Çek bir Yargıtay üyeliği Acılı; pardon acil olsun!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Hadi bakalım Yargıtay 1. Başkanlar Kurulu, ne yapacak görelim.. Büyük ihtimalle, çok kısa sürede toplanacaklar..

Adli tatil falan dinlemeyecekler.. Gerekli prosedürü başlatacaklar..
Konu mühim çünkü..
Neymiş konu?
Ergenekon davasına bakan mahkemelerin hakimleri/savcılarının görev yerleri, HSYK toplantısında değiştirilmek istenmiş. Bunun üzerine de Adalet Bakanı, “Önerdiğiniz konu, onlarca hakimin görev yaptığı yerin değişmesini gerektirecek kadar kapsamlı. Bunu bir inceleyelim.” demiş ve öneriyi alıp, toplantıdan çıkmış.
Ne olmuş, toplantıdan çıkmış ise?
Hakimlerin görev yerlerini değiştirmek isteyenlere göre, “suç işlemiş” bakan bey!
Hayır, öyle üstü kapalı falan değil.
Açık açık bunu iddia ediyor, HSYK Başkanvekili Kadir Özbek bey!
Hani eski Adalet Bakanı, CHP’li Seyfi Dede ile sık sık görüşen, hakimlerin başka yerlere atanması konusunda görüşmeler yapan, sonra da tüm bunlar normal işlerdenmiş gibi, rahat bir tavırla “Tike Restaurant’ta hakim ataması görüşmesi yaptığı”nı itiraf eden HSYK Başkanvekili Kadir bey var ya..
“Ben aleviyim. Fakat mezhebimi işime hiç karıştırmadım” diyen..
Ama alevi dedesi CHP’li avukat aracılığında, hakimlerin sözümona sorunlarını, HSYK binasında değil de, ne hikmetse bir lokantada dinleyen Kadir bey!
İşte o Kadir bey şöyle diyor: “Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 2010 Yılı Hakim ve Savcı Atama Yaz Kararnamesi’nin görüşüldüğü sırada Kurul toplantısını terk ettiği için hakkında Anayasal bir Kurulun çalışmalarını engellediği gerekçesiyle, Yargıtay 1. Başkanlar Kurulu’na suç duyurusunda bulunulmuştur.”
Şimdi Yargıtay 1. Başkanlar Kurulu ne yapacak?
Milletvekili/bakan dokunulmazlığı olan bir siyasiyi yargılama sürecine yeşil ışık mı yakacak?
Yoksa, “Hoop dedik HSYK’cılar.. Sizin özel restoranlarda avukatlarla yediğiniz yemekler.. Görüştüğünüz politikacılar.. Görev başındaki hakimlerle kurum dışında yaptığınız özel sohbetler.. Bunlara yargısal işlem başlatamıyoruz da, bakana mı başlatacağız” deyip, suç duyurusunu iade mi edecek?
Biz yaşanacakları bekleyeduralım, HSYKBaşkanvekili Kadir Özbek, dün bir televizyon kanalında, hiçbir anormallik yokmuş gibi şu cümleleri sarfediyordu: “Seyfi Oktay’ı çalıştığım dönemde Adalet Bakanı olduğu için tanırım, uzun süreden beri de görüşemiyordum. İki hakim arkadaşımız, Oktay ve ben yemek yedik. Gelen arkadaşlarımız İstanbul 10 ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi başkanları. Kendileri birtakım sıkıntılıları olduğunu söylediler. Adeta ‘Bizi buradan kurtar, çalışacak durum kalmadı’ dediler.”
Şimdi soralım HSYK Başkanvekili’ne..
İki hakimin, böyle bir talebi varsa, bunu dilekçe ile Adalet Bakanlığı’na mı yapması lazım?
Yoksa, eski Adalet Bakanı Seyfi Dede’ye mi müracaat etmesi lazım?
Bunun devamında şu soru da önemli: “Hakimler işin hukuki prosedürünü bilmiyorlar ve 15 sene öncesinin Adalet Bakanı’na gidiyorlarsa, HSYK Başkanvekili’nin bu yanlışı sürdürmesi ve o hakimlerle görüşmesi mi gerekir, yoksa görüşmemesi mi?”
Görüyor musunuz? Rezalet bir-iki derken, tek bir olaydaki rezalet sayısı, anlatmakla bitmiyor..
Haydi diyelim ki, hakimlerin talebini, yasal prosedür yerine getirilmeden, şifahen bir dinlemek istediniz.
İyi de bunun için, HSYK binası ne güne duruyor?
Niye HSYK binasında değil de, Tike Restaurant’ta görüşüyorsunuz?
Ve en önemlisi.. Kemal beyden tutun Devlet beye kadar herkes, Dolmabahçe zirvesinde görüşülenleri merak ediyor ya..
Ben de Kadir baba ile Seyfi dede ve iki misafir hakim arasındaki görüşmeyi merak ediyorum..
Buyrun açıklayın..
Ne konuştunuz beyler?
Yok öyle, “Bina sorunu, oda sorunu” falan hikayeleri..
Resmen, mahkeme kararları ile ilgili görüştünüz.
Değil mi beyler?
Bu arada CHP Genel Başkanı Kemal beye de bir hatırlatma yapalım: “Siz hiç merak etmiyor musunuz? İki hakim, eski Adalet Bakanı ve HSYK Başkanvekili, Tike Restaurant’ta ne konuştular?”
“Yazının başlığındaki ifade nerden çıktı, başlık ile yazı uyumsuz” diye acele etmeyin..
Ergenekon davasında, sanıklara tahliye kararı verilmesi yönünde oy kullanarak, diğer iki üyeye muhalif kalan Köksal Şengün de Kadir baba’yı ziyaret etmiş.. Onu da şöyle anlatıyor Kadir baba: “Köksal Şengün’ün benimle görüşmek istediğini de Seyfi bey iletti. Köksal bey de geldi, Yargıtay üyeliği istedi..”
Ne diyelim şimdi?
Yargıtay üyeliği böyle isteniyor, böyle seçim yapılıyor ise, “Garsoooon.. Çek bir Yargıtay üyeliği! Acılı; pardon acil olsun!”

VAKİT