Cehaletin Bu Kadarı Ancak “Milliyet Gazeteciliği” İle Mümkün!

Milliyet internet sitesinin bugün manşetten verdiği haber neyin göstergesi sayılmalı? Medyanın sansasyon merakının mı, zırcahil oluşunun mu?

HAKSÖZ-HABER

Milliyet gazetesi Güngören’de faaliyet gösteren Hisader adlı derneğin logosu üzerinden komik bir senaryo üretmiş. Muhtemelen gazeteci camda gördüğü fotoğrafın büyük bir gazetecilik olayı olacağı varsayımıyla fotoğraf üzerinden tam tekmil bir senaryo kaleme almış.

İşin içine aileler katılmış, isimleri açıklanmayan, dolayısıyla gerçekten var olup olmadıkları şüpheli olduğu gibi, söz konusu dernekle ilişkisi, irtibatı bütünüyle meçhul ailelerin bu derneğin faaliyetlerinden muzdarip olduğu havası oluşturulmuş.

Ve tüm bu senaryo sadece logo üzerine kurulmuş. Resulullah’n (s) mührü olarak kabul edilen ve İslam dünyasında iyi bilinen bir simgeyi IŞİD örgütüne has bir alamet olarak tanımlayarak Irak’ta yaşanan gelişmelerle irtibatlandırmak çok basit bir mantığın ürünü. Bu basitliği, daha doğrusu sefaleti Türkiyeli bu tarz medya organları sıkça yapıyorlar. Bir fotoğraf üzerinden bu kadar yalan söylemek Türkiyeli medya organlarının acınılası halini gösteriyor olsa gerek! 

İşte Sorel Dağıstanlı imzalı cahillik kokan Habertürk ve Milliyet haberinin tamamı:

GÜNGÖREN'DE IŞİD BAYRAĞI

İstanbul, Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) militan gönderen kentlerin başında geliyor. Özellikle düşük gelirli ailelerin yaşadıkları semtlerden Irak ve Suriye'ye giden gençler, burada IŞİD'e katılıyor. Güngören de IŞİD'in izlerine rastlanan ilçelerden biri.

Yine Güngören'de bir tabelacı dükkanının girişinde de IŞİD sembolü dikkat çekiyor. Çevre sakinleri, dükkana geçen haftalarda bir kadının gelerek taş attığını ve ''Çocuğumu verin'' diye bağırdığını iddia ettiler. Konuyla ilgili bilgi almak istediğimiz dükkan sahipleri, yetkilinin bulunmadığını söylemekle yetindi. IŞİD bayrağında üst tarafta Arapça "La ilahe illallah" yazısı, altında ise Hz. Muhammed'in mührü yer alıyor.

"ÖNCE UYUŞTURUCUYA ALIŞTIRIYORLAR, SONRA 'SİZİ KURTARACAĞIZ' DEYİP SAFLARINA KATIYORLAR"

IŞİD'e katılan 2 Türk'ün babası, HABERTÜRK'e konuştu. Ailelerin anlattığına göre; IŞİD'in seçtiği gençlerin ortak yanları var. Genellikle gelir düzeyi düşük, 18-25 yaş arası, ailesiyle sorunları olan gençler hedef alınıyor. Örgütün merkezleri daha çok muhafazakar semtlerde kuruluyor. Güngören, Bağcılar ve Fatih bu ilçelerin başında geliyor. İsimlerini vermekten ve fotoğraf çektirmekten kaçınan 2 babadan birinin oğlu 7 aydır Suriye'de, diğeri ise birkaç ay kaldıktan sonra kaçıp geri dönmüş.

'YALVARDIM DÖNMEDİ'

İstanbul'da yaşayan baba, 21 yaşındaki oğlunun 7 aydır Suriye'de IŞİD saflarında olduğunu söyledi. Oğlunun, annesini kaybettikten sonra asileştiğini söyleyen baba, oğlunun örgüte katılım sürecini şöyle anlattı: "Oğlum eskiden yaşam tarzını İslami kurallara göre belirlemiyordu. Uyuşturucu kullandığını öğrendim. Bir grup gençle bir araya geliyordu. Sonra kendini namaza verdi. Sonra bizi kafir olmakla suçladı. Camide namaz kılmayacağını söylüyordu. Bir hafta sonu ayrıldı ve dönmedi. Oraya gittiğini arkadaşlarından öğrendim. 15 kişi gitmişler. Dönmesi için yalvardım ama 'Dönemem, bir cihat için buradayız' dedi. Oğlumdan sonra psikolojim bozuldu. Aklım hep onda."

'SONRA BİR GÜN DÖNDÜ'

Yine İstanbul'da yaşayan bir başka baba ise IŞİD'e katılan oğlunun geri dönmesinin mutluluğunu yaşıyor. Geri kalanlara ise üzülüyor. Oğlunun Suriye'ye gittiğinde henüz 19 yaşında olduğunu söyleyen baba, şunları anlatıyor: "Maddi durumumuz iyi değil. Oğlum kardeşleriyle çalışıyordu. Bir grup arkadaşları vardı. Bir gün namaz kılmaya başlamış, sonra da sakal bırakıp şalvar giymeye... Sorunca 'Muhammed'i yaşamak istiyorum' dedi. Sonra fark ettik ki, camiye değil apartman altlarındaki mescitlere gidiyor. Sonra ortadan kayboldu. Suriye'ye gittiğini öğrendik. Oraya gidince fikirleri değişmiş, dönmek istemiş. 'Ben insan öldürmek için gelmedim, yapamam' diyordu. Sonra bir gün döndü. Oraya gittikten sonra eğitimden geçiyorlar, sonra yemin ettiriyorlar. Oğlum yemin öncesinde biraz da kaçarak geldi." Örgütün bir grubunun önce çocuklara uyuşturucu verdiğini, diğer grubun da "Uyuşturucu kötü, bize gelin" diyerek onları kandırdığını söyleyen baba, "Ardından da onları ikna edip savaşa götürüyor. Dini duyguları kullanıyorlar. Oğlum geri döndü ama psikolojisi hala bozuk" dedi.

Suriye'ye yardım kampanyalarının yanı sıra, uyuşturucuya karşı mücadele ilanlarıyla da dikkat çeken Haznedar İslami Araştırma Yaşatma ve Yardımlaşma Derneği'nin (HİSADER) tabelasında IŞİD sembolü yer alıyor. Habertürk, HİSADER'in faaliyetleri hakkında bilgi almak amacıyla derneği aradığında önce yetkili olmadığı söylendi ardından da bir daha telefona cevap verilmedi. MİLLİYET / 17.06.2014

--------

HİSADER'DEN KONU HAKKINDA AÇIKLAMA >>>

 

Medya Haberleri

Facebook, Filistinli haber kaynaklarını yüzde 77 kısıtladı
İsmail Saymaz sen tam bir yalan makinesisin!
Yeni Akit bu saçmalıklara yer vermek zorunda mı?
Milyonların katili Esed'in Halk Tv’de CHP’ye teşekkürünü unuttunuz mu?
Nagehan Alçı’nın başörtülü yayın performansı: Suriye Devrimi’ni DAEŞ’le aynı kefeye koyma çabası