz. Devletin mahkemeleri hesap sorabilirse hesap sorsun?, fakat kanıt yoktu, ispatlanamadı gibi sebeplere beraat ederlerse şüphesiz ki Allah her şeyi görüyor. İHH tır’ları boşuna durdurulmadı, İHH gönüllülerine boşuna El kaide diye iftira atılmadı, Selam Tevhid Kudüs ordusu adı altında hiçbir suç eylemine katılmamış Müslümanlar boşuna hapse konulmadı. Allah bunları biliyor, masum suçsuz insanlara ne çektirdiklerinizi biliyor, bu dünyada devlet sizden hesap sormaazsa yarın Allahın mahkemesinde biz sizlerin yakanıza biz yapışacağız ve bu ümmeti, vatanı İsrail’e, Amerika’ya satmanın hesabını soracağız. Basın açıklamasına katıldığınız için teşekkür ediyoruz.

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ ADINA

ZAHİT MOLLARECEP

 

****

SUÇ DUYURUSUYLA İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:

SAMAYOLU, BUGÜN TV, ZAMAN VE BUGÜN GAZETESİ İLE İLGİLİ SUÇDUYURSUNUN BASIN AÇIKLAMASI 01.08.2014 KOCAELİ

 Değerli halkımız ve basın mensupları, birazdan Samanyolu TV,  Bugün TV, Zaman Gazetesi ve Bugün gazetesi hakkında TCK’nın 288’de tanımlanan, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan  Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacağız. 22 Temmuz’da, içlerinde Hakan Fidan’ın tutuklanmasından, 17 ve 25 Aralık darbelerini yapmaya, kanunsuz dinlemelere kadar bir çok suça karıştığı iddia edilen 115 kişinin gözaltına  alınmasından  sonra  yaşanan adli süreçte, Çağlayan Adliyesi önüne adeta karargah kurup 24 saat naklen yayın yapan medya kuruluşlarının suç işlediği kanaatindeyiz. Halkın özgür iradesi ile seçtiği insanları askeri veya yargı darbeleri ile devirmeye kalmak bir insan hakları suçudur.

 Bu süreçte 76 milyon olarak, Pensilvanya ile bağlantı içinde olan bir takım medya kuruluşlarının Çağlayan  Adliyesinde yürütülen gözaltı ve sorgu işlemleri sırasında, güvenlik kuvvetleri ve yargı mensupları üstünde nasıl psikolojik baskı ortamı kurmaya çalıştığını hep beraber gördük. Ortada kanunsuz dinlemeden, İHH tır’larına İsrail'in emri ile operasyon yapmaya, evrakta sahteciliğe, darbeciliğe  kadar çeşitli iddialar varsa, elbetteki  yargı iddiaları değerlendirecek ve TCK daki  karşılığı neyse gereğini yapacak. Yargı süreci sonunda iddiaların delillerin ışığında doğru olup olmadığı ortaya çıkacak.

 Fakat bu zaman zarfında, Samanyolu TV’den, Bugün TV’ye, Zaman gazetesinden, Bugün gazetesine ve internet sitelerine  uzanan bir medya grubunun sürekli olarak delillerin yetersizlik  iddiasından,  hakimlerin  hukuksuzluk yaptığı iddialarına kadar çeşitli yayınlarla !, görülmekte olan bir davada yargıyı, görevlileri  psikolojik baskı altında bırakmaya çalışarak bu suçu işlediklerini gördük. Sürekli yayınlarında, gözaltına alınmaların kanunsuz olduğu vurgulandı, davayı yürüten hakimler, görevli polisler hakkında hakkında aşağılayıcı ifadeler kullanıldı. Bu kanunen suçtur, bununla ilgili olarak Kocaeli Cumhuriyet savcılığına suç duyurularımızı vereceğiz.

