Diyarbakır’ın Sur ilçesinde aylarca devam eden çatışmalar ve sokağa çıkma yasaklarının en çok etkilediği yerlerden biri de Sur’a komşu olan tarihî Hevsel Bahçeleri. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne de giren bahçelerde pek çok sebzenin yanı sıra bölgede büyük rağbet gören Hevsel Marulu da yetişiyor. Bahçelerin ekonomisinin önemli bir ayağı olan marulun tarlalara dikilmesi, bu yıl patlamalar, roket mermileri ve kurşunların altında gecikmeli olarak yapıldı. Geç dikilen marulların hasadı da gecikti. Ancak üreticilerin tek sıkıntısı bu değil.
“Bahçemize Gizlice Ekim Yapmaya Gittik”
Murat Özelçi Hevsel’deki bahçe sahiplerinden. Yasak nedeniyle yollar kapanınca bahçesine gizlice girip kurşunlardan sakınmaya çalışarak dikim yapmış:
“40 dönümlük bir bahçemiz var. Yasak gelince yolları kapattılar. Bahçelerimize giden yol da kapandı. Güvenlik gerekçesi ile izin vermediler. Sur’un dibinde olduğu için mermi, roket ve top mermisi düşüyordu bahçelere. Ancak mevsim geçiyordu. Evde fideler daha fazla bekleyemezdi. Hatun Kastal Küme Evleri’nin altından gizlice girdik bahçelere. Fideleri ve kazmayı, küreği güçlükle taşıdık. Ekime başladık ama hemen yanı başımızda çatışmalar sürüyor, bazen patlayıcılar bahçeye düşüyordu. Altı-yedi işçim vardı çok korktular, patlama olunca yere yatıyor, bir süre sonra yeniden çalışmaya başlıyorduk. 6-7 günlük işi böylece 30 günde ancak tamamlayabildik.”.
“Yasak Kalktı Sıkıntı Sürüyor”
Özelçi, çatışmaların sona ermesinden sonra bahçelere gitmekle ilgili sıkıntının zaman zaman sürdüğünü anlatıyor.
“Bahçelerde sulama sıra ile yapılıyor. Bazen sulama sırası gece geliyor. Mecburen gidip sulayacaksınız ama korkuyoruz. Bahçeler tenha ve gece gidip gelirken yanlış anlaşılıp vurulmaktan korkuyoruz. Elimizden geldiği kadar gündüz gözüyle yapmaya çalışıyoruz işlerimizi. Buralarda bir daha çatışma olsun istemiyoruz. Halk perişan oldu, Sur boşaldı bizim de pazarlama anlamında sıkıntılarımız başladı.”.
“Hasat Yapınca Kime Vereceğiz?”
Hevsel bölgesindeki bahçe sahiplerinden Hüseyin Çelik aynı zamanda MS hastası. İki haftada bir hastanede yatan Çelik’i yasaklar iki yönden etkilemiş:
“Yasak sürdüğü zaman hastaneye gidip gelmem çok sıkıntı oldu. Belirli günlerde tedavi için gidip yatmam gerekiyor. Bazen almadılar, ben de yolumu çok uzatarak gidip gelebildim. Bahçelerde ise pek çok şey sıkıntı oldu. Ekim tarihi geçti. Hasat da gecikecek. Bu çok dert değil, esas dert hasat yaptığımızda kime vereceğiz marulları? En büyük pazarımız Sur bölgesi ama ilçe neredeyse tamamen boşaldı. Bölgedeki alıcılarımız ise önceki yıllara göre çok az sipariş geçiyorlar. Sâdece burası değil, bölge genelindeki olaylar çok etkiledi bizi. Marulumuz yeşerdi az kaldı hasada ama kara kara düşünüyoruz.”.
“Alıcı Buraya Gelmiyor”
On altı yıldan beri sebze komisyonculuğu yapan ve Hevsel bahçesindeki çiftçilerle çalışan Eser Doğan hem bölgenin hem de Hevsel bahçelerinin sıkıntılı bir dönem yaşadığını söylüyor:
“Hevsel’den çıkan ürünlerin dağıtımını yapıyorum. Çoğu zaman alıcı buraya kadar gelirdi. Şimdi gelmiyorlar. Bölgedeki olaylardan dolayı korkuyorlar. Bizim gönderdiğimiz ürünler de eskisi kadar rağbet görmüyor. Alıcı olmayınca mal tarlada kalır. Bu durumların düzelebilmesi için kalıcı barışın gelmesi lâzım. Silahın, çatışmanın kimseye getirisi yok. Ben duâ ediyorum, elimizden duâ etmekten başka bir şey gelmiyor.”.
Kaynak: Al Jazeera