Mehmed Göktaş / Doğruhaber
Ey ahali, cehennemi duymayan var mı?
Ben cehennemin adını duymayan ve nasıl bir şey olduğuna dair az çok bilgi sahibi olmayan hiçbir kimsenin bulunmadığına inanıyorum.
Önce kendi küçük çevrenizi, sonra daha büyük bir çevreyi gözünüzün önüne getirerek söyleyin; sizce cehennemi duymayan bir kişi var mıdır? “Cehennem de neymiş, o da nerden çıktı?” diyen birisine rastladınız mı? Olsa olsa “duydum ama ben inanmıyorum” diyenlere rastlayabilirsiniz.
Ben cehennem dedim siz buna cenneti de ekleyin, tabii ki yeniden dirilişi de.
Nasıl bir yer olduğu hakkında belki biraz farklı düşünüyor olabilirler ama cehennemin bir cezalandırma yeri olduğu konusunda insanlığın hiçbir ihtilafı söz konusu değildir.
Diyeceksiniz ki; sorumlu olmak için duymak yeterli midir? Ben de diyorum ki, inananlar sadece duyduklarına dayanarak inanmıyorlar mı, kimmiş görerek iman eden?
Zaten iman ğayba değil midir? İnananlar için “Onlar ğayba iman ederler”(2/3) buyurulmuyor mu?
Hem unutmayalım ki görülen bir şey imanın konusu olmaktan çıkar.
Aslında buradan başka bir konuya geçmek istiyorum.
Kasım ayı boyunca yaptığım bir dizi sohbette;
“Hz. Muhammed’in (s.a.v) niçin son peygamberdir, ondan sonra niçin başka bir peygamber gelmeyecek?” sorularına Kur’an’ın, hatta İslam’ın kıyamete kadar korunacağının yanı sıra bir de “Müslümanların kıyamet gününe kadar Şahid Ümmet olduğunu, bütün bir insanlık üzerinde şahid kılındığını görüyoruz. (Bknz; 2/143, 4/135, 5/8)
Şimdi bir de Kur’an-ı Kerim’deki şu cehennem sahnelerini hatırlamaya çalışın; hani birçok surede haber verildiği üzere mücrimler cehenneme atılırlarken görevli melekler:
“Size uyarıcılar gelmemiş miydi, size Allah’ın ayetlerini okuyan, böyle bir günle karşılaşacağınızı, böyle bir cehennemin olduğunu haber veren resuller gelmemiş miydi?” diyorlar ya?
Peki, şu peygambersiz asırlarda yaşayıp da cehenneme girecek olanlara görevli melekler ne diye seslenecekler;
“Size bir gün mutlaka dirileceğinizi, mahşerin ve hesabın varlığını, böyle bir günün mutlaka gelip çatacağını ve şu cehennemi haber veren birileri yok muydu, yani Şahid Ümmet yok muydu?” denilecek.
Yanlış mı düşünüyorum?