 Bu medya grubu değimliydi ki ?, 17 ve 25 Aralık operasyonlarından sonra göz altına alınanlar için,  “yargılansınlar, madem masumsalar yargı önünde aklansınlar, neden tepki veriyorsunuz?” diyen. Şimdide biz bunun aynısını kendilerine söylüyoruz, suçlamaların olduğu emniyet görevlilerini daha yargı aşaması başlamadan, suç teşkil edecek şekilde yayınlarla neden aklamaya çalışıyorsunuz ?. Siz yargı değilsiniz, sizin göreviniz habercilik yapmak. Görünen o ki fahri olarak yargıçlığa da soyunmuşsunuz. Suç işlediği iddia edilen gçrevlileri aklamış ve bunları gözaltına alan, cezaevine yollayan görevliler hakkında suç teşkil edecek şekilde yayınlar yapıyorsunuz. Bunu yapmaya hakkınız yok.

 Yargı deliller ışığında kararını verecek ve bu kişiler masumsa beraat edeceklerdir. Bu paniğiniz neden kaynaklanıyor?, yoksa sorguya çekilenlerin verdiği bilgiler ışığında paralel yapının deşifre olmasından ve dış mihraklarla bağlantılarının ortaya çıkmasından mı korkuyorsunuz?.

 8 Günlük süre içinde sürekli namaz, oruç, kuran hatmi şovlarla duygu sömürüsü yapıp  ve halkı haksız bir şekilde etkilediniz. Eğer ortada bir suç varsa bunun görüleceği yer bu ülkenin mahkemeleridir, sizin yayın organlarınızın stüdyoları veya haber merkezleri değil. Halkı etkileyerek, yargı  üzerinde psikolojik baskı  kurarak görülmekte olan davarlı saptırtmaya çalışan kişi ve kuruluşlar hakkında İnsan Hakları Derneği olarak takipçi olacağız.

 Bu operasyonları başlatan, halkın seçtiği insanlara darbe yapmaya kalkan darbeciler için hukuki süreci geçte olsa başlatan görevlilere teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu operasyonlar burada kalmamalı ve yargı ayağı, medya ayağı ve sivil ayakları da araştırılmalıdır. Bunlarla ilgili operasyonlar bir an evvel başlatılmalı, emniyet ve yargı içine sızmış uzantıları en kısa zamanda temizlenmelidir. Yetkililer korkmasın, birkaç medya organın, gazetenin 24 saat kesintisiz yayın yapmasına bakmasın, bunların hiçbir halkın umurunda değil.

 Kendileri söyleyip kendileri dinliyorlar, 24 saat kesintisiz yayın yapıp Çağlayan Adliyesi önüne on binlerce kişi toplamaya çalıştılar, adliye önünde binlerce kişi var dediler fakat kameralar adliye önünü gösterdiğinde 500 kişiyi toplayamadıklarını gördük. Bunların dış güdümden başka güçleri ve halktan destekleri yoktur. Halka  rağmen yönetimi, Mısır'da olduğu gibi İsrail ve Amerika’nın güdümüne sokmaya güçleri yetmeyecektir, buna teşebbüs edenler halk olarak karşısında bizi bulacaktır.

 Bu İsrail ve Amerika güdümlülere karşı yapılacak operasyonların sonuna kadar arkasındayız. Bu döneminde faydalanan, sağladığı imkanlarından yaralanan fakat bu tür olaylar karşında da en ufak tepki vermeyen STK ve kuruluşları da kınıyoruz. Bu dönemin rahatlığından faydalanıp küp doldurmakla meşgul olup hiç bir tepki vermeyenleri kınıyoruz. Bu halkın 80 sene sonra kazandığı iktidarın istikrarı, bir kişiye ve az sayıda insana bırakılmaz. Herkes yatmayı bırakmalı ve görevini yapmalıdır. Basın açıklamasına katıldığınız için teşekkür ediyoruz.

 ALİ AKBAŞ

İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI DERNEĞİ GENEL BAŞKANI

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi